GİRİŞ

441 22 12
                                    

Genç kız, ufka doğru, direk ileri çevrilmiş bakışları ile yürüyordu kalabalığın arasında. Tam şehir merkezindeydi. İnsanlar, yazın sonları ve en sıcak olan Ağustos'un getirdiği hava koşullarından dolayı, akşamın getirdiği serinletici hava sayesinde kendilerini dışarı atmışlardı. Hafif esen rüzgarın keyfini çıkarıyor, konuşarak yürüyorlardı.

Arya ise adeta ''BEN BURADAYIM'' diyordu. Yanından geçenler genelde kısa bir bakış atıyor, ilerlediklerinde de dönüp bir kez daha bakmaktan kendilerini alamıyordu. 

Hayır. Arya'da garip olan pek bir şey yoktu. Siyaha falan bürünmemişti. Bunu sevmiyordu. Tüm karanlığına rağmen asla siyahlara bürünerek dışarı çıkmazdı. Bunun ise bir nedeni vardı.

Bu yıl siyah deri ceketler ve siyah pantolonlar adeta moda olmuştu. İnsanların çoğu, moda diye bunları giyiyordu ve toz pembe hayatlarını siyahmış gibi göstermeye çabalıyorlardı. Diğerleri de gerek ergenlikten, gerek yaşadıkları Arya'ya göre küçük acılardan dolayı siyah giyiniyordu. Sigara içenlerin çoğu için de bunlar geçerliydi. Ah! Bir de onlar havalı imajı vermeye çalıştıklarından dolayı sigaraya başvuruyorlardı.

Çoğu.

Ne olursa olsun, yine de onlar gibi değildi Arya. Ancak asıl sebep yine bu değildi. Ne de olsa Arya da diğerleri gibi görünüşe, imaja sahip olup onların arasına karışabilirdi. 

Altına giydiği asker yeşili pantolon ve üzerindeki, salaşlığından kaynaklı göğüs dekoltesi olan bluz öyle pek de dönüp bakılası bir abartıya sahip değildi. 

Fiziği güzeldi, yüzü de güzeldi. Simsiyah saçları ve mavi gözleri vardı. Yüz hatları kusursuz, teni pürüzsüzdü. Bakımlı olduğu da kabul edilebilirdi.

Ama insanların çok olmasa da dikkatini çeken asıl sebep tam olarak kendisiydi. Yüzünde hiçbir ifade yoktu. Hiçbir duygu yoktu. Hiçbir mimik hareketi yoktu. Bakışları bile hareket dahi etmiyordu. Sadece ileriye sabitlediği bakışları vardı. Fazlası yoktu.

Genç kızın aklına aniden kuzeni geldi. Ona bunu yapanlardan biriydi o kız da. Uzun süre, Arya onu en iyi arkadaşı, hatta kardeşinden daha iyi biri gibi görmüştü. Kuzeninin yaptığının etkisini artıran da buydu ya.

O anlardan biri, zihninde canlandı genç kızın. Ona hayal kırıklığı ile baktığını. 

Hayır, gözleri falan buğulanmadı Arya'nın. Dolmadılar. Tam tersi, o anı hatırlayınca dudakları hafifçe kıvrıldı. Bu, çok daha ürkütücü görünmesini sağlamıştı. İnsanlar gülümseyince vücuduna ister istemez mutluluk hormonu yayılırdı. Ama genç kızın zihine kara bulutların istila etmesine, birinin daha kanını eline bulama isteğine sebep olmuştu.

Arya, fazla zeki bir kızdı. Diğer insanlardan üst seviyede olan bir zekaya sahipti. Hayır, hayır. Dersler konusunda değil. Arya'nın zekası, kurnazlık ve pratik zekaydı. 

Arya, bir sosyopattı*. 

Bunu ise zekası sayesinde kolayca saklayabilirdi. İnsanlar, yalnızca kullanmak içindi. Başka bir amaç yoktu. Tabii bu zeka kullanılınca anlaşılıyordu. 

Arya, küçükken çok fazla sırtından bıçaklanmıştı. İnsanlara daha 11-12 yaşlarından beri güvenmiyordu. İnsanlar, diğerlerinin arkasından bıçaklardı. Bencillerdi. Yalan söylerler, sır tutmazlardı. Bunlar gibi, sayılabilir, elle tutulabilir daha binlerce özellik vardı.

Ancak doğru şekilde kullanıldığında, bu insanlar tam tersine maruz kalırdı. Arya da bunu yapıyordu. O, kimseyi sevmezdi. Severmiş gibi yapar ve çıkarları için kullanırdı. Bu, hayatın getirdiği bir gerekçeydi ona göre. 

Ama çok daha fazlası vardı. Arya'nın insanlardan bu denli nefret etmesinin başka bir nedeni daha vardı. Onu bu hale sokan asıl şey. Onun sosyopat, acımasız, kişilik hastalığı olan çok çok tehlikeli bir katil olmasına neden olan bir şey. Belki de birileri.

---

*Sosyopat: Bir hastalık da denilebilir. Bu kişilerin, karşısındakini anlayabilme yetisi yoktur. Beyinlerindeki o bölme ya çalışmıyordur ya da hiç yoktur. Karşısındakinin duygularını anlayamazlar, çaba da harcamazlar. İnsanların duyguları, ne hissettikleri sosyopatların umurunda olmaz. Bu kişiler, insanları sadece kullanırlar. İnsanların sadece kullanılmak için olduğunu düşünürler. Acıya karşı epey dayanıklıdırlar. Sevme, aşık olma yetileri de yoktur. Bazen çıkarları için seviyormuş gibi yapıp, istediklerini alabilirler. Bu kişilerin IQ seviyeleri oldukça yüksektir. Ama bu zekaları kurnazlık olarak da nitelendirilebilir.

Ancak sanıldığının aksine, plan kurmazlar. Yapacakları işi düşünmezler. Aniden mantıksız, riskli kararlar alırlar genelde. Hayran kitleleri vardır. Şiirsel ve akıcı konuşurlar. Konuşmalarıyla insanları hipnotize ediyorlar bile denilebilir. Şiir okumak ve hikaye anlatmakta ustadırlar. Kelimeleriyle insanları büyüleyebilirler. Cinayet işleyip, hiç zorlanmadan işin içinden çıkarak izlerini kaybettiren katillerin çoğunluğu sosyopattır. 

SOSYOPAT KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin