Hermione ve Cormac ilerleyerek Gryffindor masasında oturan Harry ve Ron'un karşısına oturdular. Harry, Ron
ve diğer Gryffindor'ların yüzlerinden şaşkınlık açıkça okunuyordu. Harry yüzünde ki aptal ifadeden sıyrılarak
Hermione'ye sordu "Herm. sen ve Cormac beraber misiniz?" Hermione boğazında bir şeylerin düğümlendiğini
hissetti, sesinin çıkacağından emin değildi ama konuşmaya çalıştı "Evet, Harry" Harry kafasını sallarken
öfkeden deliye dönmüş olan Ron söze girdi "En azından bize söyleyebilirdin. Senin dostun olduğumu
sanıyordum Hermione." Hermione akmak için debelenen göz yaşlarına akşam akma fırsatı vereceğine dair söz
verirken konuşmaya çalıştı "Ron, daha bu sabah kararlaştırdık, öncesinde hiçbir şey yoktu. Gerçekten..." Ginny
yanında oturan Hermione'ye destek olmak için onayladı "Evet Ron, sizi bilmem ama bana kesin söylerdi.
Demek ki yeni bir şey." Hermione içinden Ginny'e teşekkürler yağdırarak yemeğine başladı. Yemek sırasında
Cormac kendi yemeğiyle ilgilendiği kadar Hermione ile de ilgilendi, Hermione'nin uzanamadığı her yemeği ona
uzattı. Ron, Cormac'in bunu kendisini sinirlendirmek için yaptığını düşünse de ilk hedef kesinlikle o değildi...
Snape gözlerini Gryffindor masasından olabildiğince uzak tutmaya çalışsa da başaramıyordu. Mclaggen'ın,
Hermione'ye her dokunuşundan sonra kendisine göz attığına yemin edebilirdi. Yanlış gördüğünü düşündü sonra
aklına bir ihtimal geldi, belki de aralarında kendisi hakkında konuşup gülüşüyorlardır dedi kendi kendine sonra
çatalını önünde ki tabağa sertçe bırakıp herkese iyi geceler diledi ardından çıkmayı hiç düşünmediği odasına
doğru yola koyuldu.
Hermione, Büyük Masa'da bir hareketlilik olduğunu fark edince başını o tarafa çevirdi, saatlerdir bakmaya
cesaret edemediği yere... Snape'in kalktığını görünce göz yaşları içine aktı sanki. Bu ne kadar sürecek diye
düşündü, ardından içinden gelen lanet ses cevapladı "Sonsuza kadar..." Cormac Hermione'nin baktığı yere
baktığında Hermione'nin ne düşündüğünü hemen anlamıştı elini onun beline dolayarak sordu "Herm. tatlım niye
durdun? Yoksa miden mi bulanıyor? İstersen Profesör Snape'ten senin için iksir yapmasını isteyelim." Hermione
o ismi duyar duymaz önüne döndü "Hayır,Cormac bu durumda ne kadar iyi olunabilirse o kadar iyiyim."
Cormac, sırıtarak onun yanağına bir öpücük kondurdu. Hermione lanetler okuyarak yapmacık bir şekilde
tebessüm etti.
Ortak Salon
Cormac birkaç arkadaşından rica ederek, kaymak birası aldırmış ve ortak salonda beraberliklerinin şerefine
kutlama düzenlemişti. Hermione, Cormac'in kıskacından kurtulabildiği zamanlar Harry,Ron ve Ginny'nin
yanına gidiyordu. Yine öyle anlardan birinde Hermione koşarak Harry'nin yanına gitti. Harry Hermione'yi
gülerek karşıladı "Hoş geldin Herm. sanırım Cormac'in arkadaşlarıyla tanışma faslın bitti." Hermione, Harry'nin
yanında ki masada duran kaymak birasını kafasına diktikten sonra cevapladı "Ne demezsin (!) Harry
inanmayacaksın ama tanıdığım insanlarla bile tanıştırıyor beni. Birazdan buraya gelip ikimizi tanıştırırsa
şaşırma." Harry ufak bir kahkaha atarken yanlarına Ron geldi "Vay vay Hermione sevgilinden arta kalan
vakitlerini bizimle öldürmen çok yazık." Hermione'nin yüzü anında solarken Harry Ron'nun aslında öyle
söylemek istemediğini geveliyordu, Hermione toparlandı ve "Kusura bakma Ron, Cormac bugün ilk gün diye
çok heyecanlandı." Dedi. Hermione'nin yumuşak davranması Ron'u sakinleştirmişti "Tamam Herm. ama
zoruma gidiyor işte daha dün yanımıza yaklaştırmadığın Mclaggen-" Ron'un konuşması Cormac'in gelişiyle
bölündü "Sevgilim bende seni arıyordum." Hermione tüm mutluluğunu tamamen kaybederken yine kim
olduğunu, ne yaptığını hatırladı... Hermione'nin bir şey demesine fırsat bırakmadan Cormac onu Alicia Spinnet
ile tanıştırmak için çekiştirmeye başladı. Harry çift gittikten sonra Ron ile konuşmaya başladı "Sence de
Hermione mutsuz gözükmüyor mu Ron ?" Ron cevap vermezken Harry devam etti "Bilmiyorum...Yani ben
Ginny'nin yanındayken en kötü anımda bile içim mutlulukla doluyor ama Herm. Cormac'i görünce birden
hüzünleniyor." Ron aralarında süren birkaç dakikalık sessizliğin ardından mırıldandı "Kiminle olması umurumda
değil benim için önemli olan sadece mutlu olması Harry." Harry, Ron'un bu derecede olgun olmasına şaşırarak
güç vermek amaçlı omzunu sıktı.
