Bölüm 14

60 8 6
                                    

Medya: Rüya, Eren ve Pelin

Bölüm Şarkısı: Justin Bieber -What Do You Mean-

------

Telefonu kapatıp yataktan kalktım ve üstümü değiştirdim. "Bu kadar hüzün yeter Rüya Hanım! Kendine gel! Sen güçlü bir kızsın! Ne diyorum ben ya?" İyice manyaklaşmıştım. Üstüme düzgün ev için uygun bir kıyafet giydikten sonra telefonumu alıp salona geçtim.

"Anneğğğ! Açım!" Üçlü koltuğa yayıldım ve telefonumla uğraşmaya başladım.

"Kız! On dokuzuna girdin! Bir zahmet kendin yap!"

"Anneğğ! Açım!"

"Bozulmuş plak gibisin Rüya. Haydi ekmek al. Ekmek bitmiş. Sonra yersin yemeğini."

"Of anne! Gitsin Tuğçe alsın! O ailenin en küçüğü! Ayrıca bıktım artık ayrı eve çıkcam ben. Sizden ayrılcam. Rüya ekmek al, Rüya çöpü at, Rüya terlik geliyor, Rüya bulaşıkları makinaya yerleştir, Rüya bakkala ini ver. Yeter ya! Vallahi yeter! Bıktım artık be-"

"Ah anne ya! Kafamı kırdın! Kafamın içine- tamam! Sustum küfretmiycem."

"Ekmek alcan mı kuzum?"

"Of anne! Alıcam. Parayı ver."

"Aferim, böyle uslu ol."

Annem parayı verdi ve evden çıktım. Şu anda iyice pazar günü depresyona giren kız gibiydim. Ayağımda üç numara büyük annemin ayakkabıları, şapalak şupalak sesler çıkarıyor, saçım nasıl yaptığını anlamadığım bir topuz, tişörtüm Mickey Mouse'lu, beyaz bir eşofman altı, siyah bir hırka. Tamamen depresyona giren bir kız gibiydim şu an. Ama umrumda değildi.

Bakkala girdim ve iki ekmek alıp eve geri girdim. Aslında eve giderken aklıma Pepee'nin 'İki Ekmek Aldım Eve Gidiyorum' şarkısını söylemek geldi ama sonra rezil olurum diye vazgeçtim. "Yemek hazır mığğ?"

"Allah'ım yarabbim! Ne kadar obur bir kız doğurmuşum ben! Yok, sana sütüm yetmemiş. Al! Yemeğin."

"Sağol anne ya! Ne kadar da mutlu oldum."

"Tabii mutlu olcan kızım. O kadar yemek yaptım sana. Haydi afiyet olsun. "

------

"He Pelin he." Pelin bir şeyler anlatıyordu ama ben her zamanki gibi takmıyordum. Öyle geçiştiriyordum. "Kanka bugün beni Eren aradı işte Berke yurtdışına gitmiş, telefonu falan çekmiyormuş." Sıkıntıyla ofladım. "Of Pelin sus! Yeter!"

"Tamam kanka ya. Sana da birşey anlatılmıyor. Neyse saat üçte okulun önündeki kafede görüşürüz. Ben Eren'e haber veririm."

"Tamam bays."

Telefonu kapattım ve ardından Meriç aradı. "Ne var Meriç?"

"Ayıp oluyor ama Rüya."

"Ne söyleyeceksen söyle, işim var."

"Seni özledim."

"Meriç, bir daha arama beni. Lütfen..."

Telefonu kapattım ve yatağın kenarına bir yere attım. Ne giycem ben şimdi? Dolabıma baktığımda pek birşey göremedim. Buz mavisi bir kazakla siyah bir kot pantolon alıp üstüme geçirdim. Saat zaten iki buçuk olmuştu. Anca giderdim. Telefonumu pantolonumun arka cebine sokup elli lira alıp onu da ön cebime koydum ve anneme haber verip evden çıktım.

Yaklaşık yarım saat sonra kafeye varabilmiştim. "Selam gençlik. Nasılsınız?"

"İyi kanka sen nasılsın?"

HAYATIM KARMAKARIŞIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin