1 ay sonra Eniscandan:
Yasemin'in yanağından öpüp hızlıca merdivenlerden indim ve kapıya ilerledim. Egehan bey nihayetinde aramıza katılma şerefinde bulunacaktı.
Hızlıca evden çıkıp karşı sokaktaki parka ilerledim. Egehan Ayaz Doruk ve Bora oradaydı. Yanlarına gittiğim gibi Egehan'a bir tane yumruk geçirdim.
"Ne yapıyorsun lan!"
Dediğinde
"Ulan hamile kız bir başına mı bırakılır şerefsiz!"
Diye bağırmamla Ayaz
"Eniscan sakin ol"
Dedi. Egehan
"Lan olmuyor işte! Yapamıyorum! Beni bu denli seven bir kızı hatırlayamadığım için pişmanım ve onun yanında duramıyorum!"
Dedi. Ayaz
"Belki sen duramıyor olabilirsin. Ama şu anda onun senin yanında durmana ihtiyacı var. Geriye 5 ay kaldı oğlunun doğması için"
Demesiyle
"E-erkek mi?"
Dedi ve ayaklandı.
"Evet. Bir oğlun olacak seni gerizekalı!"
Dedim. Ona gerçektende çok sinirliydim.Doruğun telefonun çalmasıyla hepimiz sessizleştik. Doruk aramayı cevaplayıp
"Efendim Zehra"
Dedi. Gözleri büyüdü
"Ne?! Hangi hastane!"
Dedi. Hepimiz ciddileşirken Doruk aramayı kapadı ve
"Hira. Yine çocuğu düşürme tehlikesine gidiyor"
Dediğinde Ayaz
"Lanet olsun"
Diyip arabasına yöneldi. Egehan'ı tişörtünden çekiştirerek arabama yöneldim.Kapıyı açıp bindirdim ve bende sürücü koltuğuna geçtim. Arabayı çalıştırınca
"Bana bak Egehan! Hele Hira o çocuğu düşürsün bende seni düşüreceğim!"
Dedim.En yakın arkadaşıma böyle bir tehdit savuracağım gün aklımdan geçmezdi ama zorundaydım. Çünkü aldığı ergence kararlar Hira'ya ve Uzay'a zarar veriyordu.
Hastanenin boğucu havası hepimizi endişelendirirken bilmem kaçıncı kez geldiğim hastanenin duvarındaki desenleri incelemeye başladım. Sanırım mafya olmanın en zor kısmıda buydu.
Hastanede oturup beklemek. Sevdiklerinin iyi olduğundan emin olmak istemek. Çok zordu. Gerçekten.
Ameliyathaneden çıkan doktora yöneldik hepimiz.
"Uzay yaşamak için büyük bir savaş veriyor. Ama Hira tekrardan onu tehlikeye atarsa son iki seferdeki gibi şanslı olmayabilir. Geçmiş olsun"
Dedi.İçeriden çıkan Hirayla hepimiz ayaklandık.
Mehmet bey ve Nazlı hanım İzmirdeki yeni evlerindeydiler. Bizde onlara haber vermek istemedik. Yoksa Egehan kesin ölürdü.
Bakışlarımı Egehan'a çevirdim. Suçlulukla yere baktı. Yanına gidip
"Artık bizimle kalmayı kabul ediyor musun?"
Dememle bana bakıp
"Kabul"
Dedi. Gülümsedim.
"Belki hatırlayamıyorum ama en azından yararım dokunabilir"
Dedi. Başımı salladım.Birbirimize sarıldığımızda sırtına vurdum.
"Ah! Oha! Göğüs kafesimi kırdın!"
Dedi. Güldüm
"Özledim seni"
Dedim.
"Bende seni Enis"
Dedi.Her ne olursa olsun Egehan benim kardeşimdi.
Hira Özer:
Karnıma bakıp
"Özür dilerim annecim. Yine üzdüm seni. Söz bu kez daha dikkatli olucam"
Dedim. O sırada kapı çalındı ve içeriye herkes ve o girdi.Ağzım kocaman olurken
"H-hatırlıyor musun?"
Dedim.
"Özür dilerim ama hayır. Ben sadece kararımı senin yanında kalmaktan kullancağımı söylemek istedim"
Dediğinde gülümsedim.Bak Uzay. Baban bizimle kalacakmış
Diye geçirdim. Ulan iyice fıttırdım ya ben.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya Çetesi #Wattys2017
General FictionBen Hira Özer. Annesi ölmüş ve babası tarafından takılmayan bir kızım. Yaşama amacım yok gibiydi. Bazen oluyor bazen olmuyordu. Kolay kolay yüzüm gülmezdi zaten. Sevmek istedim. Sevilmek istedim. Gülümsemek istedim. Çok büyük şeyler değildi. Ama be...