Aradan bir saat geçmiş öğrencilerin çoğu yatakhanelerine çıkmıştı. Hermione, Ron ve Ginny'nin çıkmasına
rağmen bekleyen Harry'nin kendisiyle konuşmayı beklediğini anladı. Fakat Cormac bir türlü yanından
ayrılmıyordu. Ortak salonda sadece üçü kalınca Hermione Cormac'in kulağına fısıldadı "Harry ile
konuşacaklarım var saat geç oldu sen yatakhaneye git." Cormac sırıtarak cevap verdi uykum yok tatlım ben de
yanınızda kalabilirim." Hermione yüzünün kızardığını hissetti ve yine fısıldadı "Uykun umurumda değil
Mclaggen sadece git." Cormac yine sırıttı "Sinirlenince çok güzel oluyorsun Herm. ayrıca daha vahşi." Ardından
hızla yukarı çıktı Hermione eğer orada bir saniye daha dursa onu parçalayacağına yemin edebilirdi, gittiğinden
emin olunca Harry'nin yanına geldi. Harry onun tek olduğunu görünce rahatladı "Gel Herm. seninle konuşmak
istediklerim var." Hermione başını sallayarak Harry'nin yanında ki tekli koltuğa oturdu. Harry devam etti "Bak
Hermione bugün hep seni izledim yani Cormac ile seni, bak onu seviyor olabilirsin bir şey demiyorum
ama...Yani Ginny ile kendimden biliyorum onun yanındayken hep mutlu oluyorum ben ama sen Cormac'in
yanında hep mutsuzsun." Hermione ağzını açacak olduğunda Harry eliyle onu susturdu "Bak ben seni
yargılamıyorum tamam mı? Sadece bir düşün istiyorum belki o senin için doğru seçim değildir." Hermione daha
fazla dayanamayarak gözyaşları eşliğinde konuşmaya başladı "Üzgünüm Harry, Ginny ve senin kadar
mükemmel bir çift değiliz." Harry tamamen yanlış anlaşıldığını düşünerek atıldı "Ben onu demek istemedim-"
Hermione hızla onu susturdu "Bazı şeyler olması gerektiği için olur Harry." Harry gitmeye yeltenen
Hermione'nin kolundan tuttu "Sen hiçbir şeyi yapmaya zorunlu değilsin." Hermione Harry'nin elini ittirdi ve
elinin tersiyle gözyaşlarını sildi "Keşke her şey sandığın kadar kolay olsaydı." Diyerek yatakhaneye giden
merdivenleri tırmanmaya başladı. Yatakhaneye girdiğinde bağırarak ağlamayı istiyordu hem de hiç istemediği
kadar... Üstünü değiştirerek yatağa girdi ve yüzünü yastığa bastırarak ağlamaya başladı ağlaması bittiğinde
aklına gelen şey ile dondu kaldı... Yarın pazartesiydi yani ilk ders İksirdi...
Ertesi Gün
Hermione, üzerini değiştirip ortak salona inmişti, bugün yapacağı ilk işin Harry'den özür dilemek olduğunu
düşünürken elinde gül buketiyle duran Cormac ile karşılaştı "Sevgilim, bunlar senin için." Hermione kahvaltıya
ineceğini söylerken Cormac'in diğer elinde bir vazo belirdi ve çiçekleri vazoya koydu. Hermione ne yaptığını
soracak iken Cormac, Hermione'nin en sevdiği masaya vazoyu yerleştirdi "Aslından kütüphaneye koymayı
düşünüyordum ama herkesin görmesini istediğim için buraya koymaya karar verdim." Hermione sinirle iç
çekerek Harry'i görüp görmediğini sordu, Cormac hayır cevabını verirken Harry yukarıdan inerken göründü.
Hermione heyecanla Harry'nin yanına gitti "Harry konuşmamız lazım." Harry tamam derken Ron şaşkınlıkla
onların arkasından baktı. Hermione, Harry'i çekerek ortak salonun sessiz bir köşesine getirdi "Harry dün için
özür dilerim." Harry çantasıyla oynarken konuştu "Önemli değil Herm." Hermione itiraz etti "Hayır,Harry.
Önemli aptallık ettim ama inan ben iyiyim sadece Cormac'in birkaç sorunu var onlarıda beraber aşacağız. Sana
öyle davrandığım için tekrar özür dilerim." Harry kibarca tebessüm etti "Cidden önemli değil Herm. eğer kendini
affettirmek istiyorsan sadece... sadece mutlu ol inan bizi mutlu edecek şey bu. Ve vicdan azabından da vazgeç."
