Adın Aşk'tı

46 8 4
                                    

Sevda Sırat’ından geçerken ayağı takılıp tökezlemekti...
Her sendeleyişinde yeri alnından öpmekti.
Cürmü kadar yer doldurmanın telaşında iken,
Dünya kadar Yürek yakmaktı...
Cennetten kovulmaya sebep,
yasakların,
günahların en masum haliydi...
Zamansızlığın çaresizliğine inat
kefene bezediğin yaralarından Aşk akarken,
küf sinmiş harflerinden alayımsı bir serzenişle gülümserken
masum bir güneş ışığı

Yaralarından tanıdım seni...
Adın Aşk’tı...

Nefsinin elinden ardı sıra kaçmaya çalışırken,
ardına düşüp kan-a kan-a Nar-ı mey içmekti...
Çöllere düşmekti,
Gönüllere biçilmiş süslü bir kaftandı...

Yüreğindeki yangından tanıdım seni
Adın Aşk’tı...

...

( Karanlık uykulara direnen düşlerden,
lâl bir dilin,sağır edici sükûtuyla haykırma edâsıyla
sana biriktirdiğim bütün baharlarımı adayarak dünyaya... )

Gökkubbenin arşına Meylettim diz üstü,
Eşsiz Maviliğin kıyısında,
seni diliyor,seni istiyor,seni özlüyorum..

Ertelenmiş zamanların koynuna bağdaş kurmuş Ölümsüyorum,
çok değil, aldığı kadarını geri istiyorum..

Keşfedilmemiş bir ülkeydi belkide Adın benim için,
Her harfi bu diyarın serabı...
Varlığında , ikram sunulan Âb-ı hayat tadı...

Eyy Daha ne olduğuna bile karar veremeyen.
Aşkmı geçti üstünden nedir bu B/ezginliğin sebebi..?
Yoksa yüreğim mi küçük geldi sana.
Söyle kaç harf koştun peşimden de,
yetişemedi adıma adın…

Çıkar artık sırılsıklam olmuş kinini
ön balkona as ve kurut...
Arınsın yüz asırlık kiri pası...

Alnındaki Yusuf lekelerini silmeye kalkma sakın,
o senin kaderin...

Bir ölümlük Nefs-i Emmare’nin,
günahlarından sıyrılma çabası ile
Bir çizik daha atıyor Melekler alın yazımıza,

Hadi sağdan sola hatm et bizi.
yada her zamanki gibi git,
ama bu sefer ardında bıraktığınıda al git...

Ölmek için yaratılmıştı sanki...
Adı Aşk’tı...

Gökhan Yalçın

Nar-ı Aşk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin