Hastaneden çıktıktan sonra o çocuğun bana doğru koştuğunu seziyordum. Ama yanılıyordum. Beynim benimle oyun mu oynuyordu ? Eve gidip az dinlenmem gerektiğini fark ettim. Taksiye binip şoföre gideceğim yeri belirttikten sonra yola koyulduk. Evimin arka sokağında durduğunu fark edince nedenini sordum. O ise bana sadece "burası son durak" demişti. Ben de tamam diyerek taksiden indim.
Eve gittiğimde annem evde değildi. Berrin Hanım'a annemin nerede olduğunu sordum. Bu arada Berrin Hanım evimizin hizmetlisidir. O da bana "nereye gittiğini bilmiyorum İzel Hanım." dedi ve mutfaktaki işine devam etti. Odama çıktım yorgun hissediyordum.
Azıcık uyuyacaktım. Yatağıma yatıp uyudum.Akşam yemeği yemeden uyuduğumu farketmişim. Sabah kalktığımda hemen üstümü değiştirip okula gittim. Sınıfın kapısından girdiğimde bütün bakışların bende olduğunu fark ettim. Sırama doğru ilerledim. Bir kızın bana dikkatlice baktığını seziyordum. Ve sezgilerim bana doğru söylüyordu. Çalışkan tipli bir kıza benziyordu açıkçası. Tanışmanın doğru bir fikir olduğunu içimden geçirsemde yine her zamanki gibi bunu da önemsemedim. Sırama oturdum ve kollarımı birleştirip kafamı üzerine koydum. Hep böyle yapıyordum ve hocalarımız ise buna bir şey söylemiyordu. Neyse.
Sıkıcı bir 7 dersin sonunda zil çalmıştı. Eve gideceğime ilk defa seviniyordum. Nedenini bilmiyordum. Bunları düşünürken yanıma bana bakan kız geldi. Sınıfta bu kadar farkedilebiliyorsam biraz zor 2 dönem geçireceğimi anladım. Otobüse bindik. Kız benle konuşmak istiyordu. Anlıyordum. Benim dilimden konuşuyordu. Hatta aynıydık neredeyse. Kız konuşmak için ağzını açtığında direk soğuk bir şekilde "İzel." Dedim. Kız bana baka kalmıştı. O ise "Ben de Melisa. Memnun oldum... İzel." Dedi. Bende memnun olduğumu söyleyip ilerledik. Sessiz geçen yarım saatlik yolun sonuna yaklaşırken Melisa "Arkadaş olmaya ne dersin...İzel ?" Beklememiştim açıkçası. Benimle arkadaş olacak kişiler yok denecek kadar azdı.
Teklifini kabul edip benden telefon numaramı istedi. Bende verdim. İyi anlaşacaktık. Eve vardığımda "Dur" yazan düğmeye basıp bekledim. Ayakta beklerken hastaneden gördüğüm çocuğu yine gördüm. Bu sefer onu takmadım bile. Bana değişik cümleler kuruyordu. Hiç birinide anlamamıştım. Çünkü başka dilde konuşuyordu. En sonunda anlayabileceğim dilde bana "Sen şizofrenilerinin kraliçesisin" diye söz duydum. Bu ne anlama geliyordu?? Ben mi şizofreniydim?? Anlamıyordum. Ama anlayabilecek şekilde cümle kuruyordu. Gözlerimi yanlışlıkla başka bir kafına çevirdiğimde değişik şeyler görüyordum. Anlamsızdı. Rahat hissetmedim ve gözlerimi kapayıp rahatlamaya çalıştım.
2 dakikayı geçince eski haline dönmüştü her yer. Melisa denen o kızın otobüsten indimi diye bakacağım vakit arkamda birinin olduğunu fark etmemiştim. Ve arkamda olan kişi bir erkekti. Ve bayağı da karizmatikti. Ne diyordum ben. Hah. Ona çarptım. Elim kayınca ona yüklendim ve ikimiz yere düştük. Yere düşerken kolum bir demir çıkıntısına sürttü ve kolum çizildi. Üzerine düştüğüm ve tanımadığım çocuk narin elleriyle kolumu tuttu ve "Neyin var, bir şey oldu mu?" Deyince ses tonunun inceliğine daldığım çocukla göz göze geldik. O ise bana şaşkın gözlerle bakıyordu. Bana anlamadığım tuhaf bir duygu gelmişti. Ne oluyordu bana ?...
![](https://img.wattpad.com/cover/85716536-288-k298256.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbindeki Sesini Dinle
Novela JuvenilKalbinin de sesini dinle. Her zaman olmasa da.. -İzel. Hadi gidiyoruz. -Aras yine nereye ? -Evlenmeye..