3.Geceye Karışmış

12 0 0
                                    

Siyah gömleğinin düğmelerini özenle bir bir ilikledi. Gömleğinin aynı tonundaki gravatını eline aldı ve aynı özenle boynuna geçirip yavaşça şekil verdikten sonra zifiri karanlık bir gecede aysız gökyüzüne benzemişti.


Koyu gri pantolonuna siyah askılarını takıp, geniş omuzlarından geçirdi. Gömleğinin kollarını ikişer kez katladı ve eşit olup olmadıklarını kontrol ettikten sonra aynadaki görüntüsüne baktı. Her zamanki gibi oldukça şık ve asil olmuştu. Kıyafetlerine daima özen gösterir temizliğine çok dikkat ederdi ve her ne olursa olsun asil duruşundan hiçbir zaman ödün vermezdi. Duygularını gizlemede ustaydı.


Aynadaki görüntüsüne son bir kez daha bakıp saçlarını düzeltti ve ağır adımlarla evden çıktı. Uzun seyrek ağaçların bulunduğu dar yola girdiğinde kızın çoktan yurttan çıktığını gördü. Onun geldiği istikametin tam tersi yönünde bulunan okuluna gidiyordu. Koyu kestane saçlarını tepeden yaptığı sımsıkı  topuzla toplamıştı ancak bir çok tel tokanın arasından fırlamış genç kızın suratına doğru inmişti. Üzerine açık gri bir pantolon ve koyu gri salaş bir tişört giymişti. "Yeni almış olmalı" diye düşündü genç adam. Yaklaşık bir yıldır kızı izliyordu. Bir yandan onu İlk defa açık renkli bir şey giyerken görmüş olmanın verdiği şaşkınlığı yaşarken, bir diğer yandan ona ne kadar yakıştığını düşünüyordu. On dakikalık yürüyüşün ardından genç kız okula ulaşmış arkadaşlarıyla konuşmaya başlamıştı. Arkadaşlarından biri ona aşırı heyecanla bir şeyler anlatıyor onun ilgisini çekmeye çalışıyordu ancak geç kız sadece dinlermiş gibi davranıyor gerek gördüğü yerlerde bir kaç şey söylüyor ama arkadaşının anlattığı şeyi hiç önemsemediği her halinden belli oluyordu ya da adam kızı çok iyi tanıdığı onun her halini bildiği için onun hareketlerini anlıyor hatta belki de onu kendinden bile daha iyi tanıyordu.


Genç kız gözlerini uzak bir noktaya sabitlemiş dikkatle bakmaya başlamıştı. Önce şaşkınlıkla birkaç kez kirpiklerini kırpıştırdı, inanamaz gözlerle bakıyordu o noktaya. Genç kızın duygularına odaklanan adam onun korkusunu hissedebiliyordu. Onu bu denli korkutan şeyi merak eden adam başını çevirdiğinde Kali'yi gördü. Kali bir kara tanrıçaydı ve zamana hakim olması sebebiyle her şeyi yutabilme gücüne sahipti. Garip olansa kızın Kali'yi görmüş olmasıydı hem de gerçek halini. Sıradan insanlar onu herhangi bir insan görüntüsüyle görürdü ancak belirli güçlere sahip kişiler onun gerçek halini görebilirdi. Gerçek hali ise erkeklere ve tanrılara çekici geliyor olsa da kadınlara korku veriyordu. Çoğu kez memeleri açıkta, mavi tenli, sivri dişli ve uzun dilli bi kadın olarak tasvir edilen Kali şuanda da buna benzer bir görüntüye bürünmüştü. Kali'nin burada olması normal değildi. Ve genç kızın onu görmüş olması felaketle sonuçlanabilirdi. Adam önce Kali'nin neden burada olduğunu öğrenmeli, ardından da genç kızın hafızasını silmeliydi.


Elini saçlarının arasına asilce daldırıp hafifçe düzelttikten sonra duruşunu dikleştirip Kali'ye doğru ilerlemeye başladı. O ilerlerken Kali ağaçların arasında usul usul ilerliyor adamın onun peşinden geldiğini biliyordu. Kali ağaçların oldukça sıklaştığı bir bölgeye geldiklerinde aniden durduktan sonra adam da belli bir mesafe belirleyerek durdu. Kali yüzünü ona döndüğünde tıpkı sıradan bir insan gibi görünüyordu. Ateş kırmızısı saçları ve laciverte çalan koyu mavi gözleri Kali'nin insan formuna girdiğinde kullandığı bedeniydi. Suratına en etkileyici gülümsemelerinden birini yerleştirmiş olan Kali adama ağır adımlarla yaklaşıyordu. Aralarındaki mesafenin iyice azalmasından sonra adam;


"Neden buradasın?" dedi. Bir an önce Kali'nin derdini öğrenip genç kızın yanına dönmek istiyordu.


"Hiç değişmemişsin." diye cevap verirken umutla adamın gözlerine bakıyor herhangi bir duygu kırıntısı görmeye çabalıyordu.


"Tekrar etmeyeceğim."


Adam olduğu yerde sabit bir şekilde herhangi bir hayat belirtisi göstermeden bakışlarını Kali'ye dikmiş cevap bekliyordu.


"İblis kaçtı."


"Nasıl?"


"Bilemiyorum. Birileri bir şekilde beni zayıf düşürmeyi başardı. Kendime geldiğimde iblisin başı elimden gitmişti. "


"Buna inanmamı beklemiyorsun herhalde."


"İnanıp inanmamak sana kalmış. "


"Ellerini göster."


Kali ellerini çıkardığında dört elini de tek tek kontrol eden adam gerçekten de iblis başının olmadığını gördü.


"Ben sadece seni uyarmak için geldim." deyip son bir kez daha umutla adamın gözlerine bakan Kali orada hiçbir şey göremeyince, kafasını umutsuzca eğip ağaçların arasında yok oldu. Adam yeniden genç kızı izlemeye döndüğünde çoktan derse girmiş olduğunu gördü bu iyiydi işte. Genç kız derslerde hep uyurdu böylelikle adam onun rüyasına girebilir gördüklerinin aslında sadece rüya olduğunu zannetmesini sağlayabilirdi.


Genç kız boynuna saplanan ağrıyla uyandığında, üzerine yattığı kolu uyuşmuştu. Suratını buruşturarak etrafa bakınırken dersin hala bitmediği gördü. Dünyanın en yaşlı insanını profesör diye sınıfa getirmişler ders anlatmasını bekliyorlardı. Genç kızın adamı her gördüğünde amca yanlış yere gelmişsin mezar şehrin diğer tarafında kalıyor diyesi geliyordu. Belki de adam yaklaşık yüzyıl önce ölmüştü de sırf hürmetten yaşıyor da olabilirdi.


"Madem uyuyacaksın derse niye geliyorsun ya da madem derse geliyorsun niye uyuyorsun hiç anlamıyorum." diye homurdanan birini duyup yan tarafına baktığında derste bir saniye bile dikkati dağılmadan not alan Jeni'yi gördü.


"Bak şimdi sen not alırsın, öteki kitap okur, beri ki çirkin şakalar yapar ve ben de uyurum. Bu dünya da herkes bir şeylerle meşgul olmalı değil mi?" deyip şapşal bir sırıtışla Jeni'ye cevap verdikten sonra rüyasında gördüğü yaratığı defterine çizmeye başladı. Bazen rüya günlüğü tutardı bazen de böyle gördüğü şeylerin resmini çizerdi.


Kıta KoruyucularıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin