Kasım - Günümüz
' Hanımefendi ,hanımefendi ...'
Kolumun dürtülmesiyle gözlerimi aralamıştım .Bana seslenen ses Türkmenin sesiydi.
'Sızmışsınız ,biraz yemek getirdik ,buyurun beraber yiyelim .'
Başımı yasladığım duvardan hafifçe çekip ellerimle gözlerimi ovuşturdum .Elinde bir parça ekmek ve yoğurt vardı .Gözlerimi etrafta bir süre gezdirip Olcayı göremeyince yerimden fırladım.
' Olcay ,Olcay nerede ? Ne yaptınız ona ? '
Elindeki ekmekle yoğurdu bir kenara bırakıp yanıma geldi. Vücut dilini de kullanarak beni sakinleştirmeye çalışıyordu.
' Merak etmeyin , bodruma taşıdık onu . Orası hem daha sıcak ,hem de daha güvenli.'
Telaştan hafif kekelemeye başlamıştım .
'Beni ,beni hemen yanına götürün , yanında olmalıyım'
'Önce bir şeyler yeseniz , gece yarısı oldu kaç saattir açsınız .'
Onu dinlemiyor ,sağa sola koşuşturuyordum .Ama aşağı inen bir merdiven bulamıyordum.
'Pekala sizi ona götüreceğim bayan ama sizin kim olduğunuzu bilmem gerekiyor. Onu nereden tanıyorsunuz ? '
'O benim sevgilim'
' Olcay'ın bir sevgilisi olduğunu hatırlamıyorum .'
Yutkunarak sözümü tamamladım 'yani eski sevgilimdi...ben ,ben onu ....' .
'Siz onu bıraktınız '
'Hayır onu demek istemedim .'
'Bırakmadınız mı, tüm kadınlar gibi bir askere sevdalı olmak ağır gelmiş olmalı '
' Sizinle bunu tartışacak değilim beyefendi , bana derhal Olcay'ı gösterin .'
'Size onu göstereceğim , ama o uyanana kadar yanında kalmanıza müsaade edemem .'
Tavırları karşısında kendime hakim olmakta zorlanıyordum .
'Ne demek istiyorsunuz ? Siz kimsiniz de onu bana göstermiyorsunuz ? '
Ben onu bir yıldır görmüyordum zaten. Sonra öldü dediler ,şimdiyse ona tekrar kavuştum derken birileri onu görmeme mani oluyordu.Kimsenin bunu bana yapmaya hakkı yoktu .
' Kendine gelip ,sizi tanıdığını onaylayana kadar böyle hanımefendi .İşinize gelirse sadece 5 dakika ,yoksa sizi buradan götürmek zorunda kalacağım.'
Çaresizce teslim olmuştum .Razıydım ,onu tekrar gördüğüm için ne kadar şükretsem azdı ve şimdi fazlasını isteyerek elimdekini de kaybedemezdim .Olcay'ın dediği gibi ,elimdekiyle yetinmeliydim .Sesim titreyerek ' Pekala ,uyanınca her şey anlaşılacak zaten ' dedim .
Yanıma gelip ,boynundaki atkısını çıkartıp gözlerime bağladı .
' Size güvenemem ,ama siz bana güvenmek zorundasınız .'
Ben ona güvenmek zorundaydım ,ve sesimi dahi çıkarmadan dediklerini yapıyordum .
' Bu arada artık tanışalım mı?Ben Korhan .Peki size nasıl hitap etmeliyim '
'Defne, ve şunu bilin ki pek memnun olmadım tanıştığımıza Korhan '
'Bence memnun olmalısın ,yoksa kimse seni burada anlamaz ve çoktan infaz edilirdiniz Defne Hanım. '
Hafifçe yutkunmuştum. Aslında bunun fazlasıyla farkındaydım .Bir kaç gündür bu sokaklarda ölümle yüz göz olmak nasıl bir duygu iliklerime kadar hissetmiştim . Beni kolumdan tutarak götürüyordu .Nerede olduğumuza dair hiç bir fikrim yoktu .Bir süre yürümüş, bir kaç kat inmiştik. Sonunda bir yerde duraksadık. Gözlerimi açmadan önce Arapça bir şeyler söylemişti. Ayak seslerinden burada yalnız olmadığımız anlaşılıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkta ve Savaşta
RomanceBundan iki yıl önce ekim ayında ölümle yaşam arasındaki bir sınır noktasında onunla karşılaştığımda tüm sınırlarımı aşıp kalbime dokunacağını hayal dahi edemezdim. Bundan bir yıl önce ilk kez kalbime aldığım bu adamı terkettiğimde ne denli...