2.BÖLÜM

520 70 22
                                    

Oy veren ve yorum atan herkese çok çok teşekkür ederim...
Bu arada beni sürekli destekleyen, noktasına virgülüne kadar bana yardım eden biricik yazarım sadeceyazar01 'e sonsuz teşekkür ederim
Multi:Güneş'in annesine ait kolye
İYİ OKUMALAR...

****

Gördüklerim karşısında şaşkınlıktan ağzım bir karış açık kalmışken, merdivenleden hızlıca inip, bizim kata geldim. Kapıya adeta yumruklarcasına vurmaya başladım. Şükürler olsun ki İpek çok geçmeden kapıyı açtı.

"Güneş ne oldu, nefes nefese kalmışsın?" dedi endişelenerek. Evet nefes nefese kalmıştım. Çünkü merdivenlerden hızlıca indim ve kapıyı yumrukladım. Hafif eğilerek ellerimi dizlerimde birleştirdim ve nefesimi düzene sokmaya çalıştım.

İpek'e bakıp "Anlatıcam ama önce içeri geçelim." dedim. Ben içeri girdikten sonra İpek kapıyı kapatıp arkamdan geldi.

Kollarını göğsünde bağdaş yaparak "Evet Güneş seni dinliyorum, çatlatma da insanı söyle noldu?" dedi.

Ona ilk önce alt komşumuzdan söz ettim. Daha sonra bana kapıyı açan üst komşumuzdan da kısaca bahsettim. İpek "Kızım yoksa sen yakışıklı gördün diye mi heyecan yaptın?" dedi sorarcasına.

Gözlerimi devirdim. "Off İpek ne alâkası var, bir saçmalama da dinle!" dedim sitem ederek.

"Tamam tamam dinliyorum, eee?" diyerek başını aşağı yukarı sallayıp devam etmemi bekledi. Bende kaldığım yerden devam ederek gördüğüm vaziyeti anlattım.

İpek gözlerini büyüterek "Nasıl yani şimdi bizim bir üst katta oturanlar gey mi?" dedi bağırarak.

İşaret parmağımı dudağıma bastırarak "Şşşt sessiz ol be kızım duyacaklar şimdi!" diyerek İpek'i uyardım.

"Yok artık ya erkek erkeğe öpüşüyorlardı ve sende bunu gördün öyle mi?" dedi, İpek hala söylediklerimi algılayamamış gibi. Başımı aşağı yukarı sallayarak sorduğu soruyu "Evet." anlamında onayladım.

Bu şoku atlattıktan sonra İpek bana bakıp "Güneş bugün bedenimizi değil de zihnimizi yoralım bence." dedi.

"Nasıl yani?"

"Yani evin dekorasyonunu düşünelim. Meselâ duvar boylarının rengi, alacağımız eşyaları, odamızı bunun gibi şeyleri düşünelim." dedi.

"Evet haklısın. O zaman alacağımız eşyalar için bir liste oluşturalım." dedim gülümseyerek.

Çantamdan liste oluşturmak için küçük bir not defteri ve kalem çıkarıyordum ki birden annemin güneş şeklinde ki gümüş kolyesi gözüme çarptı.

Annem ne zaman işe gitse bu kolyeyi takardı. Her işe gittiğinde benim özlemimi bu kolyeye bakarak giderirdi. Eve geldiğinde ise bana kavuşunca biterdi özlemi. Annemin özlemi birkaç saat sürerdi ama benim özlemim... Benim özlemim bir ömür boyu sürecek. Bu kolye benim özlemimi gidermiyordu, bilakis daha da artırıyordu.

Onların yokluğunda ki acı gözyaşlarımın akmasına sebep oluyordu. Zaten bu yaşıma kadar hep bu acı için ağladım, hep bu acı için gözyaşı döktüm. Ama sönmüyordu bir türlü kalbimdeki yangın, susmuyordu yüreğimdeki sessiz çığlıklar. Baş edemiyorum, dayanamıyorum sanki bu acıya diye iç geçirirken birden anne ve babamın sesini duydum gibime geldi. "Hayır kızım dayanacaksın, direneceksin, güçlü olacaksın bu hayatta. Çünkü biz hem seninle hem de İpek ile gurur duyuyoruz. Sakın Güneş'im sakın bir daha ağlama güçlü ol tamam mı kızım?" dediler. Evet evet bu onların sesiydi bu annem ve babamın sesiydi. Demek beni duyuyorlardı, anlıyorlardı çektiğim acıyı.

DUYULAN SESSİZLİK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin