Bölüm 1

298 48 29
                                    

Arkadaşlar bu benim 2. kitabım. İlk kitabımı profilimden görebilirsiniz. Adı "Sevgi Nedir Sence?" Arada bir ona da bölüm ekleyeceğim, bilginize. İyi okumalar.

Ben Rüya, 18 yaşında genç bir kızım. Babam daha dün vefat etti. Annem, abim ve kız kardeşim ile yaşıyoruz. En yakın arkadaşım Pelin ile kardeş gibiyiz. Babam vefat ettikten sonra hayatım mahvolmuş durumda. Gittiğim lise Anadolu lisesi. İstanbul'da yaşıyorum. Benim hayatım kısacası bu kadar.

Sabah kalktığımda yanımda duran Prenses'i gördüm. Prenses kim derseniz, o benim kedim. Yalnız kaldığımda ya da kötü hissettiğimde onunla konuşup, oynarım. Prenses sayesinde bütün sıkıntılarım gider.

Prenses ile biraz oynadıktan sonra yatağımdan kalktım, penceremi açtım ve derin bir nefes aldım. Hala inanamıyordum. Babam daha dün ölmüştü ve etkisi hala üzerimdeydi. Düşündükçe ağlayasım geliyordu. Ve şu anda düşünmemek için her şeyi yapıyordum.

Üstümü değiştirmek için gardrobuma ilerledim. Üstüme giyeceklerimi ve iç çamaşırlarımı aldıktan sonra duşa girdim. Soğuk bir duş iyi gelmişti. İç çamaşırlarımı giyip, üstüme mavi bir tişört ve altıma da siyah bir tayt giyip salona doğru gittim.

Annem koltukta sızmıştı. Dünkü olay onu da, abimi de, kız kardeşimi de çok sarsmıştı. Bu arada abimin adı Ömer, kız kardeşimin adı da Tuğçe. Abim benden 3 yaş büyük, Tuğçe ise benden 2 yaş küçüktü. Kahvaltımı hazırladım. Kahvaltımı hazırlamak kolaydı. Domates, peynir ama kaşar peynir, beyaz peyniri sevmem, evde eğer varsa salatalık, ve bir dilim kepekli ekmek. Bir de çay.

Kahvaltımı yaptıktan sonra tabağımı yıkadım ve lavaboya gittim. Elimi ağzımı yıkayıp dişlerimi fırçaladım. Odama gittim.

Biraz ders çalıştıktan sonra Tuğçe yanıma geldi.

"Abla?"

"Tuğçe? Ne oldu? Neden geldin?"

"Yanında yatabilir miyim?"

"Ay, tabi kuzum gel."

Tuğçe ile biraz yattıktan sonra o salona geçti. Ben de okul için hazırlanmaya başladım. Bugün derslere kendimi vermeye çalışsam da olmayacağını biliyordum ama yine de okula gitmeye karar verdim. Formalarımı giydim, saçımı tepeden dağınık bir topuz yaptım, sadece doğal dursun diye bir rimel sürdükten sonra çantamı alıp evin kapısına doğru gittim. Tuğçe'ye okula gittiğimi söyledim ve kapıdan çıktım. Apartmanın merdivenlerinden inerken babamla olan anılarım aklıma geldi. Gözlerimin dolduğunu fark edip başka şeyler düşünmeye başladım.

Pelin'i beklemeye başladım. Pelin de apartmanın kapısından çıktıktan sonra otobüs durağına doğru yürüdük.

Okula geldiğimizde sınıfa doğru gittim. Anadolu lisesi biraz büyüktü. Aslında hayalim Fen Lisesini kazanmaktı ama Anadolu Lisesini kazandım. Bu da iyiydi. Sınıfa girip çantamı koydum ve cama doğru yönelip gökyüzüne baktım. Oraya baktıkça aklıma babam geliyordu. Bu sefer kendimi tutamayıp ağlamaya başladım.

Rimelim Allah'tan akmayan rimeldi. Sırama doğru yönelip kafamı kollarıma gömdüm ve göz yaşlarımı akışına bıraktım.

Bir el omzuma gelip "İyi misin?" Diye sorduğunda kafamı mecbur kaldırdım ve karşımda Emir'in durduğunu gördüm.

"Evet, galiba Emir. Bilmiyorum kendimi çok kötü ve... yalnız hissediyorum." Emir bana kollarını iyice doladı ve "sakin ol" diye kulağıma fısıldadı. Sıramdan kalkıp, okulun bahçesine çıktım. Biraz hava almak iyi gelmişti. Ellerimi hırkamın ceplerine koydum ve yürümeye başladım. Sonbahar mevsimi olduğu için hava biraz serin ve kapalıydı. Yaprakların kimisi hala yeşil, kimisi sarı, kimisi ise dökülmüştü. Aynı benim gibi.

HAYATIM KARMAKARIŞIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin