HAYATIM KARMAKARIŞIK

Bölüm 7

Bölüm ithafı: ocean_bluee iyi okumalar. Medya Rüya, Pelin ve Eren. Hepinize iyi okumalar.

Medya şarkısı: Plumb-Cut. Dinleyin ama tavsiye ederim!...

------

Emir şarkı söylemeyi bitirdiğinde ona hayranlıkla baktım. "Sesin kusursuz odunum," dedim diyemem benden öyle bir şey beklemeyin tabikide. Ben öyle romantik falan olamam tamam mı? Yani ben kim, romantiklik kim? Evet, bazen saçma konuşuyorum ama yani bunu yüzüme vurmazsanız sevinirim 'umursamaz emoji'.

Ben Emir'e bön bön bakarken Emir gitarla beraber homurdanarak kalktı ve yukarıya çıktı. Kesin alınmıştı odun. Nihaha.

Ben de minderden kalkıp dışarıya çıkan kapıya yöneldim ve dışarıya çıktım. İlk gözüme çarpan beyaz çizgili yeşil bir salıncak olmuştu. Hemen salıncağa yönelip salıncağa oturdum ve hafif hafif salladım.

Daha sonra arkama yaslandım ve ateş böceklerinin, denizin sesini ve hafif esen rüzgarın sesini dinledim. Sessizlik bana huzur getiriyordu. Bence herkese öyle oluyordu ama, bana daha farklıydı. Bende ki huzur bambaşka bir şeydi.

Birkaç dakika sonra Emir'in kapıdan bana doğru geldiğini gördüm. Elinde battaniye vardı. Ay canım yaa beni düşünmüş, yerim seni... Höst! Orda kal Rüya, cıvıtma.

Emir yanıma oturdu ve üstümüze battaniyeyi örttü. "Merhaba,"
"Merhaba Emir," aramızda niye böyle bir duvar vardı?

"Gözlerinde kaybolmuşum," bir kaç dakika anlamasam da sonra anladım. Emir şarkı sözünü söylüyordu.

"Zaman durmuş mest olmuşum,"

"Zaten başım dönüyor,"

"Seni fazla kaçırmışım,"

"Dudağından çok içmişim," Emir sözünü bitirdikten sonra ikimizde gülüştük. Daha sonra üşüdüğümüzü fark edince biz de yatmaya karar verdik.

Odaya çıktığımızda Emir yatağa yatmıştı bile. Ben de gülümseyip başımı iki yana salladım Allah'ım yaa çok tatlı. Ben de yatağa geçtim ve alnımı Emir'in sırtına dayadım. Güzel bir uyku uyumayı diledikten sonra doğrulup Emir'in yanağına küçük bir buse kondurdum. Bunu yapmasaydım içimde kalırdı. Gözlerimi yumdum ve uykuya daldım...

"Ya yapma ama canım, gıdıklanıyorum,"

"İster yaparım ister yapmam sana ne?" Berke yanağımdan öptü ve gülümsedi. Gülümseyince gözlerinin kenarında çizgiler oluşuyordu. Hortumu aldığım gibi açtım ve Berke'ye tuttum. Çocuk sırılsıklam olmuştu. Bir yandan da beni kovalıyordu. Sonra elimden hortumu almayı başardı ve bana tutmaya başladı. Ben baştan aşağı sırılsıklam olmuştum. Ben de güya korunmak için sağ bacağımı sol koluma çekmiştim. İkimizde aynı evde yaşıyorduk, sadece ikimiz...

Evimiz üç katlıydı, çatı katıyla dört. Ev çok büyüktü. Müzik odasından tut da kapalı havuzuna kadar.

Berke sonunda beni belimden tuttu ve alnımı öptü. Çok mutluyduk. Ta ki baş belası Emir gelene kadar. Çocuğun bizimle alıp veremediği bir şey vardı. Eskiden sevgiliydik, beni aldattı. Her neyse mutluluğumuzu kimse bozamaz! Biz Berke'yle içeri geçtik. Ben direk odama çıktım ve üstüme beyaz, siyah bir yazıyla 'I love my life' yazan tişörtümü giydim ve altıma da beyaz eşofmanımı kombinledim..