O nasıl biri diye soruyorlar çokça zaman.Tarif edemiyorum ki.Onda çok başka bir şey var beni çeken.Yok yani,tarifsiz..
Bir gözleri var gökyüzü gibi.Gökyüzü dediğime bakmayın mavi değil gözleri fakat gökyüzüne bakmanın verdiği eşsiz bir huzur vardır ya bir yandan martı sesleri çınlar kulağınızda diğer taraftan dalga sesleri heh öyle işte.O baktıkça o gözlerde kaybolmamak mümkün değil ama o gözler bir tek beni görsün istiyorum sevdiğim,o gözlerinin içi tek benim için gülsün.
Bir bakışı var bana,içimi ısıtan.Ben buradayım dercesine ruhumu sımsıkı saran.Böyle gözleri parlarcasına dolu dolu bakan,bana sürekli “ya bana ömrümün sonuna böyle baksın ben daha ne isterim” dedirten bir bakış.Seni düşünmek.. küçük bir çocuğun yokuş aşağı koşması gibi..Biraz heyecan biraz da düşecekmiş korkusu.. verdiğin sözler kulağımda çınlarken,yaşadığımız onca anı gözümde dün yaşanmış gibi canlanırken güvensizlik yokluyor her seferinde beni.Sanki üzülecekmişim gibi,sanki üzecekmişsin gibi.Ne kadar o beni üzmez desemde kurtulamıyorum bu çelişkilerden ve bu hislerin yoğunluğuyla boğuşurken senin bunların farkında dahi olmaman ne kadar can acıtıcı bilemezsin.
Her şeye rağmen seni sevmek güzel şey.Seni düşünebilmek,mutsuz olduğunu bile hissedebilmek…
Bu güzel hislere rağmen şu hayatta kendime ve size en büyük temennim şu olabilir: hiç kimseye öyle körü körüne bağlamayın,gün gelir o deli gibi sevdiğiniz kişi bırakıp giderse yandığınızla kalırsınız.