photograph ≫ miller

veinticinco

lyn: yarın telefonumu getireceğini söylemiştin.

lyn: yarın oldu.

lyn: lütfen bana 'yarından sonraki gün' esprileri falan yapma çünkü ben çok ciddiyim artık.

bea: evet tamam elbette

lyn: yani?

bea: park?

lyn: park!

bea: belki de park bizim sonsuza dek'imiz olur

lyn: bu hikayede ben kanser değilim, bea.

bea: eh, gördüğün üzere benim de iki bacağım ve iki güzel memem var, ayrıca yakın zamanda ölmeyi de planlamıyorum

bea: ve sonsuzluk çooooooook uzun bir süre

lyn: sonsuzluğu benimle geçirmekten şikayetçi olmayacağını söyleyeceksen,

lyn: bu oldukça klişe.

bea: lol niye öyle bir şey diyeyim ki

bea: bana hafif ruhlu ve neşeli insanlar lazım

bea: senin ruhun yaşlanmış, almış başını gitmiş

lyn: daha dün bana iltifat ediyordun...

bea: şimdi de hakaret etmedim zaten

bea: sadece senin de dediğin gibi,

bea: çok farklı dünyaların insanlarıyız

bea: hatta sanırım o tanım yanlış çünküü

bea: sen dünyalısın ve benim bir yanım jüpiter'e ait

bea: sence uzaylılar bize inanıyor mu?

lyn: sadece park, bea. parka gel.

lyn: unuttun mu, biz daha fazla yazışmayacağız.

bea: oh.

bea: doğru ya, nasıl unuturum...

bu bölümdeki foreshadowing benzeri kısmı kim gördüü 🙋🏼🙋🏼

ayrıca bir sonraki bölümde sonunda yüz yüze gelecekler yuppiii