5.BÖLÜM

511 53 51
                                    

Multimedia; Aras

Şok olan gözlerle bakıyorken Aras gözlerini benden kaçırıp Ceyhun'a baktı. Fakat ben hala gözlerimi ondan alamıyordum. Soğuk bir kişiliğe sahip olan Aras buraya arkadaşının yanına gelmişti. Onunla çok sık karşılaşmam tesadüf mü? Yoksa şans mı? Belki de başka birşeydi ben bilmiyordum.

Aras Ceyhun'un yanına gidip "Ne oldu sana böyle, bu halin ne?" dedi yine soğuk kişiliğiyle uyumlu ses tonuyla.

Demek bu herkese karşı böyle soğuktu. Arkadaşına bile böyle davranmıştı. Halbuki şu kısa süredeki gözlemlerime göre Ceyhun ise sıcak bir kişiliğe sahipti ve birazda utangaçtı galiba.

Ceyhun başına gelenleri Aras'a anlatmaya başladı. Daha sonra bizden söz edince dönüp bize baktı. Bende ona bakınca gözlerimiz kesişti. Hemen gözlerimi kaçırıp başka yöne baktım. O sırada içeri yine aynı doktor ve hemşire geldi. Doktor "Hastamız kendini nasıl hissediyor?" dedi tatlı sesiyle Ceyhun'a bakarak. Ceyhun yattığı yerden doğrulurken "Gayet iyiyim." dedi gülümseyerek.

Doktor Ceyhun'u kısaca muayene ettikten sonra hastanın taburcu olacağını söyledi. Beraberinde gelen hemşire ise biten serumu dikkatlice Ceyhun'un kolundan çıkarırken doktor "Geçmiş olsun." dedikten sonra odadan çıktı. Aras "Sen giyin bende çıkış işlemlerini halledip geliyorum." dedi. Ardından kimsenin cevabını beklemeden odadan çıkınca İpek Aras'ın getirdiği çantayı Ceyhun'a uzattı.

"Sanırım kıyafetlerin burada, sen giyin biz seni dışarda bekliyoruz."

Başını salladı. "Tamam."

İpek ile dışarı çıktığımızda odanın kapısına yakın bir yere oturduk. İpek'e baktığımda yüzünde tuhaf bir gülümseme vardı. Sanki bir şeyler düşünüyordu ve bu düşündüğü şey her neyse onu mutlu ediyordu. Gerçekten neydi İpek'i böyle gülümseten bilmiyordum. Aklıma merakla düşen İpek'in bu halini fazla beklemeden sordum.

"Hayırdır neye gülüyorsun böyle?"

Omuz silkerek "Hiç aklıma bir şey geldi ona böyle gülüyorum." dedi geçiştirerek. Ona anlamaya çalışıyormuş gibi hafifçe kaşlarımı çattım. Fakat belliki benimle paylaşmak istemiyordu. "Söyle de bizde gülelim." dedim onu zorlayarak. Çünkü zihninden geçipte onu böyle gülümseten düşüncelerini gerçekten merak ediyordum. Hem benden birşey saklamazdı İpek, ne olursa olsun söylerdi ama bu sefer neden söylemedi işte bunu anlamadım.

İpek yerinde kıpırdanırken "Aman be Güneş aklıma birşey geldi güldüm bende uzatma." dedi. Yüzündeki o tatlı gülümseme ise kaybolmuştu. Anlaşılan söylemiyecekti bende daha fazla zorlamadan sustum.

Bir müddet İpek ile olan sessiz bekleyişimiz odadan çıkan Ceyhun ile son bulmuştu. Ceyhun gözleriyle etrafı kısaca inceledikten sonra "Aras daha gelmedi mi?" diye sorduğunda İpek başını iki yana hayır anlamında salladı. Ceyhun başını sağa çevirip "Hıh geliyor işte hadi gidelim." diyince Ceyhun'un başını çevirdiği yere doğru bende başımı çevirip Aras'a baktım. Öyle güzel bir gelişi vardı ki etraftaki tek tük kızlar gözlerini alamıyordu, hepsi pür dikkat Aras'a bakıyorlardı Aras ise hiç birine yüz vermiyordu. Fakat böyle kaslı ve yakışıklı birini ben görsem bende bakardım.

Bir dakika ya!

Ben neden böyle bir düşünce içine girmiştim ki birden bire? Hem bundan banane nasıl görünüyorsa görünsün ben niye yorumluyorum ki bunu hayır yani bana mı kalmış?

Aras nihayetinde yanımıza ulaştığında "Herkes hazırsa çıkalım." diyince Ceyhun "Hazırız." dedi.

Bende saçma düşüncelerimi terk etmek adına başımı belli olmayacak şekilde iki yana sallayıp kendime gelmeye çalıştım. Aras hakkında böyle düşüncelere girmemem gerekiyordu. Hem onun arkadaşının apartmanda bana yaptıklarını unutamazdım. Sonuç olarak onun arkadaşıydı ve o zaman öylece durup bakmış en nihayetinde sadece arkadaşına gidelim demişti.

DUYULAN SESSİZLİK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin