Bölüm 10

21 4 0
                                    

Uyandığımda bilmediğim bir yerdeydim. Burası tahminimce bir erkeğin odasıydı. Geniş bir odaydı: Büyük bir dolap, iki kişilik bir yatak ( üzerinde bulunduğum yatak ), büyük bir boy aynadı ve bir de kum torbası vardı. Kapıya yöneldiğimde kapı kilitliydi. Bir kaç tane tekme attım. Ama nafile. Açılmıyordu.

-İmdaaatt!! Yardım ediiiiin!!

Ayak sesleri gelmeye başlayınca kapının arkasından çekildim. Birkaç tıkırtıdan sonra kapı açıldı. İçeriye yakışıklı bir çocuk girdi.

- Meraba güzelim. Ben Stefan. Sevgilinin ikizi.

Duydukların karşısında şok olmuştum. Scylar'ın ikizi mi vardı?

-Ne? Onun kardeşi yok ki? Nasıl olur?

-Scylar o ailenin çocuğu değil. Ama bunu o bilmiyor. Ailemizin en güçlü vampiri kendisi olduğundan, o daha çok küçükken babam onu eskiden yanımızda çalışan fakir bir aileye verdi ve orada büyüdü. Annesi babası bildi onları. Babamın başla şansı yoktu. Ya oğlunu kaybedecekti yada güvenli bir yerde saklayacaktı. Yıllarca onu aradım. Sonunda geçen yıl buldum. Ancak benim sevdiğim kız ikimizi beraber idare ediyordu. Meğerse öz kardeşim benim sevdiğim kızla berabermiş. Adı Emily. O sarı saçları ve masmavi gözleriyle bütünleşen masumluğu beni benden aldı. Scylar'da onu benden aldı. Beni kız arkadaş hırsızı bir düşman olarak tanıyor. Kardeşi olduğumu bilmiyor.

Bu duyduklarım karşısında adeta cin çarpmışa döndüm.

-Ssen yalan söylüyorsun.

Diyebildim sadece. Oysa güldü. Ve devam etti:

-Sende çok güzelmişsin. Çalmaya değer bir sevgilisin benim için.

Derken ellerini saçlarıma götürdü. Bense hemen elini ittirdim.

-Biraz asisin galiba. Ama güzelliğin asiliğinin önüne geçiyor.

-Sen Scylar'ın kardeşi olamazsın. Scylar senin gibi kötü biri değil. O iyi biri ama sen tam bir şeytansın.

-Scylar çok iyi biri olduğundan mı seninle sevgiliyken Emily'yi öptü. Hemde gözlerinin önünde.

-Yeter!!! Sus artık anladım mı beni? Bırak ben gidiyorum!!.

-Aaa. Daha dur nereye hemen böyle? Daha Scylar'ın yanına el ele gideceğiz. Sen benim olacaksın tamam mı? O Emily'yi nasıl benim ellerimden aldıysa bende seni ondan alacağım. Ödeşme zamanı geldi. İstesen de, istemesen de !!

Hala kendime gelebilmiş değildim. Bu çocuk neler söylemişti böyle. Şaka yapıyo demek isterdim ama oldukça ciddiydi.

-Şimdi, al üzerine bu elbiseyi giy. Hazırlan da Scylar'ın yanına gidip biraz dolaşalım ha ? Ne dersin? Bence ona acı çektirmek istersin canı yanmış bir olarak?

-Aslında haklısın. Acı çekme sırası onda. Ben çektiysem o da çekecek. Ama önce biraz kan içmeliyim.

-Ah tabii. Al şu kan torbasını da iç.

-Aaa şeyy, senin türün ne Stefan?

-Ben kurt ve büyücü meleziyim. Bizim annemiz hem kurt hem büyücüdür. Babamız da vampir. Peki sen?

-Benim annem evrendeki bütün ırklara sahip olan tek varlıktı. Bende öyleyim.

-Ne??

-Duydun işte. Niye öyle bakıyorsun. Sadece güçlerimin farkına geç vardım. Bu yüzden büyücülük ve vampirlikten başka birşey bilmiyorum.

-Ben sizin sadece efsaneden ibaret olduğunuzu sanıyordum. Siz gerçekten varsınız.

Büyülenmiş gibi bakıyordu.

-Evet varım. Ve tam karşındayım.

Dedim sırıtarak. Oda güldü. Ama hala gözlerine inanamıyordu.

-Şimdi müsadenle kanlarımı içmek istiyorum. Ve de hazırlanmak.

-Ah tabii. Acele et. Bir an önce kardeşim olacak hainin surat ifadesini görmek istiyorum.

- Pekala. O zaman seni aşağıda bekliyorum.

Çekici bir çocuktu. Beni kendine inandırmayı başarmıştı. Ayrıca içimdeki intikam ateşini körükledi. Şuan Scylar'ın canını acıtma hevesiyle yanıp tutuşuyorum. Belkide Scylar kötü biri, Stefan ise iyi biriydi. Belkide Scylar benim kötülüğümü istiyordu. Stefan'sa beni ondan kurtarıyordu. Akıl okumayı bilmediğimden bunu ancak zaman gözterebilirdi. Sadece zamann.....

Evet sevgili okuyucularım. Bir bölümün daha sonuna geldik. Biraz desteğinize ihtiyacım var. Votelerinizi bekliyorum.

KAYIP MELEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin