Su boyutunda bir gece kaldım. Sabah alarmsız bir şekilde sırıtarak uyandım. Ablamın yanına gittim.
"Ablaaa! Acıktım!" deyip banyoya girdim. Rutin işlerimi halledip banyodan çıktım. Mutfağa ilerlerken burnuma karides kokusu geldi. Hızlıca mutfağa yüzdüm.
"Aman Allah'ım! Şu sofraya bir bakın." deyip kıkırdadım. Ablamın yanına koştum. Yanağına öpücük kondurdum. Ablam da yanağımdan makas aldı.
"Nasılsın prenses?"
"Eh işte. Yuvarlanıp gidiyoruz." diye dalga geçtim. Ablamın aklına birşey gelmiş olacak ki alnını kırıştırdı.
"Dün o çocuk seni niye aradı? Laneti nereden biliyor?" Düşündüm. Ona söylememiştim. Oranın kraliçesi olduğumu oradakilere unutturmuştum. Sonuçta gizli kimlik diye bir şey var. Kimseye söylememiştim.
Panas'a söyledin ya akıllı.
diye iç ses lafa daldı.
Aslında doğru söyledin iç ses.
Ben hep doğru söylerim.
Ya ya ne demezsin.
"Abla birine güvenmiştim ama, bilemiyorum." ablam elini alnına vurdu.
"Sırrımızı ifşa etmiş." dedi. Ofladım.
"Tamam ben ilgilenirim o işle." Karideslerden ağzıma birkaç tane attım.
"Abla benim gücüm tükenmek üzere boyutlardan güç toplamalıyım." başıyla onayladı. Yanağını öptükten sonra ateş boyutuna kapı açtım. Güçlerimi kontrol eden birkaç element vardı. Toprak- Hava- Su- Ateş. Ateşle elektrik, lav gibi şeyleri kontrol edebiliyorum. Toprakla dağı, taşı, hayvanları, bitkileri vb. şeyleri kontrol edebiliyorum. Su elementiyle su hayvanlarını, suyu vb. şeyleri, Hava ile de hava olaylarını ve birkaç şeyi daha. Ben Ateş Boyutuna girdim. Ablama el salladım. Kapıyı kapattım. Saraya ilerledim. Ama saray havadaydı. Uçmam gerekiyor. Elimi kolumdaki Anka Kuşu dövmesinin üstüne getirdim. Siyah bir Anka Kuşu'na dönüştüm. Saraya uçtum. Yavaş yavaş enerji topladığımı hissettim. Bu duyguya bayılıyorum. Kapını önüne gelince koruma görevi yapan kuşlar geçmeme izin vermedi.
Tabii tanımıyorlar ki seni. Yolu kapamaları normal.
İç sesimin dediğini doğru buldum. Normale dönüştüm.
"Ben Abimi görmeye gelmiştim." hala tanımadılar. Bana doğru ilerleme başladılar. Ben de fırsattan istifade altlarından sıvıştım. Kraliyet salonuna hızlı bir dalış yaptım.
"Çok üzgünüm gece kuşları. Ziyafetinize katılabilir miyim?" Abim ellerini açtı. Hemen ona sarıldım. Arkadan korumalar girdi. Sarılan bizi görünce sinirlendiler. Normal insana dönüştüler. Onlara pis pis sırıttım.
"Abi sen beni neden korumalarına tanıtmıyorsun?" dedim. Abim yüzünü buruşturdu. Abimin kollarından sıyrılıp yengemin kucağına oturdum.
"Selam yenge."
"Selam." dedi. Yengemin kucağından kalktım. Üçüzleri kucağıma aldım. 4 yaşındalar. Kırmızı saçları var. Bücürleri öptüm. Beni geçen yaz bir günlüğüne bakıcılık yapmam için çağırmışlardı. Çocuklar bana kök söktürmüşlerdi. Biri kız ikisi erkek. Belen, Berk, Burak.
"Naber bücürler?" maksat sinir etmek.
"İyiii" diye cevap geldi.
Tabaktaki sosislerden bir tanesini ağzıma tıktım. Çocuklar bu halime güldüler. Onları döndürdüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇIĞLIK
FantasíaSırtımı ağaca yasladım ve yavaşça yere kaydım. Başımı ağaca yaslayıp güçlü bir çığlık attım. "Hayat beni bitirdin!" diye var gücümle çığlık attım.