Haftalar çok çabuk geçmişti görevler, yarışlar, görevlerden kazandığımız saçma ödüller derken vakit çabuk geçmişti. Şimdi de sonunda saçma bir ödül getirecek saçma bir görevdeyiz ve tam olarak bir buçuk saattir kimse konuşmuyor. Sessizlik gerçekten çok sinir bozucu gelmeye başladı daha ne kadar konuşmadan durmamız gerekiyor ki. Neyse en azından yerimizden kalkıp gezinebiliyorduk birde kalkamasaydık ilk bırakan ben olurdum herhalde.
Bir anda bir çarpma sesi ve hemen arkasından çığlık sesi geldiğinde hepimiz aynı tarafa baktık. Youra Chin'in saçını tutuyordu. Tabi durur muyum ben hemen kalkıp yanına gittim ve Chin'in saçını elinden kurtarıp onu itekledim. Hızlıca elindeki telefonu gösterdi. Bu ne biçim görev ya neymiş Chin'in saçını çek. Yemişim böyle görevi. Sen kimsin ki Chin'in saçını çekiyorsun?
''sen ne yapıyorsun ya?'' diye bir anda bağırdım ve işte yarışma benim için bitti, çok da umurumdaydı. Diğerleri elleriyle susmamı işaret ediyordu ama artık çok geçti. Youra'nın yüzündeki o sinir bozucu gülümsemeyi görünce dayanamayıp bende onun saçına yapıştım. Bu seferde o bağırdı. İdoller de artık yarışmayı boş verip konuşmaya başlamıştı
''bıraksana ceza alacaksın''
''görevmiş ne yapıyorsun'' diyorlardı.
''böyle görev olmaz olsun nasıl görev ya bu versinler ceza umurumda değil.''
İdoller bizi sonunda bizi ayırdığında ben hala ona bağırıyordum.
''yarışma olmasa seni çok fena yapardım'' ben ona bağırırken o hala sırıtıyordu
''sen bana ne yapacağını düşünmeyi bırak da kendini düşün ceza alacaksın'' beklemediğimiz bir anda biri bağırdı ve herkes sustu
''KESİN ARTIK'' bağıran Leeteuk'du.
''ikisini de ayrı yerlere götürün'' diye ekledi öncekinden daha normal bir sesle.
Beni U-Kwon götürürken, Youra'yı da Key götürüyordu. U-Kwon'la bahçeye çıktıktan hemen sonra Chin yanımıza geldi.
''neden yaptın?'' dedi hemen
''senin canını acıtmasına göz yummamı falan mı bekliyordun?'' dedim, hala fazlasıyla sinirliydim.
''ama sadece görevmiş, şimdi onun yüzünden sen ceza alacaksın''
''ceza, ceza, ceza, çok da umurumdaydı'' diyip önüme döndüm. Bir süre sadece öyle durduktan sonra yanıma yere oturdu. Biz bir süre sonra yanımıza yarışma görevlilerinden biri geldi. Ah kesin cezamı söylemeye geliyor. Yanımızda durduktan sonra
''bu gün başka görev olmayacak serbestsiniz ve evden çıkabilirsiniz.'' dedi. Dayanamayıp
''cezam?'' dedim
''cezan daha sonra verilecek'' ve geldiği gibi tekrar gitti. Chin sevinçle
'' sonunda dışarı çıkıyoruz. Ahh çok uzun zaman oldu'' dediğinde onun bu mutlu haline gülmeden edemedim. O sırada U-Kwon
''sadece bir buçuk ay oldu'' dedi gülerek
''bir buçuk ay benim gibi sosyal biri için çok fazla bir zaman'' diye karşılık verdi Chin'de. Onlar konuşurken araya girip
''artık içeri gidebilir miyiz?'' diye sordum. Chin biraz duraksayıp
''çıkalı çok oldu bence girebiliriz'' dediğinde kalkıp eve doğru yürümeye başladık. İçeriye girdiğimizde az önce Chin'in yaşadığı mutluluğu evin diğer kalanı da yaşıyordu. Galiba bu dışarı çıkmaya en az ben seviniyordu. J-hope bütün o gülüşme ve konuşmaların arasında
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İDOL KAMPI
ספרות חובבים''İdol Kampına hoş geldiniz...'' ''bu kız burda ne ayak...'' ''sen şimdi asker misin...''