Yume koltuğa oturduğunda Akari de yanına gidip duvara yaslanmıştı.Ben de yanımdaki duvara yaslandım.Bir kaç saniye sonra Myung Soo elinde bir kaç mendil ile gelip onları uzattığında afallamıştım.Parmağıyla gösterip ''Yaran için.'' diye açıkladığında teşekkür edip mendilleri aldım.Ben tamamen unutmuştum.
''İzi kalır mı?Yaranın yani.'' diye sorup yanıma geçti ve duvara yaslandı.
''Muhtemelen hayır.'' diye cevapladığımdaysa başını sallamıştı.
Sung Gyu'nun iç geçirmeleri Yume'nin konuşmasını sağlamıştı.Yume bunu anlatan kişi olmak istemiyordu ama bunu o yapmalıydı.Oturduğu yerde geri yaslandı ve konuşmaya başladı.
''Buna inanmakta zorlanacağınızı biliyorum ama lütfen sonuna kadar dinleyin.Sanırım en baştan başlamalıyım.Yule iki adaya bağlıdır.Ostara ve Samhain.Bir de ortak alan var.Şuan kullanılmıyor ve mühür o bölgede.Bu üç ada önceden her şeyi birlikte yapardı.Görevlere üç adadan da insanlar katılırdı ve karma bir ekip oluşturulurdu.Bir kaç problem sonrasında Ostara ve Samhain birbirleriyle olan bütün bağlarını koparttılar.Doğal olarak bütün düzen bozuldu.Bizim,yani Yule'nin,ikisiyle de bir sorunu yok ve ihtiyaç duyarsak eğer hala yardım isteğinde bulunabiliyoruz ama bu sefer durum çok farklı.O adalardan biri ile karşı karşıyayız.Bu da sizi büyük bir riske atar.Ostara biraz bizimle benzerlik gösteren bir adadır.Ruhun sakinliğine önem verirler ve insanın aklı karışıkken savaşamayacağını düşünüler.Samhain bu düşünceden ziyade kas gücüne,hız ve çevikliğe önem verir ve biz onlarla karşı karşıyayız.Ölümcül silahları var ve gerçekten çok çeviklerdir.Nereden geldiklerini bile anlayamazsınız.Onlara karşı önlem almak bazı durumlarda bizim için bile zor olabilir.Çok hızlı hareket edebildikleri için fark etseniz bile takip etmek çok zorlayıcı oluyor.'' dedi ve cebinden Shuriken,Bo Shuriken,Fukiya ve Senbon'u çıkartıp ne olduklarını söyledi ve devam etti.
''Bunlar kullandıkları aletlerden bir kaçı.Sanırım Senbon'un en tehlikelisi olduğunu söylemek yanlış olmaz.Dövüş taktikleri de var ama bunları detaylı bilmenize gerek yok.Sadece çok tehlikeliler ve sizi koruyabilmemiz için bizimle iş birliği yapmanız lazım.Bu kendi kendinizi koruyabileceğiniz bir durum değil.'' dedi Yume.
Daha önce hiç bu kadar sakin ve yumuşak bir ses tonu ile konuştuğunu duymamıştım.Sanırım gerçekten tehlike de oldukları için onları sinir edecek bir şey yapıp karşı çıkmalarına yol açacak bir davranışta bulunmak istemiyordu.Ya da biraz önce gördüğümüz o adamın etkisindeydi.
''Bunu sorgulamaya çalışmaktan yoruldum.Zaten duymak istediklerimizi değil anlatmak istediklerinizi anlatıyorsunuz.Tamam,her şey sizin istediğiniz gibi olsun.Sorun çıkartmaktansa bu oyunun bir parçası olalım.Ne yapmamız gerek peki?'' dedi Sung Gyu.
Yume'nin anlattıklarından biraz etkilenmişti.Aslında daha çok yüzümdeki yara ve gördüğü aletler onu etkilemişti.Üstelik Tenshi'nin zehirlendiğindeki halini de görmüştü ve bunu olay ile bağdaştırabiliyordu.Kafasında dönüp duran bir çok soru vardı ama cevap alamayacağını bildiğinden hiçbirini sormamıştı.Myung Soo Yume'ye doğru bir kaç adım atıp elini Senbon'a uzattığında son anda onu durdurmuştum.
''Hala zehirlidir.Bu şekilde dokunursan zehirden etkilenirsin ve Tenshi kadar şanslı olamazsın.'' dedim.
Kaşlarını çatıp bana bakmıştı.Bu uyarıdan rahatsız olduğu aşikardı ama ısrar etmeyip eski yerine dönmüştü.Yume aletlerin hepsini eline alıp ayağa kalktı.
''Herhangi bir şey yapmanıza gerek yok.Tek amacımız güvenliğinizi sağlamak.Bu yüzden bize güvenmeniz ve dediklerimizi yapmanız yeterli.Sorgulamadan...İyi geceler.'' dedi ve eğildi.Biz de onu takip etmiştik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜHÜR
Teen Fiction...''Diyelim ki dediklerinizin hepsi doğru.Bunun bizimle ilgisi ne?Burada olmanızın bir sebebi olmalı,değil mi?Neden onca kişi arasından biz?'' Duydukları karşısında en sakin kalan kişi oydu.Sanırım...Çok mantıklı bir soru sormuştu ama bunun cevabı...