..4..

27 8 3
                                    

Selam gençlik.. Kusura bakmayın. Bu bolum biraz gecikti. Arkadaşlardan tavsiye aldım. Artik bu anlatimda devam etmicem daha hoş şeyler okuyacaginiza emin olabilirsiniz..

İdil; 

Sabah uyandığımda herkes uyuyordu. Hemen toparlanıp çıktım. Atımı samanlıktan alıp hazırlıyordum. Ama dün gece hâla aklımdan çıkmıyordu. Tanımadığı biri tarafından tacize uğruyor, ama ilk defa idil ses çıkarmıyor, tuhafıma gitmiyor degil.. Ama büyük rezillik olurdu. Düşüncelerimden bi kenara sıyrılıp atımı çözdüm ve üstüne atlayıp ormana doğru ilerlemeye başladım. Gerçekten burası harika bir yerdi. Güneş ısıtmasa bile yüzüne vuruyor ve sen o mal mal gülümsemeni yüzüne yapıştırıyosun ya o bile tuhaf oluyor.

Niye herşey boş diye düşünürken karnımın aç oldugunu farketmemle duraksadık. Dere gibi bir yer vardı. Oraya gidip atımın su ihtiyacını giderdim. Sonra ben boş dururmuyum. Agaçtaki bulduğum meyveleri kemiriyorum. Tamam yiyorum. Kemirmek tuhaf oldu. Biraz oyalanıp tekrar yola koyulduk. 1-2 saat gibi süreden sonra çiftliğime gelmiştim. Ohh be derin bir nefes alıp eve girdim ve küveti sıcak suyla doldurup duş alcaktım..

Umut;

Sabahtı. Gözümü açtığımda etrafıma baktım. Saat 1 di yuh be nasıl bu kadar uyudum ki ben çüşş. Neyse hemen toparlanıp odadan çıkmamla cenaze evine ziyarete gelen bi kadınla burun burna gelmemiz bir oldu. Ev ana baba günü gibiydi. Gerçekten benim için kötü bi durum olsada bu kadar kalabalığa gelemiyorum. Kendimi mutfağa attım annem ağzıma 2 lokma tıkıştırmasıyla tıkanmıştım. Dışarı çıktım. Biraz dolanıyım..

~~~~~~~~
Amannn! O nee. Kaçın lan ayı mı o yok be domuza benziyo. Köye kadar koşmuştuk. Köyden anlaştığım 2 adam gibi adam Canberkle, Sinan..
"Oğlum .o .neydi. lan. Tıkandım .şuan. Ayhh!" Canberk" ya. abi. o .degilde. Biz. niye. bu. kadar. uzaklastik. Köyden." nefes nefese kalmışken bu cümleleri zorla kurduğu belliydi. Sinan lafa girerek" ne oğlum fena mi en azindan eski günlere geri döndük" diyip gülmüştü. Hakkatten ya özlemişim bu şerefsizleri..

İdil;

Şuan küvette ve kulaklığımdan gelen sesle kendimi kaybetmiştim.(multimedia taylor swift-black space) taylor swift in en sevdiğim şarkısını dinliyorum. Black space..

Kısa bir keyiften sonra üstümü değiştirip yemek hazırlamaya mutfağa indim. Sandwich hazırlayıp yedim. Ardından yapcak bisey olmadigi için de dvd takip izleyeceğim.

~~~~~~~~
Adam illa tam yerinde ölmek mi zorunda? Çok yakışıyolar. Of niye öldü... Ööö diye anırıp sümüklerimi silerken kendimi kaybettiğimi anladım. Hemen telefona sarıldım. Nedense 2 gündür burdayım ve hiçbir aksilik çıkmadı. Bence şom ağzımı kapıyım. Boşver diyip telefonu fırlatmamla çalmaya başlaması bir oldu.

Al işte ya of. Telefona baktigimda menejerim arıyordu. "Efendim eylül?"
"İdil hanım müdür haber vermemi söyledi. Pazartesi geri dönmeniz gerekiyormuş. Şirketimizi yeni patron devir almış. Bizim yüzümüz siz oldugunuz içinde sizinde burda olmanız gerekiyormuş.."
"Ayhh! Bi rahat tatil de yaptırmıyolar. Banane milletin gelip gitmesi off. Tamam eylül geliyorum ben." deyip kapattım ve yukarı çıkıp valizimi toplayama başladım..

~~~~~~~~~
Gece kapıya anahtarı bile zar zor soktum. Şuan saat 8. Evdeyim, o sıcacık yatağımda..
Hemen kalkıp duş aldım. Saçlarımı düzleştirdim ve sade bir makyaj yapıp çıktım. Arabaya bindiğimde 'acaba yeni patron kim?' 'fazla ukala mı?' "her neyse bunlardan banane, patronsa patronluğunu bilsin." diye kendi kendime konuşuyordum. Biraz daha konuşursan idil ordan kovucaklar seni..

Sonunda şirketin önündeydim. Basın toplantısı yapılıcak mı acaba? Diye düşünürken şirkete girdim. Asansörü beklerken yanıma eylül geldi ve mütevazi bir ses tonuyla "günaydın idil hanım." dedi. "Günaydın eylülcüm. Bensiz yapamıyosunuz dimi, e tabi ben farkı canımcım" dedikten sonra ikimizde gülmeye başladık . ve nihayetinde asansör geldi.

Eylülle beraber odama çıktık.   Toplantı saat 10 'daymış.

Umut;

Zırrr! zırrrr! Ayhh bi susmadı şu telefon.
"Alo, ne vardı?"
"Şey efendim, ......... Şirketiyle yarın saat 10 da toplantınız var. Onu haber veriyim dedim."
"Tamam" dedikten sonra kadının suratına kapattım telefonu. Annemi bulup hemen durumu özet geçtim ama annem birkaç gün daha burada kalacağını söyledi. Bende hemen eşyalarımı toplayıp yola çıktım. 3-4 saatlik bir mesafesi var.

