GİRİŞ-DOĞUM

975 61 5
                                    

Dönüşüm adalarındaki büyük laboratuvarda sıradan geçen bir gündü. Saat dört civarında başlayan kontrolleri altı gibi bitirmişlerdi ve Denek 08 ile Denek 09 un enerji ve kas gücünü geliştirmek için gereken enerji nakli ve şok kuvveti uygulanıyordu. Havadaki koyu gri bulutlar büyük bir fırtınanın habercisiydi büyük mavi güneşin ışıkları ağaçlara ulaşmak istediği halde gri bulutlar buna izin vermiyordu, bulutların bu tutumundan rahatsız olan ağaçların turuncu yaprakları yeşerip teker teker dökülüyordu. Saat 15:20 de tesisin bütün ihtiyaçlarını karşılamış ve kendine sıcak bir çi almak için mutfağa doğru yola çıkmıştı Jo biraz yorgun olsa da neşeliydi burada geçen 13 yılın ardından eve dönmesine üç yıl kalmıştı sadece üç yıl. Üç yıl onun için çok uzun bir zaman değildi ne de olsa o yüz yetmiş altı yaşında bir gobhesdi ve daha önünde en az bir bu kadar daha ömür vardı. Çi sini alıp balkona çıktığında gökyüzündeki gariplikten tedirgin oldu sanki 'O' kızmış ve hıncını bu ufak gezegenin küçücük bir adasındaki minik bir tesisten çıkartacaktı. Çi bardağını avuçlarının içinde tutarken bir yandan soğumaması için bardağa çok hafif ısı veriyordu bu sırada yanına gelen Bia ve Selin'e sıcak bir gülümseme yolladı, Jo için ikisi de küçük bir çocuk gibiydi daha 43 ünü yeni doldurmuş bir Selin ve ondan sadece 15 yaş büyük olan Bia, ikisini de çok severdi. Günün nasıl geçtiği hakkında samimi bir konuşma geçti aralarında ve hep beraber içeri döndüler saat 16.50 yi gösterdiğinde tesiste sadece güvenliği sağlayan Greg ve onun evcil kuzgunu Sif kalmıştı. Jo kaldığı kulübeye giderken ceketinin cebinden çıkardığı tabakadan bir çeçen çıkartıp parmaklarının ucuyla yaktı dumanını ciğerlerine çekerken saatlerdir yüzünde duran o gerginlik yok oldu ve yerini büyük bir rahatlama aldı. Kulübeye vardığında ilk işi ısıtıcıyı açmak oldu sonrasında sıcak bir duş aldı ve koltuğa uzandı genellikle her günü böyleydi günde 12.5 saat çalışır kalan 7.5 saatlik sürede de koltuğunda uyuklar kitap okur yahut müzik dinlerdi ancak gece yarısı büyük bir gürültüyle uyandı camdan dışarı baktığında devasa bir dalganın adaya vurduğunu gördü gökyüzünden yıldırımlar düşüyor ve turuncu yapraklı ağaçları adeta yok ediyordu. Gökyüzü ve denizin birleşip savaş açtığı toprak çatışmayı kaybediyordu. Dev dalgalar tesise ulaştığında her yeri param parça etmişti ada tamamen yerle bir olmuş toprağın üzerinde tutunan ağaçların hiç biri kalmamıştı etraf yıkılmış ağaçlar ve tesisten kırılan-kopan parçalarla doluydu.

Dakikalar sonra
   Güneş ışıklarıyla beraber gözlerini açmıştı göğsünde garip bir baskı bulunuyordu ve o bu baskının sebebini bir süre anlamamıştı. Kısa bir süre sonra göğsündeki baskı artmış ve ağzının açılmasını sağlamıştı bir anda göğsüne dolan temiz hava ile birlikte göğsündeki ağrı yok olmuştu. İlk nefesini içine çekmenin mutluluğu ve rahatlığı ile içindeki havayı baskı ile itip yerine ciğerlerinin sömüreceği yeni temiz havayı aldı ve tekrar aynı rahatlığı hissetti. Gözleri açıktı ancak görmüyordu, her şey fazla bulanıktı o da zaten şimdiye kadar defalarca yapmış olduğu göz açma kapama işlemini taklit etti ve gözlerini kapadı.

Gözlerini tekrar açtığında hiç ışık yoktu hatta gözünü açıp açmadığının farkında değildi gözlerinin ufak bir hareketinde gökyüzünde duran iki büyük ışığı gördü. Henüz bilmese de o gördükleri gezegenlerinin uyduları olan Lin ve Ken aylarıydı. Bedeninin ortasında garip bir his vardı, belirsiz sıklıkla karnının içinden bir dalgalanma ile ses geliyordu, ne olduğunu tam çözemese de rahatsızdı bundan gayri ihtiyari olarak kolunu kaldırdı ve midesinin üzerine getirdi. Garip bir his olarak tanımladı hareketi, bildiği herhangi bir kelime ya da hareket yoktu. Kısa bir mesafeden sesler duymaya başladı uzun göz kapama süresinden önce böyle bir ses duymamıştı hiç, rahatsızlık verici bir sesti kulakları sanki bu sesin burada olmaması gerektiğini düşünür gibi beynine sert sinyaller yolluyordu. Ses yaklaştı ve görüş açısına bir şey girdi, anlamsız sesleri çıkarmaya devam ediyordu şekil yaklaştı ve doğrulttu onu tekrar o garip his, garip ancak rahatsız edici değildi. Şeklin onu bıraktığı gibi durdu ve şekil karşısına geçti karşısında duran şey farklı renklerden oluşuyordu kafasını hareket ettirdi ve ilk defa kendi bedeninin bir kısmını gördü. Karşıdaki şekil ona benzese de onun gördüğü yerlerde farklı renklerde sallanan ve üzerini kapatan şeyler olduğunu gördü. Şekil buna acayip sesleri tekrar ederken o midesindeki garipliği tekrar hissetti ve o garip his tekrar geldi bedenine baktığında sağında olan uzantının artık bedeninin üzerinde olduğunu gördü garip hissi tekrar ederek o uzantıyı kaldırdı ve inceledi şekil hala ona dönüktü ve sesleri çıkarmaya devam ediyordu şekle döndüğünde yukarıda olan kısmında bir bölgenin hareket ettiğini ve sesleri çıkardığını fark etti kendisinin de bunu yapabileceğini düşündü ancak hareket eden şeyin yerini bilmiyordu.

GOBHEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin