Bey Boy 3. Bölüm

1.3K 173 89
                                    

Medya; Aras'ın Rüyası(Temsili Değil)

Arkama doğru baktığımda, kimseyi göremedim. Birkaç defa "Hüso" diye seslendim. Tam önüme doğru dönüyordum ki;

"Burdayım!" diye ses geldi.

Yönümü tekrar ön tarafa doğru çevirdim. Hüseyin gülerek bana bakıyordu. Elimi kaldırarak Hüseyin'e vurmaya çalışırken, pos bıyıklı adama vurdum. Pos bıyıklı adam bana bakarak;

"Ben de vurmayı seviyorum ama vurmuyorum. Bu fazla oldu." diyerek elini kaldırdı ve ortamızda kalan, Hüseyin'in kafasına vurdu.

Ben de tepkimi göstererek, pos bıyıklı adamın üstüne üstüne gidiyordum. Hüseyin, arada iyice sıkışmış bir vaziyetteydi. İki büklüm bir hale geldi.

Minibüste kargaşalar devam ederken, okulun karşısındaki durağa gelmiştik. Atar topar minibüsten soluk soluğa indik. Hüseyin sarhoş gibi olmuştu. Hüseyin'in kolundan tutarak yaklaşık on beş adım yürüdük. Arkama doğru baktığımda minibüsten pos bıyıklı adam da inmişti. Tekrar okul istikametine dönerek hızlı adımlarla okula doğru ilerliyorduk. Okula hiç bu kadar hızlı gitmek istemezdim ama bunu da hayatımda ilk defa yaşamış oldum.

  Bu arada ben, üniversite edebiyat fakültesi son sınıf öğrencisiyim. Hüseyin bilgisayar mühendisliği okuyor. Fakat, bu sene mezuniyet senemiz olduğu için, çok fazla okula gitmiyorduk.

Hüseyin arkasına doğru baktı ve kimseyi göremediğini söyledi. Hüseyin yolda beni durdurup bana bakarak;

"Senin bu adamla ne derdin var?" dedi.

Önce yere bakıp hüzünlü bakış attım. Sonra tekrar Hüseyin'e bakarak;

"Benim derdim yok. Onun derdi benimle. Bir insan, bir diğer insanı minibüsün içinde sosisle dürter mi? Sosyal medyada bile böyle bir şey yok Hüso. Şimdi dikkatle iyi düşün. Aras, Hüso'yu sosisle dürttü. Böyle bir şey olur mu?" dedim.

Hüseyin yine gülmeye başladı. Elleriyle omzuma dokunarak;

"Sen dua et sosisle dürtmüş." dedi.

Hüseyin'i kolundan tutarak, okula doğru götürmeye devam ediyordum. Hüseyin bu arada gülmesini sürdürüyordu.

Nihayetinde okulun bahçesine girmiştik. Hüseyin kantinde bulunan arkadaşlarını gördü. Kantine doğru dönerek;

"Ben kantine gidiyorum sonra görüşürüz. Kantinden sosisli bir şeyler istersen gel." dedi.

Etrafa doğru bakıp, Hüseyin'e televizyon kanalarının bile sansürleyemeyeceği kadar küfürler ettim.

Ben de yere odaklanarak, kendi bölümüme doğru gidiyordum. Tam o sırada kendimi yerde buldum. Yavaş bir şekilde ayağa kalktığımda, önümde dünyalar güzeli bir kız vardı. Bunun ancak filmlerde veya dizilerde yaşanacağını tahmin ediyordum. Kız kısık bir ses tonu ile;

"Geçebilir miyim?" dedi.

Ben de sadece gülümseyerek yol verdim. Arkama doğru döndüğümde yerde kitaplarını toplayan bir çocuk gördüm. Kıza değilde o çocuğa çarptığımı şimdi öğrenmiş oldum. Evet az önceki sözümü geri alıyorum. Anca filmlerde veya dizilerde oluyormuş.

Çocuğun yanına giderek;

"Kusura bakma, dalgındım." diyerek ben de yardım ettim.

Ben de yola koyularak, fakültemin binasında bulunan kantine doğru ilerliyordum. Kantine doğru giderken, sanki herkes bana bakıyormuş, gibi bir hava vardı.

Kapı girişi, han gibi büyük olan kantinden girişi yapıp, duvar kenarında bulunan bir masaya oturdum. Daha sonrasında masadan tekrar kalkıp, çay almak için çay makinasının olduğu yere gittim. Cebimden bozuk para çıkartarak makinaya attım ve bardağa çayı doldurmaya başladı. Sağ tarafımda bulunan yerden plastik çay kaşığı ve iki adet kesme şeker aldım. Sol tarafıma doğru döndüğümde yine o kızı gördüm. Hani bir çocuğa çarpıp, kıza çarptığımı sanmıştım ya işte o kız. Kafasında bere vardı ve bu bere çok yakışmıştı. Ben kıza bakarken;

Bey BoyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin