Hermione Jane Granger yatağında hafifçe doğruldu. Bir türlü gözüne uyku girmiyordu. Yavaşça ayaklarını
yatağından sarkıttı ve ayağıyla terliklerini aradı. Terliklerini bulduğunda gözlerini ovuşturarak yatağından kalktı.
Odasından çıktığında koridoru loş bir ışık aydınlatıyordu. Kapıyı kapatıp yürümeye yeltenirken birden Harry ve
Ron'un kaldığı odanın kapısı açıldı. Hayretle odaya doğru yürürken saçlarını karıştıran Harry'i gördü. Hermione
telaşla "Harry bir sorun mu var?" diye sordu. Harry telaşlı Hermione'yi sakinleştirmek için beceriksizce
gülümsedi "Sakin ol Hermione sadece o aptal kâbuslardan biriydi." Hermione pek de rahatlamışa benzemiyordu
"Hadi gel Lupin'e anlatmalıyız." Harry ve Hermione Grimmauld Meydanı'nda ki evin merdivenlerini inmeye
başladılar.
Merdiveni indiklerinde Remus Lupin'in tek olmadığını fark ettiler.İki adam onların geldiğini fark edip hararetli
konuşmalarının yerini sessizliğe bırakmışlardı.Sessizliği bozan ise Remus oldu "Merhaba gençler,Profesör
Snape Sirius'a iksirlerini vermeye gelmişti.Bir sorun mu var?"Hermione o sırada Remus'u
dinlemiyordu.Kaçamak bakışlarla Snape'e bakıyordu.Siyah kumaş pantolonunun üzerine siyah bir gömlek
giymişti her zamankinden daha çok bitkin gözüküyordu.Gömleğinin üstten üç düğmesini açıktı ve siyah uzun
saçları omuzlarına doğru dökülüyordu.Hermione çok şaşırmıştı.O'nu bu haliyle ilk kez görüyordu.Okuldakinden
çok farklıydı hatta O'nu tanımıyor olsa yakışıklı olduğunu söyleyebilirdi..Sonra Snape'in zihnefendet yeteneğini
hatırlayarak düşüncelerini kovdu ve Harry'nin konuşmasına odaklanmaya çalıştı.O sırada Harry Lupin'e
kâbusunu anlatıyordu.Anlatması bittiğinde Remus telaşını gizlemeye çalışarak "Merak etme Harry bu sadece bir
rüya,kâbus şimdi gidin ve yatın,yarın bizi neyin beklediğini bilemeyiz."Hermione kafasını salladı ve tamam diye
mırıldandı.Ardından su içmek için mutfağa yöneldiler.Severus Snape Hermione'nin kırmızı yüzünü gördüğünde
kendini gülmekten alıkoyamadı. Birçok öğrencisinin zihninde yakalamıştı bu düşünceleri ama bir Gryffindor
olması şaşırtıcıydı, hem de Potter'ın en yakın arkadaşı...
Remus.Harry ve Hermione'nin üst kata çıktığından emin olduğunda telaşını ortaya çıkardı "Severus bu kabuslar
ne kadar sürecek." Snape düşünceli ve kızgın bir şekilde cevapladı "Zihnbend'e olan yeteneksizliği ne kadar
sürerse." Lupin endişeli gözüküyordu "Bu kâbuslar bize yeteri kadar zarar verdi az kalsın Sirius'u
kaybediyorduk." Snape bıkkın bir şekilde "Tabi o olayda Black'in de beceriksizliği var." dedi. Remus aynı
bıkkınlıkla cevap verdi "Hiç değişmeyecek misin Severus? O iyileşsin diye geceni gündüzüne katıp çalışıyorsun.
İnsan nefret ettiği biri için bu kadar uğraşmaz." Snape alaycı bir şekilde gülümsedi "Ne Black için mi? Sadece
Dumbledore istedi diye uğraşıyorum." Remus uykulu gözlerini ovuşturdu "Evet Severus hiç değişmeyeceksin."
