"Aptal!" dedi gözlerime bakarak. Ben bu çocuğu öldürürüm.
"Öldüremezsin." dedi sırıtarak.
"Düşüncelerimden uzak dur." dedim gözlerimi kısarak. İçimdeki alevin arttığını hissettim. Ağzımı hafifçe araladım. Dışarı hafif bir buhar çıktı.
"Ejderha ha." dedi kaşlarını kaldırarak. Hızlıca ayağa kalkıp karnına bir tekme indirdim. Bayağı geriye uçtu. Hızlıca yanına gittim. Yakasından tutarak kaldırdım. Burnuma kestane kokusu geldi. Parfüm, bu kokuya her zaman bayılmışımdır.
"Fazla güçlüsün." dedi kaşlarını çatarak. Ah hadi ama ona asla sırlarımı söylemeyeceğim.
"Vampir gücü olabilir mi?" dedim. Ağzıma kadar gelmiş ateşi ona üflemeye hazırlanırken.
"Hey! Sakin ol. Mühürlenmek istemem. Seninle nişanlanacağıma bir kurbağayla nişanlanırım." dedi.
Sakinleşmeye çalıştım. Onu ateşe verirsem mühürlemiş olurdum. Ve bu mühür silinemiyordu. Ellerimi serbest bıraktım. Uçtuğumu görünce gözlerimi onun gözlerine çevirdim. Cadı. Ellerimi iki yana açtım. Onun hükmünden kurtuldum. Onu metrelerce öteye fırlattım. Uçarak yanına gittim.
"Asıl ben bir kertenkeleyle nişanlanmam."
"Sen de bir kertenkelesin." güldüm. Evet biliyordum.
"Başka neler var acaba." dedim. Melez olduğu kesindi. İşaret parmağımla hizama uçurdum.
"Kaç cinsli melezsin?" diye sorumu tekrarladım. Dişlerini göstererek güldü. Sırıtarak;
"4 elementin 3'ü bende var."
"Kaç yaşındasın?"
"3030. Sen?" dedi beni süzerken. Hınzırca sırıttım.
"3025 olmam gayet normal o halde."
"Küçükmüşsün."
"Ya ya tabii, kesin öyledir." diye mırıldandım.
"Seni duyuyorum."
"Beni ilgilendirmez." Onu bir tarafa savurup koşuma devam ettim. Eve vardığımda hızlıca üstümdekilerden kurtulup duşa girdim. İyice rahatladığımı hissettiğimde duştan çıktım. Saçlarımı kurutup uçlarına dalga yaptım. Üstünde kurukafa olan beyaz yarım t-shırt giydim. Siyah mini şort giydim. Üstüne de bir gömlek aldım. Bir saat taktım.
Kombini
Koyu bir göz makyajı yaptım. Siyah topuklu bir ayakkabı giydim.
Arabama binip şirkete sürdüm. Şirkete yanlışlıkla insan girişinden girdiğimde ani kan kokusuyla homurdandım. Asansöre ilerledim. İçeri girip 43. kata bastım. Asansör sonunda çıktığında içri geçtim ve odama ilerledim. Kapıyı açtım ama anında kapadım. Ben o kadar dosyayı nasıl imzalayacağım. Derin bir nefes alıp içeri girdim. Direk işe koyuldum.
...♫♫♫...
Bir üç saat sonunda dosyaları imzalamayı başarmıştım. Telefon titremeye başladığında telefona baktım. Poyraz Arıyor...
"Ne var Allah'ın belası? Söyle."
"4 saattir seni arıyorum neredesin sen? Hiçbir aramamı da cevaplamadın. Kaç kez aradım haberin var mı?"
"Senin kaytardığın dosyaları imzalıyordum gerizekalı. İmzalasaydın aramalarına cevap verebilirdim. Dalmışım."
"5 dakikaya oradayım."
"Geçmiş olsun bitti bile. Gelmene gerek kalmadı." deyip telefonu suratına kapattım. Kapı çaldı.
"Come!"(Gel) diye bağırdım. İçeriye Kat girdi.
"Holding meetings between the Tatanya stayed 2 hours."(Holdingler arası toplantıya 2 saat kaldı Tatanya."
"Ok. Thanks baby."(Tamam. Teşekkürler bebek.) gülümsedi.
"Always"(Her zaman) dışarı çıktı. Ben de aşağıya indim. Arabama bindim. Eve sürdüm. Eve varınca hızlıca arabayı park ettim. Gardırobumdan kombin yaptım.
Kombini
Geldiğim gibi arabama binerek tekrar şirkete girdim. İçeri resmen uçarak girdim. Çünkü 10 dakika falan kalmıştı. 45. Kata vardığım gibi toplantı odasına ilerledim. Kapıyı açtım ve karşımda bana sırıtarak bakan sabah uçurduğum çocukla karşılaştım. Koltuğuma oturdum.
"Bir daha karşılaşmayacağımızı sanıyorsan yanılıyorsun Bebeğim. Birlikte geçirmemiz gereken günler var. Sonuçta anlaşmayı imzaladın."
"Şimdiden söyleyeyim bütün dosyaları ben imzalamayacağım. Aynı anda okula da gidiyorum."
"Biliyorum ben de gidiyorum. Bir sakıncası yok." ofladım. Toplantı uzun süreceğe benziyordu.
_<>-<>_<>-<>_<>-<>_<>-<>_<>-<>_<>-<>_ <>-<>_<>-<>_<>-<>_<>-<>_<>-<>_<>-<>_
Umarım bölümü beğenmişsinizdir. Lütfen Vote. Sizleri Seviyorum. ♥♥♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇIĞLIK
FantasiaSırtımı ağaca yasladım ve yavaşça yere kaydım. Başımı ağaca yaslayıp güçlü bir çığlık attım. "Hayat beni bitirdin!" diye var gücümle çığlık attım.