"Bak aslında sana başından söylemem gerekiyordu ama söyleyemedim. Bak inanması çok guç ama o duyduğun seslerin, gördüğün kabusların bir nedeni var" dedi. Ona en sıkkınından bir bakış attım." Ne sacmalıyorsun" dedim. "Bak senin özel bir gücün var. Bunun ne olduğundan henüz emin değilim ama ruhlarla konuşmak olduğunu düşünüyorum. Inanması güç ama seninle benim aramda bir bağ va-" sözünü kesip "senin saçmalıklarını daha fazla dinleyemeyecegim. Ben gidiyorum" dedim ve bir hışımla odadan çıktım saat sabahın 07:00 dı. Sonbaharda olduğumuz için hava bayağı soğuktu. Arada yağmur damlaları düşüyordu. Eve doğru ilerledim. Cantamdaki anahtarı alıp kapıyı açtım. Odama çıkan merdivenleri yavaş yavaş çıkıp odama girdim. Laptobumu alıp facebook'uma girdim. 1 saat kadar gezindikten sonra sıkılıp ders çalışmaya karar verdim. Boş bir kağıda bir şeyler karaladım.
Alarmın çalmasıyla yerimden fırladım. Alarmı durdurup camı açtım . Temiz havayı içime çektim. Birden ellerimin siyah olduğunu farkettim. Masama gidip cizdiklerime baktım. O kadar anlamsız semboller cizmisim ki. Neyse ne diyip kağıtları çöpe attım. Aşağı inip anneme ve babama 'günaydın 'diyip birşeyler atistirdim. Televizyonun karşısına gecip bir kaç saat tv izledim. Evde yanlız başıma oturuyordum. Annem ve babam işe gitmisti. Sıkılmaya başlamıştım. Ta ki kapı calana kadar kesin ceydadir diye düşünüp koşa koşa kapıyı açtım. Etrafa bakindim ama kimse yoktu. Bir not vardı birde kutu. Kutuyu açıp içine baktım telaşla. Bir kolye vardı. Tuhaf bir şekil vardı. Ama o kadar tanıdıktı ki. Odama çıktım. Yatağıma oturup notu açtım. "Benim kim olduğumun veya bu hediyenin anlamını merak etme. Çok yakında tanışacağınız" yazıyordu. Bunun Efe'nin yaptığı iğrenç bir şaka olduğunu düşünüp onun evine gitmeye karar verdim. Uzerimi değiştirip siyah bir kot üzerime siyah beyaz bir kazak giyip aşağı indim. Ayağıma siyah topuklu botumu giyip yola koyuldum. Birden nefesim daraldı. Birkaç dakika sonra geçti.
Efe'nin evine gelip kapısını çaldım. Çok geçmeden açtı. Içeri girip olanları anlattım. Bana gayet ciddi bir şekilde " Hiçbir bilgim yok ama bu şekli çizdim. " dedi. "Hatta sende çizdin. Biraz ders çalışmak istedin ve boş bir kağıda birşeyler çizdin. Uyuyakaldin. Uyandığında sembollerin hiçbirini bilmiyordun ve buruşturup çöpe attın."dedi gayet samimi bir şekilde. "Sen beni mi izledin. Nerden biliyorsun bunları"dedim. "Ben sana aramızdaki bağdan bahsettim inanmayan sensin "dedi. Aynı nefes darlığı tekrar beni buldu. Birkaç dakika bekledim. Ama bu sefer geçmedi. Nefes alamazken Efeye baktım. Yerde kıvranıyordu. Biraz daha bekledim ve sonunda oksijene kavuştum. "Şimdi anladın mi aramızdaki bağı. Hissettiğin tüm duyguları bende hissediyorum."dedi. "Aynı şekilde sende hissedeceksin istersen deneyelim "dedi. Tamam dercesine kafamı salladim. Mutfağa geçti. Peşinden gittim. Eline bir bıçak alıp gözünü bile kırpmadan elini kesti. Bir an elimde bir yanma hissettim. Histerik bir ' Ayy ' sesi çıkardım. Bana 'gördün mü ' dercesine baktı. "Bu nasıl oldu? Ne zamandır böyle" dedim merak ve şaşkınlık içinde." Bilmiyorum ama bilen birini tanıyorum. Biraz uzakta istersen gidebiliriz" dedi. Ne yapacağımı bilmiyordum. "Tamam ama nasıl gideceğiz ? Anneme ne diyeceğim?" dedim bir anlık cesaretle. "O iş bende merak etme" dedi. Yarın bize gelip annemle konuşup bir okul gezisi olduğunu ceydanın ve burak'ın da geleceğini söyleyip ikna edeceğini anlattı. Bende kabul edip eve döndüm. Eve geldiğimde annemler gelmişti. Onlara merhaba dedim ve odama çıktım. Saat 21:00 olmustu yarın zor bir gün olacaktı. Erkenden gelen uykuya dayanamadım ve uykuya teslim oldum.
Oy verenlere çok teşekkür ederim. Okuyanlar lütfen beğensin. :)