~~~~~~~~~~
Denize karşı lüks evimin camından bakarken laptoptan klasik bir müzik açtım ve kahvemi yudumlamaya başladım. O kadın nasıl bir varlıktır ki kokusu benim gibi odun bir herifin başını döndürdü. Düşüncelerimden sıyrılıp kahvemi yudumlarken kapı ziliyle irkildim. Kim ki bu akşam akşam offf. İsyan ede ede kapıya yöneldim ve kapıyı açmamla Egeyi karşımda görmem bir oldu. "Nasılsın dostum." diyip içeri girdi. Bende "iyi olmaya çalışıyorum. Biliyosun yakın zamanda dayımı kaybettik. Öyle işte.." ege " biliyorum kardesim Allah rahmet eylesin, sizinde başınız sağolsun."

-ege benim babamın arkadaşının oğlu. Küçüklükten beri birbirimizi tanırız. Öyle patavatsızlığını görmedim, birbirimize sahip çıkarız. -

~~~~~~~~~~~~~

Sabah saat 8 ve ben hâla yatak keyfi yapıyorum. Kalkıp bir duş aldım ve saçlarımı havluyla kuruladım. Kabardı tabi haliyle. Hemen tarayıp mutfağa gittim. Dolaptan birkaç şey çıkardım ve sallama çayla biraz yedim. Biraz oyalanıyım dedim. Aşağı katta piyano vardı o odaya indim. Ve başına oturup ince ince çalmaya başladım sonra hızlılık kattım. Saate baktığımda artık çıksam iyi olur diye söylenirken telefonum çaldı. Sekreterim " efendim yarım saat sonra ........ Reklam şirketiyle bir toplantınız var. Haber vereyim dedim." "tamam kızım sağol" diyip kapattım. Biz bilmiyoduk sanki toplantının olduğunu böm böm konuşuyo bide ağzını yayarak. Neyse ya hemen çıktım ve arabaya bindim. Saat 10 a 5 vardi.

Şirkete girdiğimde müdür yanıma gelerek " hoşgeldiniz efendim. Buyrun toplantı odasına geçelim." dedi. Başımla onaylayarak 7. Kata çıktık..

İdil;

Saat nerdeyse 10 du ve bizi toplantı odasında bekletiyolardı. Sohbetimiz yeni gelen patronu çekiştirmekti. Biz kahkalarla gülerken kapının açılma sesini duyunca herkes oraya baktı. Benimde kafamı oraya doğru çevirince rengim bi anda attı.

Onun gözleri etrafı süzerken beni farketmemiş olsa gerekki müdürün gösterdiği yere oturdu. Gayet ciddi bir tavrı vardı. Bu adam nasıl bu kadar 2 yüzlü olabilir. Neyse ya banane odun, kalas. Hem bunların hepsi aynı..

Umut;

Sonunda 7. Kata geldik ve kapı açıldı. Odadan gülme sesleri geliyordu. Kapıyı müdürün açmasıyla bütün bakışlar bize toplandı. Fakat bi kız sonradan döndü. Amann Yarabbi sana geliyorum bu o. Ama burası bir işyeri. Ona öyle anlam dolu bakış atamam. Odayı süzdükten sonra müdürün gösterdiği yere oturdum. İnsanları sevecen ve saygılı tiplere benziyordu. Tabi aralarında gıcık tiplerde vardır ama..

~~~~~~~~~~~
Kendimi tanıtıp bu kadroyu öğrendikten sonra iş gününde herkese başarılar diyip odadan çıktım. Aşağıya inip kendi babamdan bana kalan şirketin yolunu tuttum...

İdil;

Herkes kendini tanıttı. Sıra bana geldi bende tanıtınca sohbet kuruldu konuşmaya kaynaşmaya basladık. Herşey yolunda gitmişti. Sonra yerinden kalkıp 'herkese iyi çalışmalar' dedi ve odadan çıktı. Birkaçı sağolun dedi birkaçı o çıktıktan sonra egolu ve kendini beğenmiş gibi cümleler kurdu. E tabi nihayetinde haklılar. Herkese selam verip bende odadan çıktım ve kendi odama gittim.

Arkadaşlar diğer bölümlere baktigimda cok az yazdigimi farkettim insallah bu bolumu begenirsiniz

Okuduktan sonra vote atmayi unutmayin. Hepinizi seviyorum😊😊😊💖

Vahşi RuhHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin