1.Bölüm

20 1 0
                                    

Her zaman ki gibi bugün de sabahın beşinde kalkmıştım.Daha doğrusu kalkmaya mecburdum.Kalkmassam tekrar tekrar o anları yaşayacağımı biliyordum çünkü.O yüzden hiç riske girmeyip zorlanmadan uyanıyordum. Kafamdaki düşünceleri bir kenera itip benliğimi yiyip bitiren tükenmişlik duygusuyla yatağımdan kalktım.Çıplak ve soğuktan buz kesilmiş ayaklarımla demir kapıya doğru yürümeye başladım.Önüne geldiğimde kapıyı iki kez tıklattım ve bir umut,kısılmış sesimle

"Lavoboya gitmem gerek" diye seslendim.Bi süre canlılığa dair hiçbir ses işitmedim.Sanki bu koskoca evde sadece ben varmışım gibi hissettim.Ama hislerim beş dakika sonra onun adım seslerini işitince normale döndü.Onun geldiğini anlayınca ne olur ne olmaz diye kapıdan biraz uzaklaştım.O kapının kilidini 2 kez çevirdikten sonra açtı ve o koyu kehribar gözleriyle bana, sanki karşısında ki kızı değilde tiksindiği,nefret ettiği biri varmış gibi bakmaya başladı.Aramızda geçen o bakışma içimde yine fırtınaların kopmasına yetmişti.Biraz sonra hiçbirşey yokmuş gibi kafasıyla çık işareti yaptıktan sonra gitmişti.

Gidişine bakarken ne kadar acımasız olduğunu bir kez daha hatırladım ve artık bu tarz şeylere alıştığım için çok fazla kafa yormadan odadan çıktım.Yavaş adımlarla merdivenlerden çıkarak lavoboya girdim.İşlerimi bitirip biraz oyalandıktan sonra, benim için hazırlanmıs formalite olan odama gittim.Aslında asla böyle güzel bir odada kalamazdım ama buna mecburdular.Çünkü bana yaşattırdıkları o şeyleri birinin bile bilmesini istemezlerdi.Hatta kimse istemezdi...

Okul formamı dolaptan çıkarıp yatağın üzerine koydum.Acele etmeden kıyafetlerimi çıkarıp formamı giyinmeye başladım.Giyindikten sonra aynanın önüne geçip karşımda ki ruhu kelepçelenmiş kıza bakmaya başladım.Karşımda güçlü gibi görünen sahtekar birini görüyordum.Ben gibi olmayan, benim yaşadıklarımın aksine hayata tüm enerjisiyle bakan, sorunsuz, mutlu ve bencil bir kız.Olmak istediğim değil olunmak isteğim biriydim ben.Ne kadar komik bir durum değil mi insanın olmak istemediği ama olunmak istediği biri olmak.Kendimi tam bir kukla gibi hissediyordum.Beni yöneten biri vardı ve ben o olmadan bir hiçtim.Yada bu düşünceyi ben farkında olmadan bana empoze ettirmişlerdi.

Tarağı elime alıp saçlarımı taramaya başladım.Taradıktan sonra düz olan saçlarımın uçlarını hafif dalgalandırmak için maşayı prize taktım.Isındıktan sonra saçlarımı maşalayıp makyajımı yapmaya başladım.Dünün izi olan yanağımdaki morluğu kapatmak için fondötenle epey bi uğraşmıştım ama sonunda kapatmayı başardım.Daha sonra kirpiklerimi maskaralayıp aynanın önünden kalktım.Okul çantamı da alıp aşağı,güya annem!lerin yanına inmek için odadan çıktım.

Merdivenlerden inerken konuşma seslerini duyabiliyordum.Her zaman ki gibi benden bahsediyolardı.Canımı sıkmak istemediğim için konuşulanlara kulak asmadım ve yanlarına gittim.Annemin yanına gelince başımı hafif eğip göz temasından kaçarak
"Hazırım ben" dedim.Kafasını bana çevirip elini çeneme koydu ve yüzümü incelemeye başladı.Yanağımda ki morluğu kapattığımı görünce

"Aferim, gidebilirsin" diyip kahvaltısına ve babamla olan muhabbetine geri döndü.Bende daha fazla orda durmayıp mutfağa gittim.Masada duran benim için hazırlanmış olan sandvinçi alıp yemeye başladım.Yeme işlemimi bitirdikten sonra evden dışarı çıktım.Şöförümüz beni gördüğü gibi arabanın kapısını açtı ve binmem için kenarı çekildi.Arabaya biner binmez kapımı kapatıp kendi yerine geçti ve okula doğru sürmeye başladı.Okula geldiğimizde şöförü beklemeden kapımı kendim açıp dışarı çıktım.

İşte tam burada, diğer insanların yanında olmak istemediğim ama zorla oldurulan kişiliğim devreye giriyordu.Evet ben böyle olmayı istemiyordum ama buna mecburdum yoksa olacakları biliyordum.Kendime zarar gelmesin diye diğerlerinin ne yaşadığı umrumda olmuyordu biraz ama dediğim gibi mecburdum.

Annemin felsefesi şuydu:
'Sana zarar gelmesini istemiyorsan karşındakine zarar ver '. Bu sözünden sonra bende bu emrine istemeden de olsa uymak zorunda kalıyordum.

Okulun girişine doğru dik ve kendini beğenmiş bir şekilde yürümeye başladım.Okulun içine girdiğimde bizimkileri bulmak için etrafımı hafif göz gezdirerek incelemeye başladım.Onları gördüğümde yine birini sıkıştırıp alay ediyorlardı.Her zaman ki gibi içimden tüm küfürleri savurarak yanlarına gittim.Yüzüme o umursamaz ve eğleniyormuş gibi görünen ifademi takıp
"Kolay gelsin gençler" diyip sahte bir kahkaha attım.İçlerinden güya en yakın arkadaşım olan Eda

"Aa sen mi geldin canım" diyerek boynuma atladı birden.Bu hareketine karşılık sert bir tavırla

"Evet ben geldim de biraz yavaş olsan diyorum hani" diyerek Eda' nın geri çekilmesini sağladım.Diğerleri hiçbirşey olmamış gibi okuldaki burslu öğrenciyle dalga geçmeye devam ettiler.Bende araya girip

"Neyse bu kadar yeter enerjinizi diğerlerine saklayın" diyip önden yürümeye başladım.Onlarda anında kızı bırakıp peşime takıldılar.

"Batuların yanına mı gidiyoruz" dedi Eda.Bende başımla onayladıktan sonra yürümeye devam ettim.Kantine ulaştığımızda Batuları bizim masada muhabbet ederken gördüm.Elimle saçımı düzeltip yanlarına doğru gittim.Geldiğimi fark eden Batu

"Ooo Nefes hanımlar gelmiş.Hele şükür okulumuza teşrif edebildiniz hanımefendi" diyip ayağı kalktı ve bana sarıldı.Bende ona karşılık verip masaya oturdum.Diğerleride masaya yerleştikten sonra Batu,

"Hoşgeldin canım" dedi.Bende tüm yapmacılığımla

"Hoşbuldum tatlım" dedim.

"Ee nasılsın tatilin nasıl geçti" dedi Batu.

Gerçekten herkes beni bu yaz yurt dışında tatilde sanıyorlardı ama bilmiyorlardı ki ben bir gün bile evden dışarı çıkmamıştım.Daha doğrusu çıkarılmamıştım.Bende gerçekten öyleymiş gibi hafif gülümseyerek

" Harikaydı canım ya, çok eğlendim" dedim.

"Seni aradım birçok kez ama ulaşamadım telefonun kapalıydı galiba" dedi tekrar. Eda da bunu duyup

" Evet gerçekten bende ulaşamadım nerdeydin sen Nefes niye açmadın telefonlarımı" dedi beni sorgularmışcasına.Edaya doğru dönerek hafif kaşımı kaldırıp imayla

" Ahh Eda'cım kusuruma bakma bu seferlik.Sana hesap mı vermeyi unutmuşum canım." diyerek o korkutucu bakışımı attım.Eda da çekinerek

"Yok canım, ne hesap sorması sadece sen açmayınca merak etmiştim ondan sordum yani" diyip başını eğdi.Bende onu takmayıp tekrar Batuya döndüm ve

"Bu yaz biraz kafamı dinlemek istedim o yüzden hattımı çıkarmıştım, ondan ulaşamamışsındır sen" dedim.Batu da konuyu çok fazla uzatmayıp

"Tamam canım, neyse hadi sınıfa çıkalım sıkıldım burda" dedi.Bende başımla onayladıktan sonra tüm grup kantinden çıktık.

Bugün okulun ilk günüydü.On ikinci sınıfa geçmiştim artık.Reşit olmama sadece altı ay kalmıştı.Hayallerime kavuşmama, bu eziyetten kurtulmama sadece altı ay kalmıştı.Bunu düşünmek bile insana huzur veriyordu gerçekten.
Sınıfa ulaştığımızda içeri girdik ve en arka sıraya Batuyla oturduk.Burası bizim Batuyla değişmez yerimizdi.Bu sıraya kimse oturmaya cürret edemezdi,çünkü Batu ve Nefes ikilisiyle uğraşmak onlar için sadece eziyet ve dertten başka bir şey değildi bu okulda.

"İlk ders kimeymiş Batu"

"Ne biliyim kızım ben sanki dersle ilgilendiğim var benim" diyip gülmeye başladı.

"Bilsen şaşardım zaten Batu " dedim ve hocayı beklemeye başladım.

Biraz sonra aniden sınıfın kapısı hiddetle açıldı.Batuyla birbirimize noluyo lan bakışı atıp içeriye gelenin kim olduğuna bakmak için kafamızı kaldırdık.Geleni görünce birden kalbimde tarifsiz bir sızı hissettim.Hemde bugüne kadar canımı hiç bu kadar acıtmayan bir sızı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 08, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

NefesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin