( Okurcanlar multide Melis var. Öyle çok tanınıp beğenilen bir wattpad yazarı değilim ama beni ve kalemimi çok seveceginize inanıyorum, biliyorum .;):););) )
Bence Dünya'nın en güzel ismi. Melis... Bu ismi, bana annem vermiş. Çok sever, yani severdi. Hatta öyle derdi. 7 yıl öncesine kadar yanımdaydı. Yani yaşıyordu dersek, daha doğru olur. Şimdi ise bana kalanlar ; babam, kardeşim, asla unutmayacağım anılar ve toprağı... Her sabah olduğundan biraz farklı uyandım bu sabah. Hani, nedenini bilmediği bir tuhaflık hisseder ya insan; tamda öyle bir şey. Elimi hemen yatağımın yanındaki komedine uzatarak , üzerindeki telefonumu aldım. Ekran açılır açılmaz, tarihe değdi gözlerim. Tarihe bakmayı unutmuşluğum, bugün hatırlatmıştı kendini. Bugün ayın 20'si diye geçirdim içimden. Okulların kapanmasına çok az kalmış. En fazla 2 ay. Kendimden aldığım bu güzel haberin sevincinin yanına ,birde üniversite son sınıf olduğum eklenince, mutluluktan uçacakmış gibi oluyorum. Üzüntüden kurtulmanın çözümünü, uzak bir yerlerde bulacağımı sanmamın bedelini ödemiş sayılırdım. Sonunda evime, huzuruma kavuşacağım. Kendi bedelimi ödedim. Sıra onlarda. Sıra ''Tekli'lerde.'' . 4 yılın sonunda, intikam ile hırslanan bir doktor adayı...Melis Düşmez. Kendi kendime sayıklandıktan sonra , telefonu komedinin üzerine bırakarak yatakta oturur vaziyeti aldım. Her zamanki gibi, hatta her sabah olduğu gibi halı ile bir süre bakıştıktan sonra ayağa kalktım. Üzerimi giyindikten sonra odamdan çıktım. Evde kimse yoktu. Ev arkadaşlarım ; Elif ve Ayşe. Onlar çok iyi insanlar ama bir anda şaşırtabilme gibi ilginç ve sinir bozucu yetenekleri var. Bir anda güldürmekten çatlatıp ,bir anda sinirden çatlatmada üstlerine tanımam. Onlara 4 yıldır nasıl katlandığıma hala anlam veremiyorum. Onların dersleri bugün erken başlayıp, erken bitiyor. Bugün her günün aksine ,ben geç geliyorum. Okulumuz tenha bir yerdedir. 4 yıldır görmeye alışık olduğum tenha yollara kötü bakışlar atarak, kendi kendime konuşuyordum. Bu hareketin normal olduğu söylenemez ama ben olmak bunu gerektirir. Okulun önünde 1-2 dakika durduktan sonra , imalı imalı ''Kurtuluyorum senden. '' bakışlarımla sınıfa doğru yöneldim.
Yoğun anlatımlar, arada yapılan espriler ve uyuklamalardan sonra, her cuma olduğu gibi bugün de saat 6' da bitmişti dersler. Her zamanki sessiz yolların sonunda nihayet evime varmıştım. Tam kapıyı açacakken, yabancı iki ayakkabıya çarptı gözlerim. Demek misafir var demem ile içeriden gelen kahkaha sesleri karşılamıştı beni. Ayrı bir merakla kapıyı açıp içeri girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Geleceği #intikam
Não Ficção''Ya niye bu kadar karamsarsın ? Azıcık bir umut olsun içinde. Bi bak etraf-'' ''Umut ne biliyo musn ? Umut, sadece 4 harf 2 hece. '' ''İşte bu yüzden yanlış düşünüyorsun Melis. Umut , öyle değil. Sadece hece veya harf değil. Halbuki süslüdür umutla...