Hermione sırıtarak onun koluna girdi ve Ron'un yanına götürdü. Tam Ron'un da koluna girecek iken elini tutan
yumuşak parmaklarla durakladı "Sevgilim beylerin konuşacakları vardır belki, hadi biz kahvaltıya inelim."
Hermione acıyla Ron'a baktı, Ron boğazını temizleyerek "Önemli değil Herm. zaten Ginny'i bekleyecektik biz."
Hermione başını sallayarak elini kavrayan Cormac ile Büyük Salon'a doğru yola koyuldu.
Hermione, Büyük Salon'a girer girmez gözleriyle büyük masayı taradı ama aradığı kişiyi göremeyerek
umutsuzlukla Gryffindor masasına çöktü. Cormac yine Hermione'ye ilgi göstermeye başlamıştı, o kadar dikkat
çekiyorlardı ki Slytherin masası bile artık onlara bakmadan duramıyordu. Hermione bu durumdan sıkılmıştı
lavaboya gideceğini söyleyerek Cormac'den ayrıldı. Bahçeye çıktığında biraz olsun rahatlamıştı. Kendisine boş
bir bank bularak oturdu. Yeşil çimlere ve eylül ayının getirdiği zorunlulukla sararan ağaç yapraklarına bakarak
temiz havayı teneffüs etti. Bahçe eşine az rastlanacak derecede güzeldi, hafif rüzgar tenine değerken hüzünle
gözlerini kapattı şimdi İksir dersine nasıl girecekti...
Severus Snape bahçede dolaşırken gözleri kapalı bankta oturan kızı fark etti. Arkasında olmasına rağmen
saçlarının karamelimsi renginden ve kıvrımlı buklelerinden onu tanımıştı tabii birde nar çiçeği kokusu... Ona
fark edilmeden hemen taş binaya doğru yöneldi kapıdan içeri girerken son bir defa göz attı bal rengi gözleri olan
kıza, şimdi nasıl İksir dersi verecekti...
Hermione kafasını kaldırarak saat kulesine baktı derse beş dakika kalmıştı. Cormac'e görünmemek için dua
ederken taş binaya doğru ilerledi. Hermione henüz koridordayken Harry ve Ron'un ona seslendiğini duyarak o
tarafa döndü ardından onlara doğru ilerledi, nerede olduğunu soran sorulara cevap verdikten sonra zindanlara
doğru yola koyuldular.
Derse bir dakika kala yetişmişlerdi Hermione, Harry ve Ron ile arka sıralardan birine otururken dersin nasıl
geçeceğini merakla ve hüzünle bekliyordu. Snape girdiği kapıyı hızla çarptı ve içeri girdi, herkes onun bu
sinirine bir kulp bulmaya çalışırken Hermione bir sebep aramaya lüzum görmüyordu her şey gayet ne ve açıktı...
Snape sınıfın ortasına geldiğinde durdu "Herkes kitabının 125. sayfasında ki iksir hazırlasın, soru istemiyorum,
kusurlu iksir istemiyorum ve Bay Longbottom istediğim son şey patlayan bir kazan." Slytherin'liler kıkırdarken
Snape hızla yerine geçti Hermione iksire göz attı ve eksik olan malzemeleri hazırlamaya başladı.
Ders bitimine beş dakika kala Snape ders boyunca hiç kalkmadığı masasından kalktı ve teker teker iksirleri
kontrol etmeye başladı. Hermione heyecanla sıranın kendisine gelmesini beklerken, ne tepki vereceğini çok
merak ediyordu. Snape birkaç Slytherin'e iksirleri için puan verdi ve Gryffindor tarafına geçti. Snape, Neville'e
iksirinin kötülüğünden bahsederken zavallı çocuk utançtan yerin dibine girmişti, Hermione kendisine olan
kızgınlığın Neville'den çıkarılmasına sinirlendiyse de hiçbir şey demeden iksirini kontrol etmeye başladı, her şey
mükemmeldi, Snape'in en yüksek puan verdiği iksirden – ki Malfoy'un iksiriydi- bile daha güzeldi. Snape
üçlünün yanına gelince iksirlere iki saniyelik bakış attıktan sonra arkalarında ki masaya geçti, üçüde hayretle
birbirine baktı, Harry hiç değilse iksirine bir hakaret beklerken Snape hiçbir şey söylememişti. Tüm iksirlerin
kontrolü bittiği sırada zil çaldı, Harry ve Ron önlerine Hermione'yi katarak gidiyorlardı sınıftan çıktıklarında
Ron uyanırken başını karyolasının demirlerine çarpmış olduğunu söyledi ikisi tartışırken sonunda en mantıklı
teorinin bu olduğunu düşünerek yollarına devam ettiler. Hermione ise bu konu hakkında tek bir kelime bile
etmemişti...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Wrong Love
FanfictionHenüz savaş sihir dünyasının kapısını çalmamışken, Hermione Granger ve Severus Snape kendilerini farklı bir savaşın içinde bulurlar. Snamione