"Ayağa kalkın," dedim. "Ben kraliçe falan değilim." Ayağa kalktılar.
"Kehanete göre öylesin," dedi Jeremy.
"Kehanet umrumda değil. Amcamı bulalım ve Benjamin'in kokusunu düzeltelim!" dedim. Benjamin gülümsedi. Ben de ona gülümsedim. Bir şey yaptıysam onu tam yapmalıydım. Jeremy öksürdü. İkimizin birbirine baktığını görmüş gibiydi. "Ben halledebilirim." dedi.
"Nasıl?" diye sordum.
"Mükemmel burnumla." dedi ve gülerek odadan çıktı. Benjamin'e yaklaştım ve ona sarıldım. Neden bilmiyordum. Huzurdu o. Adının eş anlamlısı huzurdu sanki. Kollarını belime doladı. "Sen kraliçe olabilirsin ama ben kral değilim Carmela." dedi fısıldayarak. Kulağıma yaklaştı ve bir öpücük kondurdu. Dudakları soğuktu. Ah, doğru, yeni dirilmişti.
"Ben kraliçe değilim," dedim. "Kraliçe olsam bile kralın kim olduğunu nereden bilebilirsin?"
"Daha sen doğmadan kararlaştırıldı bu Carmela. Herşeyin ne zaman olacağı. Ne olacağı. Kim olacağı."
Dudaklarımı boynuna değdirdim, kokusunu içine çektim ve bir öpücük bıraktım oraya. "Carmela'm." diye fısıldadı. "Kraliçem. Ben senin kralın olamam."
"Neden olmasın?" diye sordum gülümseyerek.
"Çünkü... Zaten kralı olan bir kraliçenin bir kralı daha olamaz." dedi.
"Benim kralım yok." dedim geri çekilirken.
"Sadece sen bilmiyorsun." dedi odanın çıkışına yöneldi. "Seni seviyorum," dedi çıkarken. "Geri geleceğim. Biraz yalnız kalmalıyım."
Söylediği sözle kalbim hızlandı. Seni seviyorum, dedi. Evet Benjamin. Ben de seni seviyorum.
❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄
Cassie
Calvin gülerek bana bakıyordu. Mutsuzdu ama sarhoş olduğu için gülebiliyordu. Sarhoşken Calvin ne derse desin dinlemek zorundaydım. Çünkü ben buydum. Calvin'in kimsenin bilmediği sırrı. Kimsenin tanımadığı arkadaşı. Ben bir hayalettim çünkü. Kimse beni görmüyordu. Calvin hariç.
"Biliyor musun Casandra, onun gerçekten mutlu olduğunu görmek istiyorum. Ama o bambaşka birini hayata döndürüyor ve işlerinin arasına iş katıyor." dedi gülerek. "Ona yardım etmeye çalışıyorum ama umrunda değil."
Calvin zavallı gibi davranıyordu. Ona bir tokat attım. "Yapma Calvin. Sen bundan iyisin. Kendine çeki düzen ver. Carmela seni umursuyor. Başına bir şey gelse ilk o gelir yanına."
"O yanıma ilk gelen kişi olur, ama biri ona haber verir, bu da Alice olur. O yanıma gelir ama Alice zaten yanımdadır. Anlıyor musun Cassie?"
Dünyevi işlerden elimi çekmek zorundaydım. Benjamin ve ben bu duvarların arasına hapsolmuş, burada öldürülmüş ve buradan dışarı çıkamayacak bir şekilde hayalet olarak geri dönmüştük. Calvin'in odası benim odamdı ve buradan ayrılmam imkansızdı. Ama şu Carmela denen salak kız beni hayata döndürebilirdi belki.
Kafamı evet anlamında salladım. "Bak Calvin. Carmela'yı çağır buraya. Beni de yaşama döndürsün. Her şeyi düzelteceğim söz veririm."
Bir şeyler vaad ederek buradan kurtulmalıydım. İşkenceydi. Düşünsenize, seneler boyunca, aynı odadasınız ve sizi görmüyor hiçkimse. Odada arkadaşınız olan kişi sizi görse bile, tüm dünyanız ondan ibaret oluyor. Calvin'e minnettarım, en azından bu sıkıcı günlerimde onun dertleriyle kendimi meşgul edebiliyordum. En azından buradan kurtulana kadar bana yardımcı oldu, kimliğimin yerine oturmasına yardım etti ve dostum oldu.
"Yapacağım Cassie. Ama yarın. Söz veriyorum. Sen böyle kalmayı hak etmiyorsun. Emin ol sana bunu yapan kişiye aynı şeyi yaşatacağım."
"Teşekkür ederim Calvin." dedim. Senelerce bu odadan beni kurtarabilecek bir güç aramıştım. Ve şu Carmela denen kız beni buradan kurtarabilirdi, sonra da kendiyle övünür dururdu. Bu zevki kimseye yaşatmak istemesem de buradan kurtulmam için bunu yapmak zorundaydım.
Calvin'e sarıldım. Mutluydum. Hem ona yardım edebileceğim için, hem de onun bana yardım edebileceği için.
Calvin gülerek "Hadi uyku zamanı." dedi ve yatağına uzandı. Ben nerede uyursam uyuyayım fark etmiyordu. Ama Calvin bana buluttan bir yatak yapıyordu ve ben genelde orda uyuyordum. Bugün de yaptı ve ben orda uyumak üzere uzandım. Dünyaya geri döndüğümde yapacağım ilk şeyi düşündüm. David'i öldürecektim.
Sonucu ne olursa olsun ilk hedefim buydu. Carmela onun soyundan geliyordu. Koku işini hallettikten sonra gayet rahat bir şekilde onu öldürebilirdim ve kimsenin umrunda olmazdı.
Calvin hemen uykuya daldı. "Carmela..." diye fısıldayan sesini duydum. Onu cidden seviyordu. Çok iyi biriydi ve bu yüzden Carmela'nın onu sevmesi zordu. Kızlar kötü erkekleri seçerdi ve Calvin'de kötü olan bir şey kesinlikle yoktu.
Uykuya daldım ve sabaha kadar kesintisiz uyudum.
▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬
Charles
Jeremy bana bakıp gülümsedi. "Kardeşin kraliçe." dedi. Güldüm. "Biliyorum." diye mırıldandım. Kralı bulmak zorundaydı Carmela. Ama bunu yapabilmesi için ona eşklik etmeliydim. Çünkü kral sandığı kadar yakın bir yerde değildi...