..1..

129 17 9
                                    

İdil;

Kafayı dinlemeye ihtiyacım vardı.. İnsanlardan kendimi 2 haftalığına soyutlasam bile yeter bence.. Çok sevdiğim çiftliğime gidecektim bu hafta sonu. Kafam kazan gibiydi. Şu iş bitsede akşam olsa diye dua ediyordum. İş bitmek bilirmi? Ajanslarla iş yemekleri, toplantılar, fotograf çekimleri, hayranlara imza, off çok yoruluyorum. Bu dergi benim için önemliydi ama. Sonuçta bu mesleği seviyorum (mankenlik).

Umut;

Bugün yine yataktan zorla kalktım. Lanet olası işim vardı. Babamdan kalan bir şirketim. Ve bakmayı sevdiğim bir annem var. Kalkıp duş aldım. Takım elbisemi giyip arabama atladım. Bugün başka bir şirketin devralma işleri olacakmış. Yeni patronu olacağım reklam şirketiyle görüşecektim. Şirkete geldim. "Kızım bana kahve söyle" dedim. Sekretere. O da hemen "peki efendim" diyip başıyla tamam dedi. Odama geçip koltuğa attım, kendimi. Nedense bir yorgunluk vardı üzerimde. 5 dakika sonra kapı tıklandı. " geell" dememle beraber manken gibi kadın girmişti içeri. Fena olmasada çakma sarışın gibiydi. 1.80 boylarında taş gibi hatun. " buyrun efendim" dediğinde düşüncelerimden sıyrılıp " sağol, çıkabilirsin." dememle kadın kapıya yöneldi ve çıktı. Kahvemi yudumlarken içeri sekreterim girip bugün o reklam şirketiyle 1 de toplantımız olduğunu hatırlattı. Saat 11 di ve 12 de öğle yemeği paydasu vardı. Saat 1 ve toplantı odasına geçip devir alacağım şirketin müdürünü bekliyordum. Çabuk gelsede şu iş hemen bitse..

İdil;

Nihayet işten çıktım ve saat daha 2 . Ben ne yapıyım ki şimdi. En iyisi eve gidip bavulumu hazırlıyım. Eve doğru giderken yolda bir tane pamukşekerci görüp kenara çektim arabayı. Gidip pamuk şeker aldım ve bir banka oturdum. İnsanlar ne kadar mutlu ya. Hayatta dertleri yok, tasaları yokmuş gibi davranıyorlar. Oysaki ben öylemiyim. Aslında benim hikayem şöyleydi. 6 yaşımda evimizde bir yangın çıkmıştı. Ben anneannemdeydim. O günü hayal meyal hatırlıyorum. Ne olduğunu söylememişlerdi. Anneannem ağlıyor teyzem ağlıyor herkes ağlıyordu. Ama bana hiçbir şey söylemiyorlardı. Sonra ben anneanneme annemle babam nerde diye sorunca 'onlar cennette yavrum, şuan seni izliyorlar' diyip gülümsedi. O zaman ne dediğini anlamamıştım ama şimdi yokluklarını en derinden hissediyorum. Onları çok özlediğimi farkedince gözümden bir yaş süzüldü. Sonra kalkıp eve gittim.

Umut;

Sonunda bu şirketinde yeni sahibi ben olmuştum. Git gide soyadımıza layık yeni işler ve yatırımlar yapıyordum. Babamda burda olsaydı eminim benimle gurur duyardı. Ve bu toplantıda bitmişti. Odama geçip biraz işleri toparladım. Baya önde giden bir firmaydık ve bu beni yeterince onure ediyordu. Bunun şerefine akşam sultanımla yemek yemeliyim...

İnşallah hikayemi beğenirsiniz.
Yorumlarınıza ihtiyacım var.

(Sizce umut ve idil nasıl karşılaşıcaklar?)
Yorumlarınızı bekliyorum

Vahşi RuhHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin