Ben gözerimi bile kırpmadan karşımda ki çıplak Uras' a bakarken o sanki çıplak olması çok normalmiş gibi domates salatakıl doğruyor . Bu şaşkınlık halinden çıktığımda zar zor
" Ne kahvaltısı Uras ? " diyebildim
" Dedim ya teşekkür kahvaltısı diye " bu çocukta ki sakinlik beni deli edecek
" Uras sen delirdin mi ? Bu halde kahvaltı mı hazırlanır ? Yürü git üstüne başına bir şey giy " dedim vücuduna bakmama ya çalışarak . Ama üzerinde sadece benim mavi mutfak önlüğüm varken pekte mümkün olmuyor .
" Haaa o mu ? Sabah kalkınca uyku sersemliği ile su döktüm . Kurusun diye de odaya bıraktım " dedi . Orta da ki masanın arkasandan çıkarak karşıma geçti ve çok normal bir şeymiş gibi bir yandan salatakıl yerken bir yandan da bana laf anlattı
" Yani bu durum sana göre normal . Öyle mi ? " kafasını sallayıp yemeye devam edince
" Lan insan başkasının evinde çıplak dolaşırmı ? " dedim kendimi tutamayarak .
Ben sinirli bir şekilde Uras'ı izlerken Uras kahkaha atmaya başladı . Ta ki ben susturana kadar .
" Ne çıplağı Yağmur ? Ne diyosun sen iyi misin ? "
" Ne diyosunu varmı işte git pantol falan giy diyorum " dedim . Ama onun attığı kahkahalarda az önce bağırırken ki özgüvenim eksilmeye başlamıştı
Kahkahalarına bir süre ara verdikten sonra benim yanıma doğru gelmeye başladı .
" Hayal aleminde ne kuruyorsun bilmiyorum ama ... " deyip üzerinde ki mutfak önlüğünü çıkartmaya başladı . O çıkartırken ben bir yandan gözümü kapatıp bir yandan da açmaması için bağırmaya başladım .
" Yağmur . Eğer biraz daha bağırmaya devam edersen aşşağı katta ki adamların içeri dalacak o yüzden bağırmayı bırak ve bana bak " dediğini tabiki de yapmadım ve arkamı dönüp yürümeye başladım . Ama önümü görmek için gözlerimi açtığım sırada Uras beni kendine çevirip 32 diş sırıtan yüzünü bana gösterdi .
" Bıraksana oğlum . Dayak yemeye mi hevessin ? "
" Yağmur bağırmak yerine altıma bak . Yoksa zorla yaptıracağım " bu kendini ne sanıyor ya
" Sen kendini ne sanı- " daha sözümü bitirmeden Uras beni omuzuna attı . Şortu ile karşılaşınca az önce çocuğa neden çıplaksın dediğim için yerin dibine girmek istedim .
" Gördün mü ? Senin önlüğün uzun olduğu için altımda ki şort görünmüyor ve sanki çıplakmışım gibi görünüyor . Sadece t-shirtim yok "
Dedikten sonra beni tekrar yere indirdi ve sırıtmasın kaldığı yerden devam etti . Benim diyecek bir şeyim yok iken onun benimle biraz daha dalga geçmek istediği yüzünden anlaşılıyordu .
Ama işler onun istediği gibi gitmedi ve telefonum çaldı .
" Telefonum " ben Uras'ın yanından olabildiğince çabuk kaçmaya çalışırken çalan telefonun mutfakta olması müthiş bir tesadüf oldu (!)
" Ne zaman cevap veremesen telefon çalıyor ? Farkında mısın ? " o tezgaha yaslanıp bana ilk tanıştığımız geceden alıntı yaparken ben tekrar mutfağa girip telefonu açtım . Arayan annemi Konya'ya anneannemin yanına götüren şoförümüz idi . Kısaca rapor verdikten sonra yaklaşık 15 dakika önce annemi ve kardeşimi eve bıraktığını söyledi .
Telefonu kapatıp tezgahın üzerine koyduktan sonra tekrar çalınca bu defa arayanın Baran olduğunu gördüm ve bekletmeden hemen açtım
" Efendim Baran ? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Baba Mesleği
Teen Fiction4 nesildir babadan oğula devr edilen bir işi ikizi Bulut kabul etmediği için 20 yaşında ki Yağmur İsra Mert sırf babasının vasiyetini uygulamak adına bu zor görevi üstlenirse başarılı olma oranı sizce kaç ? Pekii..bide aşk eklenirse üzerine ? As...