Ardından ayağa kalktı tam gidecekken geri döndü "Severus benim iksirimi unutmadın değil mi?" Snape istifini
bozmadan cevapladı "Evde yaptım, hazır yarın getiririm." dedi.Remus minnettar bir şekilde gülümsedi ardından
yukarı çıktı.Snape O'nun gitmesiyle ayağa kalkıp Spinner's End'de ki evine cisimlendi.Ne kadar hasta olursa
olsun asla Black'in evinde kalamazdı.
Ertesi gün Hermione odasına sızan güneş ışınlarının etkisiyle yatağında gerinerek uyandı. Geç yatmasına rağmen
derin ve huzurlu bir uyku çekmişti. Dolabından bir tişört ve pantolon seçti ve hızla giyindi.Odasından çıktı ve
Harry ile Ron'un odasının önünde durdu.Nazik bir şekilde kapıyı tıklattı içeriden sadece ikilinin horultuları
gelince hayıflanarak içeri girdi.Hermione her sabah karşılaştığı manzarayı görmenin üzüntüsüyle "Merlin aşkına
sizi her sabah ben mi uyandırmak zorundayım?" diye bağırdı.Karşılığında aldığı tepki ise iki genç adamın pek de
senkronik olmayan horultularıydı.Hermione her sabah olduğu gibi "Hadi çocuklar." diye bağırmaya
başladı.Harry 7. bağırmasında kalktığı için Merlin'e şükretti fakat Ron 15. Bağırmasında da kalkmayınca
aralarında ki bu iletişim sorununun Aguamenti büyüsünün çözeceğine karar verdi.
Asasını Ronald'a doğrulttu ve nazikçe "Aguamenti" dedi Ron'un çok ıslanmasını istemiyordu.Ron su yüzüne
değer değmez korkuyla zıpladı Harry ve Hermione'nin kıkırdamalarını duyunca daha da sinirlendi "Sen
görürsün Hermione uyurken kitaplarını tek tek yırtıcam."dedi.Hermione bu tehdit karşısında oldukça
sinirlenmişti yeniden asasını Ron'a doğrulttu ama bu sefer pek de nazik olmaya niyeti yoktu."Aguamenti" diye
bağırdı ve Ron baştan ayağa ıslandı hışımla asasını kapıp yataktan fırladı ve O'da "Aguamenti" diye
bağırdı.Hermione'nin uyandırma merasimi giderek su savaşına dönmüştü.Hermione ve Ron birbirlerine su
fışkırtıyor Harry ise asası kime isabet ederse O'na su fışkırtıyordu.Birden Hermione durdu O'nun durduğunu
gören Ron'da durakladı ama hala ıslanıyorlardı kafalarını hışımla suyun geldiği yöne doğru çevirdiler Harry
kahkaha atarken sinirli bakışları fark ederek sustu ve sakince asasını indirdi.Ron Hermione'ye baktı ve
"Zihnefendar değilim ama senin düşündüğünü bende düşünüyorum Hermione." dedi.Hermione sırıttı ve asasını
Harry'e doğrulttu Ron ile aynı anda "Aguamenti" diye bağırdı bu sefer su içinde kalan Harry idi.Birden kapı
açıldı ve Harry hızla eğildi Hermione ve Ron'un asalarından çıkan sular kapının eşiğindeki Remus Lupin'e
isabet etti.Üçü birden utanarak kafalarını eğdiler.Artık oda da iki ses vardı;
Birincisi; Dördünün üstünden damlayan su sesi.
İkincisi;Kapının hemen yanında ki Severus Snape'in alaycı gülüşü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Wrong Love
FanfictionHenüz savaş sihir dünyasının kapısını çalmamışken, Hermione Granger ve Severus Snape kendilerini farklı bir savaşın içinde bulurlar. Snamione