-Güven Problemi-

129 11 21
                                    

Çatıya çıktığımızda bizim dışımızda bir kaç kişi daha vardı.Hoya,Tenshi'nin elinden tutup yürümeye başladı ve onu bir banka oturttu.Kendisi de yanına oturmuştu.Ağır adımlarla yanlarına gidip oturdum.Myung Soo ise oturmaktansa korkulukları yanaşıp etrafı izlemeyi tercih etmişti.Hoya,ceketini çıkartıp Tenshi'nin omuzlarına koydu.Soğukta durmasının ona iyi gelmeyeceğini söylemişti.Oysa hava esmiyordu bile.Tenshi gülümseyip teşekkür etmişti.Bu tarz muamelelere alışkın değildik.Genelde hata yaptığımızda bizim için endişelenmez tam tersine çok ağır cezalar verirlerdi.Bu yüzden Hoya'ya karşı nasıl bir tavır takınmamız gerektiğini bilmiyorduk ama bu hissi sevmiştim.

''Kendinize dikkat etmeniz lazım.Açıkçası anlattıklarınıza hala inanmak da güçlük çekiyorum ama Tenshi'nin durumu basit bir şey değildi.O yüzden kafamdaki soruları bir kenara itip anlattığınız her şeye inanmaya karar verdim.Verdik daha doğrusu.Bir problem çıkartmayacağız bu yüzden bizimle ilgilendiğiniz kadar kendinizle de ilgilenin.'' dedi Hoya,Tenshi'nin üzerinden atmaya çalıştığı ceketi düzeltirken.

Gülümseyerek oradan uzaklaşmıştım.Bu ceket mevzusu bir tartışma çıkartacak gibiydi ve orada durmak istememiştim.Ağır adımlarla Myung Soo'nun yanına gitmeye başladım.Korkuluklara yaslanmış,bir şarkı mırıldanıyordu.Sessizce arkasında durup onu dinlemeye başlamıştım.Saatlerce dinlemek istememe sebep olacak kadar rahatlatıcıydı.Bir süre sonra Myung Soo susup geri döndü.Göz göze geldiğimizde sola doğru bir kaç adım atıp gelmemi işaret etti.Yavaşça yanına gittim ve korkuluklara yaslandım.Bir iç geçirip gözlerini bir yere sabitledi.

''Hala gitmediler.Bu saatte dışarıda olmalı hiç doğru değil.'' dedi.

''Fanlardan mı bahsediyorsun?Gidip konuşmamı ister misin?'' dedim baktığı yere doğru eğilirken.

''Hayır,gerek yok.Woo Hyun konuşmaya gitmişti zaten.Gitmek istemiyorlarsa zorlayamaz ki.'' dedi ve gülümsedi.

Bense beynimden vurulmuşa dönmüştüm.Gözlerimi kısıp Myung Soo'ya baktım ve konuşmaya başladım.

''Yani Woo Hyun aşağı indi ve hiçbirimizin haberi yok,öyle mi?Bu işi bir oyun mu sanıyorsunuz gerçekten?Sen Tenshi'nin ne halde olduğunu gördün üstelik.Anlattıklarımıza inanmıyor olsanız bile durumun ciddiyetini tahmin ediyor olmalıydınız.'' dedim ve aşağı inmek için yürümeye başladım.

Gerçekten çok sinirlenmiştim.Gittikçe kolaylaşması gerekirken gittikçe zorlaşıyordu.Eğer Natsu gelip her şeyi anlatmasaydı şuan çok daha rahat olabilirdik.Bu durumdayken çocuklarla başa çıkmak çok yorucuydu.Myung Soo kolumdan tutup daha fazla ilerlememi engellemişti.

''Biz yukarı çıkmadan önce aşağı inmişti.Çoktan odaya dönmüş olmalı.Abartmıyor musun?Otelin güvenlik görevlileri var.Üstelik yanında Min Hyuk'da vardı.''

''Abartmak mı?Bu Min Hyuk'un sizi koruyabileceği bir durum değil.Basit bir hayran topluluğundan bahsetmiyoruz.Biz bile bu kadar zorlanırken güvenlik görevlilerinin bir şansı olabilir mi sence?'' dedim yaramı gösterip kolumu çekerken.

''Madem öyle neden bu kadar panik yapıyorsun?Psişik güçlerini kullanıp onun nerede,ne durumda olduğunu öğrenemez misin?'' dedi kolumu tekrar tutarken.

''Burası oldukça kalabalık bir yer.Bu şekilde onu bulmak tahmin ettiğinden çok daha zor.O yüzden gidip kontrol etmeliyim.Böylesi daha hızlı ve kesin olacaktır.'' dedim derin bir nefes verirken.

''O zaman sana gidip kontrol etmekten daha hızlı bir yol göstereyim.'' dedi ve elini cebine attı.

Korkuluklara geri yürürken telefonundan Woo Hyun'u aramıştı.Bir süre konuştuktan sonra kapattı ve bana döndü.

MÜHÜRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin