Evvet bu bölüm açıkçası pek içime sinmedi ama Ahla ve Yamaç'ın birbirlerini tanımaları gerektiğini düşündüm.Ve biraz daha bekletmek istemedim. Merak etmeyin diğer bölüm bol Emre'li olucakk. Umarım okurken sıkılmazsınız çünkü en büyük korkum bu.
Keyifli okumalarrrr..
''Hmm yoksa Maldivler'de bir yürüyüş mü? ya da durr dur Meksika'da bir restorantt mı?? Ahh tamam buldum! Uzayda ayın üzerinde olmak mı?? E hadi karar ver artık nerde olmak isterdin?''
Gözlerimi hafifce aralayarak, ''Başka seçenek yok mu?''
''Ahh hadi ama Ahla ben sıkıldım artık bundan önce ki saydıklarımı da beğenmemiştin zaten. Bırakıyorum.''
Gözlerimi tamamen açıp ayaklanan Emre'yi kolundan tutup tekrar eski yerine , karşıma oturttum.
''Yaa tamam ama napiim çok saçma yerler ben buralarda olmak istemem ki!''
''Haa öyle mi?! Sanki senin saydığın yerler çok enteresandı da neymiş efendim; 'Rusya'da uçan balonun içindeyken balonun alevlenip yere düştüğü anlar mı?' yada dur neydi heh 'Çin'in en kalabalık caddesinde kaybolduğunu anladığın an mı?' seninkiler ne kadar yaratıcı de mi?''
''Sana ne demeli Emre Bey! '3 yasındaki memonun üzerine kustuğu an mı?' dedin resmen iğrençlikte üstüne yok yanii!''
''Başka şeyler elbette bulabilirdin Ahla..'' Allah'ım yaa bu çocuk beni öldürecek.
''Hahh ne deseydim 'Andriana Lima'yla Eyfel Kulesinin önünde bakıştığın anlar mı?' deseydim?''
Emre , yüzüne o çok yakışan ama beni olduğum yerde kudurtan gülüşünü yaptığında ayağa kalkıp üzerine atladım.Tabii biliyo benim abazam, üstüne atladığım anda o da benimle birlikte kendini de yuvarladı. Ağzımdan çıkan ' aghh , ğuggh, öğğgk ' gibi saçma kelimeler çıksa da sonunda üstünden inip onu kovalamaya başladım.Ahh Emrede olmasa kardeşlik duygularını hiç yaşayamazdım.
Banyoya girip kapıyı kilitledikten sonra ''Çişim var, rahatsız etmeyiniz.'' diyerek kapının arkasından seslendi. Pislik. Kapıya ayağımla iki tekme atıp mutfağa girdim.Elime en kırmızısından elma alıp ısırarak odama çıktım.Dolabımı açıp içinden beyaz bol paça pantolonumu , üstünede limon sarısı kolsuz bluzu elime aldım.Şifonyerin üzerinden de birkaç bileklik, bir çiftte küpe aldıktan sonra hole doğru uzanıp;
''Boş beyinliiii! Ben hazırlanıyorum hemen ihtiyacını giderde beni yemeğe çıkar..''
Kapımı kapatıp elimde ki bitmiş elma çöpümü çöp kutusuna attıktan sonra seçtiklerimi giyindim.5 dk sonra kapının önünde sandaletlerimi giyerken ;
''Emreeeeeeeeee! Arabanın anahtarı bende sensiz gitmemi istiyorsan sen bilirsin. Hadi görüşürükk.''
Kapıyı arkamdan çekmemle evde koşturulan ayak seslerini duyabiliyordum. İki adımdan sonra arkamda ki kapının açılıp altında lacivert kotu üstünde de atleti olan ve elinde tuttuğu beyaz tişörtü kollarından geçirmeye çalışan bir Emre duruyordu.Emre İstanbul'a geldiğimizden beri bizim evde kendine bir oda kapmıştı resmen evimizi otel olarak kullanıyor pislik. Tekrar önüme dönüp yürümeye başladığımda o da arkamdan kapıyı kapatıp yürümeye başladı.Yanımdan geçerken elimde ki anahtarı da kapıp arabasını açtı. Bizim ki arabasına çok düşkündürde.Daha sürmek nasib olmadı bana.
Arabaya bindikten sonra bana dönerek, ''Ne yemek istersiniz matmazel?'' Emre bana hep matmazel der hatta rehberinde bile böyle kayıtlıyım.
İşaret parmağımı çeneme değdirirken düşünür pozumu veriyordum.''Kebap yemek istiyorumm'' derken birden heyecanlanmıştım.Moskova'da neredeyse hiç kebap yemiyordum. Yani nerde bulcaksam orada kebabı.Emre kafasını onaylayarak salladıktan sonra gaza yüklendi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
PEYNİR!!
Random° ~ • ¤ © £ ° ~ • ¤ © £ ° ''Bana aşık olursan ne olur biliyormusun?'' Gözlerimi kırpmadan ona bakarken biraz alaycılık katmaya çalışarak cevap verdim. ''Ne olur?'' ''Ödeşmiş oluruz.'' Upps bu biraz ani mi oldu ne! Mutlu bir kare yakalamak i...