- 3-

60 9 0
                                    

12.01.2015

"Ses tellerinden doğduğundan şüpheliyim. Ayrıca bunları nasıl yazabiliyorsun?!" Bu sözler karşısında güldüm.

"İlham." Diye cevap verdim Cam'e. Bakışlarımı yanımda oturan Snow'a diktim. Bir o kadar temiz ve pahabiçilmez bir ilham perisi bana yardım etti.

"Harikasın Mendes." Dedi Snow.

Göz kırptım.

"Ben gidiyorum. Görüşürüz." Herkes el salladı.

Snow gittikten sonra "Nash, sana birşey demem gerekiyor." Dedi Cam.

"Söyle. Ama lütfen yemek hakkında olmasın. Birazdan midem patlıyacakta." Karnını tutup dudak büzdü. Usanıp elimle karnını sevdim. "Miden bundan daha büyük şeyleri de kaldırdı. Hatırlamıyor musun?" Elimi çektim.

İğrenirmiş gibi gözlerini kıstı.

"Snow sana aşık dostum." Dedi aniden.

Şaşırmadım. Belliydi. Ve bilmek beni içten içe parçalıyordu. Bunu dile getirince daha beter oldu.

Onayladım.

"Ciddi misin?" Dedi Nash. "Bence..."

"Bakışları, yüz ifadesi, dostum, birçok kızla çıktım ben." Dedi Cam.

"Pekala, ne yapmam gerekiyor?."

"Ondan hiç mi hoşlanmıyorsun?"

"Sanırım. Bilmiyorum." Kafasını kaşıdı.

"Belki de ona kibarca 'seni seviyorum dostum. Çok iyi bir arkadaşsın' diyebilirsin." Diye fikir attım.

"Kızlara böyle şeyler denmez." Dedi Cam.

"Shawn haklı. Snow beni anlayışla karşılar." Parmağıyla kendini gösterdi.

Alınmamış ve normalmiş gibi görünmeye çalıştım.

"Tamam. Bu akşam halledicem."

Yarın akşam Lokantada buluşmak üzere sözleştik. Zaman hızlı geçsin diye hemen yattım. Uyandığımda da oyalanarak akşama hazırlandım. Akşam olduğunda ilk gelen bendim. Ne olduğunu çok merak ediyordum. Snow nasıldı? İyi miydi?

Cam ile alakasız şeylerden konuştuk. Biraz sonra kapıdan iki kişi girdi. Gözlerimi çevirdiğimde su dolu bardağımı masaya bıraktım. Daha çok atmış gibi oldu. Etrafa su saçıldığını tahmin edebiliyordum.

Snow... siyah tulumuyla harikaydı.
Nash... her zamanki gibi takılıyordu. Ama farklı birşey vardı. EL ELE TUTUŞUYORLARDI!!!

Cam ile birbirimize şaşkınlıkla bakarken sandalyelere oturdular.

"Naber?" Dedi Nash.

Cam ile aynanda ağzımız aralık şekilde kafa salladık. "Hani halledicektin?" Diye fısıldadım Nash'e.

"Ondan hoşlanıyorum Shawn." Gülümsedi.

İştahım kaçmıştı. Gitmek istiyordum. Ama belli etmemeliydim. Birbirlerini seven iki kişiye bulaşmamalıydım. Bu, her ne kadar korkunç olsa bile.

"Biz artık çıkıyoruz." Snow, Nash'in elini tuttu.

Cevap veremedim. "Size mutluluklar! Çok yakışıyorsunuz." Mu demeliydim?

Nash onu sevmiyordu.

Snow'u yanağından öptü.

Snow'u sevmek bu değildi. Onun öpücükleri olmadan dikişe ihtiyaç duymaktı.

Parmağımdaki dikiş izlerine dokundum.

Midem bulanıyormuş gibi görünmeye çalıştım. Snow bunu fark ettiğinde "kendimi iyi hissetmiyorum. Gidip dinlensem iyi olacak sabırım." Diyip lokantadan çıktım.

Yağmur yağıyordu.

Ben umutsuzca aşık olmuştum.

Başka birine ait olan bir çiçeği yan bahçeden hayranlıkla izliyordum.

Onu kendi bahçeme almayı diliyordum.

Ama başaramamıştım.
Çünkü sahibi, onu kış geldiğinde  içeri almıştı.

Onu göremeyecektim.

Belki yazın...

Belki sonsuza kadar...

Ceketimi çıkarıp kendimi yağmura teslim ettim.

Başımı ellerimin arasına aldım.

Ben niye aşık olmuştum ki! Ama dayanabilirdim. Onu sevmekten vazgeçecektim. Ama başaramayacaktım. Onu sevmeye devam edicektim. Uzaktan... Arkadaşça.

Çok saçma biliyorum. Bu yüzden bitirebilirim.



Shawn And SnowHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin