5.Bölüm

5.1K 129 1
                                    

Dük, balo salonunda elinde bir kadeh şarap uzaktan Penelope’nin kavalyesiyle dansını seyrediyordu.Sinirle şarabının sapını sıktı.Tavandaki avizelerin yansıttığı ışıklar Penelope’nin üzerine vuruyordu.O kadar güzel görünüyordu ki saten yeşil elbisesinin içinde.Balo salonuna girdiklerinden beri sürekli dans ediyordu.Dans kartını doldurmuşlardı.Ama Dük vals dansını kendisiyle yapması için ayarlamıştı.Dük  oğlunu bulduğuna göre artık Penelope’yi ikna etmesi kalıyordu.Zorlamadan kendi isteğiyle olmalıydı.Ve şimdi uzaktan o adamın sahiplenir gibi onu belinden tutarak dans etmesini izliyordu.Penelope de mutlu görünüyordu;onu daha da sinir ediyordu bu hali.
Leydi Machell’in yanına gidip,”Bu dans ettiği adam Penelope’ye sarkıntılık mı yapıyor?Çok sarılıyor sanki Hala?”
“Saçmalama David!O genç adam saygın bir aileden.Çok iyi bir koca adayı canım.Hem birbirlerine yakıştılar sanki.”
Dük hiç sesini çıkarmadı.Konuşursa hislerini belli edebilirdi çünkü.Penelope ile bir ara göz göze geldiler.Bakışlarıyla sanki onu yanına çağırıyordu.Dük de kalabalığı yararak dans eden çiftin yanına gitti.Kavalyesini umursamadan Penelope’ye dönüp,”Bu dans sırası benim galiba.”diyerek  kollarına alıp dans etmeye başladı.
Penelope baloya geldiklerinden beri soğuk ve mesafeli davranan Dük'ün şimdi tam dansın ortasında yanında belirmesine şaşırmıştı.Birde gelip kavalyesini hiçe sayıp ona fikrini sormadan dansa kaldırmasına sinir olmuştu.
“Lordum sizinle dansımız sonraydı diye hatırlıyorum.Hem Lord Glass’a ayıp oldu.”dedi suçlayıcı bir tavırla Penelope.
Umursamaz tavrıyla Dük onu daha çok yakınına çekerek,”Ben karıştırdım galiba, ama olsun bak ne güzel dans ediyoruz.”dedi.
Penelope onu baloya gelmek için hazırlanmış holde gördüğünden beri kollarında olmak için yanıp tutuşuyordu.Şimdi kollarındaydı ve sanki onunla dans etmiyor uçuyordu.Çok güzel dans ediyor,onu da yönlendiriyordu.Bedenleri  arasında sadece elbiseleri vardı.Gögüsleri buna isyan edermiş gibi uçları sertleşti dekoltesinden dışarıya çıkmak istiyormuş gibi gerildi.Kaçamak gözlerle Dük'ü süzüyordu acaba onun durumunu fark ediyor mu diye.
Aslında Dük de vücudunun verdiği tepkileri saklamaya çalışıyordu.Yavaş yavaş danslarının yönünü bahçeye doğru çevirdi.Dans ederek bahçeye çıktılar.Dük,Penelope’yi bir çardağa götürdü.Her yer renkli fenerlerle ışıklandırılmıştı.Sadece çardak kuytu köşede kalmıştı.
Penelope dışarı çıkmak aklını başına getirir sanıyordu;ama tam tersine dışarıdaki romantik havadan etkilenmişti.Yan yana oturup yıldızları seyrettiler bir süre.Huzurlu bir ortam vardı aralarında.Elle elle oturmuş;bu akşamın tadını çıkarırken Penelope Dük’ün omzuna yaslandı.
“Her şey için teşekkürler Penelope.Sen olmasaydın bu kadar çabuk oğlumu bulamazdım.Ayrıca bir kızım da oldu.”dedi Dük içten bir tavırla.
“Önemli değil Lordum.Ben olmasaydım da nasıl olsa siz bulurdunuz.Ama George  çok akıllı kolayca size uyum sağlayacaktır.”dedi Penelope.
“Penelope bana yalnızken  ismimle seslenecektin.Ayrıca  neden bu çocuğu kaçırdılar?Benim düşmanım yoktur ki Penelope.Bunu yapan benim canımı yakmaya çalıştı ve başardı.”dedi Dük.
“Haklısın David.Benimde aklımı kurcalıyor.Ebe onu yetimhaneye bırakmış olabilir ama şimdi sizin yanınızda olduğu duyulunca tehlikede olabilir.”dedi endişeli bir sesle Penelope.
“Belki o zaman ortaya çıkar kimin yaptığı.Ama ben ne olur ne olmaz önlemimi alıcam.Suçlular bulunana kadar bensiz adım atılmayacak Penelope.”dedi ve onu kendine çevirip,”Adım dudaklarına ne kadar yakışıyor canım.Bir daha söylesene.”dedi tutkulu bir sesle.
“David!”diye fısıldadı Penelope ve birden kendini onun kucağında öpüşürken buldu.Dudakları sanki onu istila ediyordu.Bu Penelope’yi deli ediyordu ve dili ağzını keşfetmeye başladı.Bir arzu tüm vücutlarını sarmıştı.Dük'ün becerikli elleri Penelope’nin elbise ipliklerini çözmüş korsesini gevşetmişti.Elbisesini üzerinden sıyırınca dimdik gül goncası gibi gögüs uçları meydana çıkmıştı.Eğilip gögüs uçunun bir tanesi dudaklarına alıp emmeye başladı.Penelope kendinden geçmiş inlemeye başlamıştı.Kendisi bu kadar soyunmuşken Dük'ün üzerinde hala giysileri durmasından rahatsız olmuştu.Penelope de onun gömleğini çıkarmaya başladı.Bu arada Dük elbisesinin eteğini kaldırmış onun bacaklarının arasındaki ıp ıslak olan bölgesini parmaklarıyla okşuyordu.Klitorisini seven ellerinin yerini  sonra dudakları aldı.Eteğinin altında dükün başı kaybolmuştu sanki.Penelope, Dük diliyle dudaklarıyla onu yalarken sanki içinde bir şeyler patlıyor her tarafı titriyordu.Birden onun dudaklarına patladı.Dük doğrulup onun dudaklarından tutkuyla öperek pantolonunu çıkardı.Penelope merakla ve ona dokunma arzusuyla bakıyordu.Kocaman ve dimdikti.Dük onu banka yatırıp bacaklarını araklayarak yavaş yavaş içine girmeye başladı.Penelope ilk seferi olduğu için acıyacağını biliyordu ama zarını yırtınca ağzından acı bir feryat çıkttı ama Dük onun acısını hafifletmek için dudaklarını dudaklarıyla kapattı.Tekrardan içinde hareket etmeye başladı Dük,arzunun içinde kaybolmamaya çalışarak hareket ediyor ve Penelope’ye zevk vermek istiyordu.
Penelope de tekrar tutkunun içinde kaybolmuş,içinde gidip gelen Dük ile tek vücutmuş gibi hissediyor.Hiç durmamasını istiyor ve onu tamamen doldurmasını istiyordu.Dük’e söyledi hissettiklerini ve o da daha hızlı ve sert gidip gelmeye başladı.Dük onun içine tutkuyla zevkten çıldırırcasına birden boşaldı.Hala içindeyken yan dönüp,Penelope'ye sarıldı.Saçlarının kokusunu içine çekti.Penelope artık onundu.Onu sevdiğini anlamıştı.Bunu onun tutkuyla koyulaşan gözlerini izlerken anlamıştı.Evleneceklerdi hem belki onun çocuğunu bile taşıyor olabilirdi.Daha sıkı sarılıp düşüncelerini söyledi;”Penelope artık evlenmemiz lazım.Hem belki benim çocuğumu bile taşıyor olabilirsin canım.”
Penelope mutlulukla  kollarının  arasındayken onun sözlerini duyunca birden buz kesti.Onunla zorunda olduğu için evlenmek istiyordu.Bir de hamile olma ihtimali de olabilirdi.Hızla onun kollarından sıyrılıp;üstünü başını düzeltmeye başladı.Elbisesini giyip bağcıklarını bağlamaya başladı.Onun ani hareketinden David şaşırmıştı.Koynunda sıcacık davranan kadın gitmiş ,yine aralarına duvar örmüştü.”Ne oldu Penelope?”dedi.
“Merak etmeyin Lordum sizi hiçbir şeye zorlamadım.Benimle birlikte olduğunuz için evlenmenize gerek yok.Hem hamile kalma olasılığım çok az yeni regli dönemim bitti.”dedi hırsla Penelope.
Dük onun sözlerinden kendini yanlış ifade ettiğini anladı.Penelope onunla birlikte olduğu için evlenmek istediğini sanıyordu.Keşke onu sevdiğini önce söyleseydi.Şimdi söylese bile hayatta inanmazdı.Ona sakinleşmesi için zaman vermeliydi.Ama fazla vakit  vermiyecekti.
Penelope toparlanmak için misafirler için ayrılmış odaya gitti.Tuvalet masasındaki aynada kendine bakınca biraz önce seviştiği anlaşılacağı görülüyordu.Saçları dağılmış,dudakları şişmiş ve gözleri doyuma ulaşmış bir ifadeyle bakıyordu.Elbisesini ve saçlarını düzeltip balo salonuna döndü.Leydi Machell’in yanına yaklaştığında Dük’ün onun yanında olduğunu ve aralarında hararetli bir konuşma geçtiğini gördü.Dük konuşurken arada Penelope’ye bakıyor,bakışı tutkuyla onun öpücükleriyle şişmiş dudaklarında uzun süre kalıyordu.
Bu arada dansettiği bir centilmen yanlarına gelip,hanımları selamlayıp Dük'e;”Lordum eğer Leydi Penelope yarın müsaitse kendisini atla gezmeye çıkarmak isterim.Sizin için de uygunsa tabii.”
Dük’ün bakışları kapkara oldu ve adama doğru eğilip,”Lord Bingle çok teşekkürler ama yarın Leydi Penelope müsait değil.Başka planlarımız var.”diyerek onunla konuşmasını bitirmek için yana dönüp başkasıyla konuşmaya başladı.
Lord Bingle kendisine karşı yapılan saygısız davranış yüzünden yüzü kıpkırmızı olarak yanlarından uzaklaştı.Leydi Machell yeğeninin yaptığı saygısız davranışa kızmış bir şekilde koluna vurup,”Ne  yaptığını sanıyorsun David?Yaptığın çok ayıptı.Genç adam usulüne uygun bir şekilde Penelope ile flört etmek için izin istedi.”dedi.
Dük tehditkâr bir tavırla;”Onunla görüşmeyecek.”diye kestirip attı.Penelope’nin yüzü kıpkırmızı olmuştu.Dük'ün onu kıskanıp sahiplenmesi hoşuna gitmişti ama kendisine ne yapıp yapamayacağının söylenmesine de alışık değildi.Ayrıca Dük,Maria Halanın kulağına eğilip bir şey söylemiş ve onun sinirini yatıştırmıştı.Birden neşelenmişti sanki Maria Hala.
Dönüş yolunda da araba da çok sessizdi Penelope.Maria Hala’nın da uykusu gelmiş yola çıktıklarından beri başını kadife yastıklara dayamış uykuya geçmişti.Dük  halası horlamaya başlayınca,Penelope’nin elini tuttu.Farkında olmadan Penelope de onun elini tutmuştu ve ne yaptığının farkına varınca aniden çekip köşesine çekildi iyice.Ondan kurtulmak için uyuyor numarası yaptı yol boyunca.
Eve varınca Maria Hala hemen odasına çekildi ve  Penelope de Dük’ün gözlerine bakmadan odasına geçti.Mary kendisini odasında bekliyordu.Üzerindekileri çıkarıp geceliğini giydirdi Mary.Sonra ölü gibi yorgun bir halde yatağına girdi Penelope.


Dük bu gece yaşadıklarının etkisiyle mutluydu ama aynı zamanda Penelope’ye kendi duygularını söylemediği içinde üzgündü.Hayatın da herşey karmaşık olmak zorunda mıydı?Eninde sonunda  ona sevdiğini söyleyip evleneceklerdi.Bunları düşünerek çocuk odasının kapısının önüne gelmişti.Yatmadan oğluna bakmak istiyor.Yanında olduğuna emin olmak istiyordu.Sessizce kapıyı aralayıp odaya girdi.İkisi de yataklarında küçücük bedenleriyle huzur içinde uyuyordu.Önce oğlunun yanına gidip üzerini düzeltip alnından öptü,kokusunu içine çekti.Sonra da kızının yanına gitti.O da üzerini açmıştı.Onunda üzerini örtüp alnından öptü.Çok şanslıydı.İki tane çok güzel çocuğu vardı artık.Oğlum ve kızım,diye düşündü ve kendi kendine gülümsedi.

Dük'ün TutkusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin