Çok beklettiysem aff ola. Bölüm artık tanıyorsunuz Ahla'dann .Bölüm parçası çok zevkli eminim çoğunuz dinlemiştir. Hadi başlatın!
Yatakla son kez bakışmalarımızdı.Onu özliycem.Akşama kadar nasıl dayanacak hasretime? Tepemde zıplamaakta olan Emre'ye baktım.Millet anne öpücüğüyle uyanır.Nerde bizde öyle şans.Bizimki her sabah üşenmeyip benden erken kalmakla kalmıyor,bizim eve baskın yapıyor.Bunu eve kim alıyor onuda anlamıyorum ya neyse.Moskovada da böyleydi zaten.Zıplayarak beni güzelim yatağımdanda uykumdanda beni sürükleyerek ayırırdı.Evimin anahtarını ben vermedim valla.Beyfendi lazım olur diye kopyasını çıkarmış.
"Emre bari burda bırakta yatakla ilişkimizi doğru düzgün yaşayalım.Moskovada da ona vakit ayıramıyordum zaten.Hem tatildeyim ben" Duygu sömürüsü her zaman işe yarar. ;)
"A-a gerçekten çok üzücü bir haldesin Ahlacım ya!" Gözlerimi kapatıp yastığıma tekrar sarıldım.Yüzümede en tatlı gülümsememi koydum.
"Hı-hı öyleyim işte."
"Üzgünüm ama ben varken uyku olmaz canım.Dediğin gibi tatildeyiz.Ve tatil uyumak için değildir."Benim koala gibi sarıldığım kırmızı benekli yastığımı kollarımın arasından çekip aldı.Ben Ahla Gürgen bunu onun yanına bırakmayacağım!. Ne güzel başlıyorum güne ama!
"Tamam hadi çıkta hazırlanayım."Kocaman sırıtarak
"Çıktığım anda annenin aslında benim için hazırladığı, seninle paylaşmak zorunda olduğum sofrayı siler, süpürür, cilalarım.Ve biliyorsun ki senin hazırlanma sürenle benim silip süpürmem arasında koccaaamaann -burada ellerini iki yana açıp abartılı bir şekilde-fark var."Yalan diyemem doğrusu öyleyizdir.Biz hızlı yiyip çabuk tıkananlardanız.Ama onun midesi nasılsa yemekler bittikten sonra tıkanıyor.
"Tamam be! Yüzümü yıkayıp geliyorum." Tekrar zıplayarark yataktan inip koşar adım odadan çıktı.Gerçekten çabuk olmalıyım.Çünkü bu içerideki tazmanya canavarının benimkileride o hortumuna alıp, ağzından salyalar akıtarak yiyeceğine eminim.Bende yatakta güzelce bir esneyip tüm gücümle banyoya koştum.Yüzümü yıkayıp kurulamadan merdivenlere yöneldim.Doğruca yemek masasına ulaştığımda nefes nefese kalmıştım.Ve hahayt! Annem çayları daha yeni dolduruyor!!! Ben kendi kendime "ni-ha-ha" gibi kötü kadın gülüşlerimle oturduğumda annemde kıkıdıyordu.Ama Emre için aynı şeyleri söyleyemem.Çünkü benim tabakçığımıda önüne almış camış!.Hemen tabağımı önüme çekip, kollarımıda tabağımın yanlarına koyarak onu sahiplendim havasıyla Emre'ye göz kırptım.
Bizimkisi umursamadan salamları tabağına bolca doldurmaya başlamıştı bile.Zaten çocuğun sınırsız yediği tek şey salam.Salamı hiç sevmemde! Iıygyk.Annemin "nimetten iğrenilmez" öğütlerini hatırlayıp -evet uslu bi kızım ben- diğer kahvaltılıkları tabağıma doldurmaya başladım.Hele ki ahududu ve böğürtlen reçellerini! Onlara bayılıyorum.Moskova'da bile özellikle annemden yapıp göndermesini istiyordum.Tabiki bunlarıda tutarlı bir şekilde tüketiyordum.Emre'nin bile -düşünün yani- dokunmasına izin vermiyordum.Ah ben ne diye bu konuya giridim ki?
Kahvaltıdan sonra odama çıkıp güzel bir duştan sonra kendime anca gelebilmiştim.O ne ya gözümdeki çapakları dahi ovalamadan kahvaltıya inmişim.Normalde bu kadar bakımsız degilimdir.Ama gel gör ki biri kardeşim -Emre'yi evet nufüsumuza geçirmeyi düşünüyorum- biride annem.Neysem altıma dar paça siyah bir kot giyip, üstünede fuşya rengi kolsuz bluzumu giydim.Saçlarımıda duştan sonra ki o hep çok sevdiğim özgür ve çılgın haline bıraktım.Ayağıma vanslarımın tekini geçiremeden Emre arabaya binmiş - o bir Auris belirtmekte fayda var,şimdiden Emre'nin taliplerine duyurulur- kornasına sabırsızca basıyordu.Arabaya bindiğimde hiç umursamadan Emre'nin bir güzel ayarladığı dikiz aynasını bozup, kendime çevirerek tek seferde eyelinerımı çektim.Şu sözü duymayan yoktur herhalde;Eyelinerı tek seferde çeken kızın elinden neler çekiceğini sen düşün.Kendimi övmek gibi olmasın ama!
İstabul'u gezmek için Üsküdar'dan başlayarak yola koyulduk.Her indiğimiz yerde ben profesyonel fotoğraf makinemle güzel kareler yakalıyordum.Fotoğrafçı Ahla! Alkışladığınızı duyar gibiyim.Ama hayır sadece ilgimi çekiyor.Benimki sadece heves tabisi.İstinye'ye geldiğimizde apar topar yediğim - daha doğrusu Emre yüzünden yiyemediğim- besinleri eritmeye koyulduk.Hey benim fazla kilom yok.Sadece sağlıklı biriym işte.Uzunca bir yürüyüş yaptık.Emre Fenerium'a girerken bende ilk gördüğüm bir markete daldım.İçecek reyonuna geçip elime iki gazoz aldıktan sonra arkamı dönmemle kafama sert bir şeyin toslaması bir oldu.Allah'ım ya bende ki şansa bak! Millet yakışıklı çocuklarla çarpışır, bense karton kolilerle!. Kafamı kaldırdığımda merdivenle kafam boyuna ulaşmış bir gencin elindeki karton koliyi kafama geçirdiğini anladım.Yüzü de diğer tarafa dönük gerizekalının.
''Ne yapıyorsun ya!!'' diye bağırınca anında tüm market bi kaç saniyelik durdu.Ben kafamı ovalarken çocuk ;
''Afedersiniz hanımefendi'' dedi.
''Affetmem! '' Pis , gereksiz hergele.Son cümlemi duymadığını anladığımda
''Dikkatli ol salak! '' diye ikinci bir hakarette bulundum.Yavaş çekimde ağır adımlarla kasaya ilerlerken yeşilçamdan kalma havamı hiç bozmadım.Kasada sıra beklerken anonstan ''Yamaç Bey 2. kata bekleniyorsunuz.'' seslerini de hiç umursamıyordum doğrusu. Oh olsun ona! Ağız tadıyla gazozu kafama fondipledim. Gazoz olunca kendimi tutamıyorum da neyse.Cidden salak herif yaa!!
Eveeet sonunda 2. bölümü de sonunda yayınlayabildim. Nasıl mutluyum anlatamam. Diğer bölüm Yamaç'tan olacaaak. Eminim Yamaç'ı seveceksiniz.Unutmadan yorum ve voteee!!
![](https://img.wattpad.com/cover/7689884-288-k446277.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PEYNİR!!
Random° ~ • ¤ © £ ° ~ • ¤ © £ ° ''Bana aşık olursan ne olur biliyormusun?'' Gözlerimi kırpmadan ona bakarken biraz alaycılık katmaya çalışarak cevap verdim. ''Ne olur?'' ''Ödeşmiş oluruz.'' Upps bu biraz ani mi oldu ne! Mutlu bir kare yakalamak i...