6.Bölüm

17 0 0
                                    

Multimedia Ayda. İyi okumalar

"Birisi yardım etsin!"

Büyük bir hızla akan akıntıyla beraber savrulmadan önce duyduğum son ses İbrahim'in yardım istemesiydi.

*

Kızgınca akan suyun içinde sürüklenirken kafam bir batıyor bir çıkıyordu. Yüzme bilmediğimden dakikalarca savrulmaktan başka bir şey yapamadım.

Irmağın sonuna kadar bu şekilde gidemezdim. Gözlerimden içeriye su sızdığını farkediyordum. Gözlerimi kapattım ve kendimi suyun akışına bıraktım. Kafam suyun altına daldı.Hava kabarcıklarını yüzümde hissedebiliyordum.

Çok su yutmuştum , gözleriminde görme yetisini kaybettiğinden endişelenirken kocaman bir kayaya çarptım.

Su o kadar şiddetli akıyordu ki çarpışmanın etkisiyle içimdeki bir şeylerin hasar aldığının sesini duydum.

*

Uyanmam tamamiyle bir mucizeydi. Gözlerimi yavaşça açarken nerede olduğumu kestirmeye çalıştım. Buğulu görmemden dolayı tam çıkartamamıştım. Ayağa kalkmaya çalıştım. İçimde bir tutukluk vardı. Her hareket edişimde birbirine sürten demir sesleri duyuyordum.

Çabalamayı kestim ve kendimi tekrardan üzerinde durduğum ıslak toprağın üzerine bıraktım. Gökyüzüne baktığımda güneşin en tepede olduğundan yola çıkarak öğlen olduğuna kanaat getirdim.

Dün benim yerimde herhangi bir insan olsaydı ırmakta sürüklendiği süre zarfında ya nefessizlikten ölürdü yada o kayaya çarptığında iç kanamadan ölürdü. Beni iten her kimse ölmemi amaçlamış olmalıydı.

Ama kim , ne için itsindi ki beni?

Hala sağlam olduğum için şanslı sayılırdım. Beni iten kimse onu bulup ondan intikamımı alacaktım ama önce kalkmam gerekiyordu.

Islak toprak kokusunu içime çekerken karga olduğunu tahmin ettiğim bir kuşun ötmesini duymamla kafamı hemen 3 metre çaprazımda duran büyük ağaca çevirdim.

Sağdan 2.dalda olan siyah kuş merakla bana bakıp gaklıyordu.

"Hiç sorma dostum"dedim doğrularak elimi ıslak toprağa koyduğumda.

Karga bana cevaben tekrardan gaklayınca "görüyorsun işte"dedim. Dizlerimin üzerinde durup ayağa kalkmak için içimdeki demirlerin sesinin kesilmesini bekledim.

İki puslanmış demirin birbirine sürtmesinin bu kadar kulak tırmalayacı bir ses çıkartacağını tahmin edemezdim doğrusu.

En sonunda yavaşça ayağa kalkarken ormanda olduğumu farkettim. Hemen 5 metre önümdeki ırmak tüm şiddetiyle akmaya devam ediyordu. Her taraf sık ağaçlarla kaplıydı. Yanlış duymuyorsam en az 5 kilometre ileride bir otoban olmalıydı. Otobana doğru yürümeden önce kafamı yere eğip kendime bir baktım. Siyah kot pantolonumun dizleri yırtılmıştı. Koyu kahverengi botumun teki kayıptı.

Şaşkınlıkla yırtık çoraplı sağ ayağıma baktım. Her tarafım çamur olmuştu. Çamurlu avuç içlerimi kaldırıp yüzüme yaklaştırdım. Sol avuç içimdeki deri parçalanmıştı!Neyseki 2 cm kadar bir küçüklükteydi.

Sinirle sert yüzüme dokundum. Bir pürüz hissetmemiştim. Sadece biraz çamur. Buda demek oluyordu ki rahatlıkla insanların arasına çıkabilirdim. Yüzümde herhangi bir parça kopmamıştı.

Birden aklıma babamın bana taktığı çip geldi. Sahi, babam beni merak etmiş miydi? Başıma ne geldiğini biliyor muydu? Nerede olduğumu biliyor muydu?Şuan ne yapıyordu?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 28, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BARINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin