photograph ≫ miller

trece

bea: en azından bana kendini tanıt

bea: tamam, eğer istemiyorsan sana lyn demem, ama brooklyn'in kim olduğunu öğrenmeme yardımcı ol

lyn: bunu neden yapıyoruz bea?

lyn: biz parkta birbiriyle çarpışıp yanlışlıkla biribirinin telefonunu almış iki yabancıyız.

lyn: bana bir şey öğretmek zorunda değilsin, kendini tanıtmana da gerek yok, tıpkı benim de tanıtmama gerek olmadığı gibi.

lyn: telefonlarımıza kavuşalım ve bu iş bitsin. hayatımda bir yabancıdan daha büyük bir yer tutmanı istemiyorum.

bea: ben de istediğimi söylemedim zaten

bea: ama hayatında bir daha benim gibi biriyle asla tanışmayacağından eminim ve bence bu fırsatı iyi değerlendirmelisin :-)

lyn: egoist misin yoksa tam anlamıyla aptal mısın emin olamıyorum.

lyn: çünkü bir an dünyanın en saçma sözlerini söylüyorsun ama sonra da dediklerin bir şekilde anlamlı hale geliyor?

bea: sadece insanım ve sana kendin olmayı öğretmeye çalışıyorum

lyn: kimseye bir şeyler öğretme, bea. bu dünyaya hiçbir şey borçlu değilsin.

bea: ama ben bunu borçlu olduğum için yapmıyorum ki

bea: hayat sadece üniversite başvuruları, iyi bir maaş, 9-5 vardiyaları değil, tamam mı?

bea: ince bir bel, plastikle sağlamlaştırılmış memeler, güzel bir yüz de değil

lyn: bunu zaten biliyorum!

bea: o zaman bilmiyormuş gibi davranma

bea: sana niye fotoğrafını çekmek istediğimi söylememe izin ver, brookLYN

lyn: BANA LYN DEME.

bea: kendini zorlamana ve gözaltında morluklar olmasına rağmen yüzünde kendine özgü bir masumluğun var

bea: sanki hayattan henüz nasibini almamışsın ama yine de incinmişsin gibi

bea: ellerinin üzeri yaralarla kaplı ve yüzün de öyle ama yine de güzelsin

bea: seni herkes güzel bulmayabilir lyn, ama sen benim güzelimsin

bea: sende gördüğüm bu güzelliği herkes görebilsin istiyorum

bea: ve sana da, benim bu kirli dünyada gördüğüm güzelliği göstermek istiyorum

bea: bana izin verir misin?

KISA HİKAYEDE 57 VE 400 OKUNMA YİNE ÇILDIRIYORUM ADKNFDLNFSŞF SİZLERİ ÇOK SEVİYORUUUMM