Serdal üveys

76 5 1
                                    

Allah'ın, Resul'ünün selam ve bereketi üzerinize olsun kardeşlerim... Bu zikre başladıktan ve öğretmenimi öğrendikten sonra 3-4 senedir Elazığ-Harputtaki türbesi bulunan Arap Babamın ziyaretine gitmek istiyordum. İstedim ki geçen Kurban Bayramında ziyarete gideyim ama olmadı iznimi ayarlayamadım nasip değilmiş... Kendi öğretmenime gidemiyorum madem Kurban Bayramının 2. gününde Elif ablamın öğretmenini ziyarete gidelim dedik... Daha önce tecellide yada rüyada tam hatırlayamıyorum yanlış olmasın bir sultan gösterildi başından aşağısı yeşil elbise giymiş beyaz kaftan vardı elinde beyaz kavuk ve kavuta yeşil bir taş vardı. Elif ablaya da rüyada Beşiktaşlı Yahya Efendi Hazretlerinin türbesinin önünde bağdaş olarak oturup başımda beyaz bir kavuk olduğunu göstermişler. Beiktaşlı Yahya Efendi Hazretlerinin ziyaretinden sonra söyledi bunları... Geçen gün öğretmenimi ziyarete gideceğimi söylediğimde o yeşil taşın da orada verileceğini söyledi Elif abla... Ona da bazı şeyler gösterilmiş... 

Biletimizi aldık kardeşimle beraber... Bu arada kardeşimin psikolojik hastalığı var benim de ellerimde kaşıntı var. Daha önce rüyamızda Arap Babam bana ilaç vermişti ellerime sürüyordum. Sonra dedi ki; kardeşin neden gelmedi. Ben de dedim ki rüyamda aşağıda oyuna daldı diyorum... Kardeşinde deli hastalığı var dedi... Bu rüya gösterildiğinde ne kardeşimde psikolojik bir hastalık vardı ne de benim ellerimde bir kaşıntı vardı... 

Yola çıkıcam Cuma 15.30 da ... Bazı tecelliler, rüyalar gösteridi sıkıntılı şeyler vardıbize göre tabii... Çıktık yola bazı tedbirler aldık kendimizce dikkatli olmak adına. Sonra yolda bir yanım varınca arabadan in geriye hemen gel diyor, bir yanım ne olursa olsun gitmen lazım diyor. Otobüste kardeşim yanımda bilmiyor ne yaşadığımı... acıyla sevinci aynı anda yaşıyorum... Gidene kadar uyutmadılar beni dalıyorum 2-3 dk. hemen sonra uyanıyorum... Gidene kadar bu hali birçok kez yaşattılar... Elazığ Otogara geldiğimizde hiç uykum yoktu. Yolculuk 17-18 saat sürmüştü... Bu arada bu dalmaların birinde yakaza halinde bir kağıtta mavi kalemle yazıllı ''Bülbül'' yazıyordu bunun anlamını hocalarımız bilir... 

Elazığ Otogardan Harputa gitmek için 2 minübüs değiştirdik ama içimde hala bir sıkıntı , tahminimce nefsimdendir diye tahmin ediyordum... Başımıa bir işler gelecek diye tedirgindim öyle bir his vardı içimde... Kendimi bıraktım kardeşim nasıl geri döner ne yapar buralarda bir başına diye üzülüyordum... Türbeye vardık bir şekilde bu gel-gitlerle...

Gittiğimizde türbedar türbenin önünü süpürüyordu selam verdik... Köşeye geçip işinin bitmesini bekledik... Sizi bekleticem biraz hergün rutin olarak yaptığı şeyi anlattı türbeyi açmadan duamı eder, Kur'an okur, türbenin önünü süpürür, türbenin kapısının önüne tahta yerleştirdiğini anlattı... Bitirdi işini mescidi açmak için yukarı üst kısma geçti. Bizler türbeye girdik kardeşimle beraber... Önce Rabbimizin sonra Şanlı Resulullah Efendimizin, sonra tüm üveys kardeşlerimin sonra da kendi selamlarımızı ilettik... 

Diz üstü oturdum salat-ı şerifelere devam ettim hem kardeşime hem de bana hoşgeldin kokusu verildi elhamdulillah çok yoğundu... Sonra gelmek isteyip de 3-4 senedir gelememenin üzüntüsü, içimdeki sıkıntı, türbeye girer girmez verilen yoğun kokular ve iliklerime işleyen türbedeki maneviyatla gönül yaşlarım akmaya başladı... Ağlamaya başladım... Dedi ki Arap Babam 'geldiğin için teşekkür ederim, üzülme geçmişi bırak' dedi... Sonra ayağa kalk bakalım dedi... Elif ablamın dediği taş sanırım o an verildi bu benim tahminim en doğrusunu Rabbim bilir... Sonrasında yanıma yaklaş dedi... Başucuna geçip dizlerim üzerine oturdum... Bana aşkını anlat dedi... Sonrasında son sözüm size buradan gidin dedi... Yolda yaşadıklarım, sezdirilen, hissettirilen şeyler demek ki doğru diye düşünmeye başladım... İzin isteyip ayrıldık... Tekrar gelin dedi... Sonra mescide geçip kardeşimle şükür namazımızı kıldık. Tübedar amcaya daha önce üveysleri duydun mu dedim... Kafası doluydu sanırım; Arap Baba tabii ki Allah dostudur, evliyadır dedi... Ben üveysim, bizlere öğretmen olarak gerçek evliyalar öğretmen olarak verilir, benim öğretmenim de Arap Baba dedim...Allah ondan razı olsun... Yola çıkmamız gerektiğini söyleyip ayrıldık... 

Otobüste yolda gelirken köylü yardım edecek dendi... Otobüs durağına geldiğimizde biri vardı minübüs geçti mi diye sorduk ... O da az önce geçti bir sonraki 15-20 dk. sonra gelir dedi... Sende akbil varsa biz ücretini verelim, bizim yerimize otobüse akbil basar mısın dedik olur dedi... Hemen otobüs geldi amcaya Allah razı olsun deyip bindik otobüse ... Aklımda hep Arap Babamın burdan gidin uyarısı vardı hep... Başımıza bir iş gelecekti de Allah'ın izniyle himmet mi etti bilemiyorum... İlerde Rabbimiz bildirirse bilebileceğim ancak ... seri bir şekilde ziyaretimizi yaptık hissettiridiği gibi ve hemen Elazığ Otogara döndük gelince benim de selamlarımı ilet diye seslendi öğretmenim...İlk otobüs akşam üzeri 5 te daha erken gitmek için bilet aradık bulamadık. Aktarma yapıp dönmeyi düşündük küçük otobüsler var yolda çok sıkıntı çekersiniz dediler biz de mecburen saat 5 i bekledik... Otogarda mescide girip namazlarımızı kılıp zikrimize devam ettik.. Yolda otobüste 2 şarkı ile seslenildi ; Ne kadar zulmetsen ah etmem sana, her 2 cihanda gül kana kana, seninle cehennem ödüldür bana, sensiz cennet bana sürgün sayılır... Diğer şarkı da zeki mürenin söylediği gözlerin doğuyor gecelerime şarkısı... Bu şarkılar benim halimi anlatıyor marifet gözüyle bakınca... Sanki içimde bir köz var tam soluk borumda... Her nefes alışımda o köz harlanıyor ... bu hal ile geldik elhamdulillah... Yazım uzun oldu hakkınızı helal ediniz... Yazımı yazarken aşığım sana diye seslenildi... Sağ- salim götürüp getiren Rabbime sayısız hamd olsun sayısız şükürler olsun... Rabbimize meanet olunuz....

Üveyslerin Kaleminden ✏Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin