-Büyük Sorun-

133 11 8
                                    

Asansörden inip Sung Gyu'nun odasına girmiştik.Odaya girdiğimizde Hoya,Tenshi'nin yatağa oturmasına yardım etti.Tenshi'nin yüzü bembeyaz olmuştu ve hala derin nefesler alıp veriyordu.Buna rağmen Sung Gyu camı açmak için hareketlendiğinde zor da olsa bunu yapmamasını söylemişti.Sung Gyu ağır hareketlerle geri dönüp nedenini sormak için ağzını açtığında Sung Jong önüne geçti.

''Sence de bunun için uygun bir zaman değil,öyle değil mi?'' dedi ve Sung Gyu'nun yanındaki buzdolabından bir su aldı.

Tenshi'nin yanına gidip suyu açtı ve içmek isteyip istemeyeceğini sordu.Tenshi,gerçekten kötü görünüyordu.İyi olduğunu,sadece biraz dinlenmesi gerektiğini söyleyip suyu kibarca reddetti ve gözlerini kapattı.Onun için endişelensem de bir şey demek istememiştim ama rahat edemedim.Tenshi'nin önünde durup onunla aynı hizaya gelene kadar eğilmiştim.

''Odaya gitmek ister misin?'' diye sordum.

''Kızlar gelene kadar burada kalmalıyım.İyiyim ben.Merak etme.'' deyip gülümsemişti.

Sormak istediğim çok şey vardı ama Tenshi'yi bunaltmak istememiştim.Gerçekten pek iyi gözükmüyordu.Gülümsedim ve eğer istediği bir şey olursa söyleyebileceğini hatırlatıp yanından ayrıldım.Çocukların yanına gittiğimde olayla ilgili bir kaç fikir yürütüyorlardı.Sung Gyu bu durumdan çok rahatsız olmuştu.Detayları bilmemek onu tedirgin hissettiriyor olmalıydı.

''Çok uzamadı mı sizce de?Yume her şeyi anlatacağını söyledi zaten.Sadece biraz daha beklememiz lazım.'' dedi Woo Hyun kendini koltuğa bırakırken.

Sung Jong'da Woo Hyun'u onaylamıştı.Böylece bu konu Yume gelene kadar kapanmıştı.En azından ben öyle olacağını düşünüyordum.Bugünkü ödül töreni hakkında bir sohbete başlamıştık ki bir süre sonra odanın kapısı çaldı.Hepimiz önce birbirimize sonra Tenshi'ye bakmıştık.Tenshi ağır hareketlerle yataktan kalkıp kapıya gitmişti.Oturduğum yerden öne doğru eğilip kapıya baktım.Akari gelmişti.Tenshi'yi baştan aşağı süzmüş ve odaya gidebileceğini,kendisinin bizimle kalacağını söylemişti.Tenshi sadece başıyla onaylayıp odadan çıktı.Akari'nin de onunla gitmesi gerektiğini düşünüyordum ama bu kızların görev bilinci çok kuvvetliydi.Woo Hyun koltuktan kalkıp Akari'ye oturmasını söyledi ve kendisi de yatağa oturdu.Kısa süren ölüm sessizliğini Sung Yeol bozmuştu.

''Akari,sence kızlar ne zaman gelir?'' dedi sesi oldukça boğuktu.

''Bilmiyorum.'' deyip kafasını salladı Akari.

''Psişik güçlerin bununla ilgili bir şey söylemiyor mu?Telepati yeteneğine sahip olmanız gerekmez mi?'' dedi Sung Gyu.Dalga geçiyordu.

''Her zaman değil.Bu konu hakkında bir bilgiye sahip olmayan insanların zihnini okumak kolay ama biz düşüncelerimizi kontrol edebiliriz.Bu da işleri zorlaştırıyor.Mesela,senin dalga geçer ses tonunun arkasında meraklı tarafının gizlendiğini biliyorum ama Yume ve Chikara'nın düşüncelerini okumak bu kadar kolay olmuyor.'' dedi Akari.Az önce Sung Gyu'nun kullandığı ses tonunu kullanarak.

Sung Gyu uzunca bir süre gözlerini Akari'den ayırmamıştı.Akari hiç tepki vermeyince gülüp bakışlarını başka bir yöne çevirdi.Odadaki televizyonu açıp kanallarda gezinmeye başlamıştı.Woo Hyun,Akari'ye bugünkü ödül töreni ve yolculuk hakkında bir sürü şey soruyordu.Bunu konuyu dağıtmak için yaptığını anlamak çok kolaydı.Akari'de ona yardımcı olup sorduğu her soruya cevap vermiş ve kendisi de bir şeyler sormaya başlamıştı.Bir süre sonra Hoya,Sung Gyu'nun yanına gitti ve onunla uğraşmaya başladı.Onu sohbete dahil etmek istese de şuan Akari ile konuşamayacak kadar sinirli olduğunu biliyorduk.Sung Gyu her sorunumuzu dinlerdi ama genelde kendisi pek bir şey anlatmazdı.O yüzden onu konuşturmak için farklı yöntemlere başvurmak zorunda kalırdık.Dong Woo,Hoya'nın yanına gidip ona yardımcı olmaya başlamıştı.Biz de Akari ile sohbet etmeye devam etmiştik.

MÜHÜRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin