Bölüm 6

117 26 13
                                    

Bölüm ithafı: esmer_poncik iyi okumalar. Multi: karakterler...

------

"Bileğimi bırak Emir!"

Dişlerinin arasından "Beni dinle," dedi. Onu dinlemek zorunda değildim!

"Seni sevmiyorum!"

"Üzgünüm, bunu yapmak zorundayım." dediği anda Emir dudaklarıma yapıştı.

Elimle onun omzunu itmeye çalışıyordum ama yapamıyordum. E adam kaslı, yapılı olunca tabi olmaz mal.

Göz ucuyla kenara baktığımda Berke orada bana hüzünle bakıyordu. Kahverengi gözleri her tonu alıyordu. Sinir kıvılcımlarının geçtiğini gördüm.

Kollarını göğsünde birleştirdi ve gözlerini kısarak bana bakmaya başladı. Size bakıyor gerizekalı, beyaz atlı prensine ve prensese. Sen sus be iç ses!

Emir sonunda beni öpmeyi bıraktı ve sınıftan 'zenginim ben' yürüyüşünü yaparak gitti.

"Rüya yürü," Berke yanıma gelip beni çekiştirmeye başladı.

Bileğimi onun bileğinden çekmeye çalışırken "Ya bırak!" diye haykırdım.

Sonunda bileğimi bırakıp bana yalan söyleyen, ama kendini masum gibi gösteren çocuk gibi baktı.

"İlk önce Emir'i öp, sonra gel bana kız. Öyle mi? Öyle mi Rüya? Nerede adalet?! Hani sen beni seviyordun?! Bana öyle söylemedin mi?! Tamam, baban öldü, bunu anl..."

Ağlarken bağırıyordum "Suus! Sus! Babam ölmedi! O, o hala yaşıyor! Sus!" Bir yandan da ayaklarımı yere vuruyordum.

Berke eliyle kendini göstererek "Benim suçum ne o zaman?! Söylesene! Senin suçun sadece beni sevmek Berke desene! Hadi! Hadi! Söyle! Benim suçum sadece sevmek! Değil mi?!"

Bileklerimi kaldırarak "Cevap ver!" diye haykırdı.

Biraz sakinleştiğimi hissettiğimde "Evet, senin suçun sadece beni sevmek! Emir beni bıraktığında da bana böyle oldu. Şimdi acımı anladın mı?! Söyle! Susma!" dedim. Göz yaşlarıma engel olamıyordum.

Sonunda bileklerimi bırakıp sınıftan çıktı. Evet, bu koca sınıfta yanlız kalmıştım. Bende en arkada olan sırama ilerledim ve kafamı koluma gömdüm.

Sessizce ağlamaya başladım. Haydi ama dostum, niye bu kadar güçsüzsün? Sen sus iç ses!

--------

Okulun karşısındaki '112 Acil Kafe' ye geldik. Adı komikti ve çok güzel tatlılar yapıyordu. Şu anda üç kişiydik. Eren, Pelin ve ben. Ben her zamanki gibi bir sütlaç ve taze sıkılmış limonata yiyip, içiyordum. Bu kafede zaten benim favori ikilim oydu.

Okul az önce bitmişti ve biz yapacak bir şey bulamayıp '112 Acil Kafe' ye gelmiştik.

"Kızlar?"

"He yavrum?" diye cevap verdi Pelin.

"Sizi görünce gözlerim dolar, kulaklarım Euro."

Limonatamdan bir yudum aldıktan sonra "Gerizekalı bu valla," diye geçiştirdim. Ardından Pelin konuşmak için ağzını araladı.

"Peki kankiştoşkocuklarımın kankiştoşkocukları yaprak testten sarma yapılır mı?"

Bu sefer tepkisiz kalıp sadece gözlerimi devirmekle yetindim.

HAYATIM KARMAKARIŞIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin