Yokluğun çığlıyor yine ruhumun berzahında . . .
meyletmiş bekleşiyor vazgeçmeler arefesinde, zamanın figüranları.
Git (me) lerin içine saklanmış ölüm sessizlikleri hakim ilahi yokuşlarımda,Ben, sana meftun,
Sen, bana dua,
Ben, sana sürgün,
Sen ,bana leyla ...Ölüm dediğin, iki can,bir beklenti,
birkaç'da düşdökümü değilmi ki ?
keşke, keşkelerin ar/afında birbirimize ölmeseydik...Eyvah..!
Aşk dedim adına yine,
bağla dilimi sükut denilen mübarek kelamın dergahına,
sus kesilen yanlarım
silbaştan doğsun sükut-u ikrardan.Sorma gayrı, seni bana ..!
Sırra kadem bastı sana susayan yanlarım,
eceli ile can verdi yüreğimin etrafında dolaşan yeni yetme düşlerim,Ah..!
görücüye çıkarılmış,
yangınlar ortasında çırpınan bir heves...
Ç/ağlasam,
fırtınalar koparsam aşk gücenir .
Durulsam,
duğultusu yeri göğü inletir iç çekişlerimin...Geliyorum dedin,
çıkardım alfabemden içinde ayrılık geçen bütün kelimelerimi . . .Gel dedim gel...
Sen geleceksin diye farz kıldım kendime bu ömrü...Gidiyorum dedin,
ne varsa sana dair,
ayıkladım zerrelerimden bir bir
gömdüm toprağa ,
yumdum gözümü dünyaya...Karanlıkta bekleyen bir Fatiha kopardı, kıyameti . . .
Gökhan Yalçın
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nar-ı Aşk
PoesíaGökgürültülü sağanak yağışlı bir aşkın engebeli yollarında fırtınalara ,çöl sıcaklarına göğüs geren ve Beşeri aşk'tan İlahi Aşk'ı bulma yolunda olan bir adamın hikayesini şiir dili ile okuyacaksınız. Birileri beğensin diye değil , yaşadıkları anla...