Ben Carter, 17 yaşındayım. Kendimi bildim bileli dünyanın karanlık tarafında yaşarım. Para için birbiriyle çatışan bir anne baba yerine hiç göremediğim aileye sahibim. Doğduğunuz gün anneniz ile vedalaşır akademiye gönderilirsiniz; Yasakların bulunduğu akademi. Annem bir büyücü olduğu için bende büyücü olarak doğdum sanırım işin kötü yanı burada başlıyordu. Babam ise ölümsüz bir vampir, fizyolojik olarak yasak çocuğum. Doğduğunuz anda önünüze seçenek sunulur, anne ve babanızın güçleri. Bu zaten doğuştan gelen bir şey fakat her ikisi bir çocuk için tehlike oluşturacağı üzere tek birini almanıza izin verirler. Aksi halde melekler tarafından yok edilirsiniz. Anlatılanlara göre kimi aileler, büyücü-kurt adam gücünü tutabilmek için kendi çocuklarını bir başka çocuklar ile değiştirmeye kalkmışlar. Melekleri bilirsiniz, Tanrının emrinde çalışan sevimli kanatlı şeylerdir ve onlar sizi cezalandırırken pekte sevimli gözükmezler. Her neyse ne diyordum? Ah, evet, bana da bir seçenek sunuldu, tahmin edin kim büyücülüğü seçti? Ben. O gün bugündür ailemi sadece tatillerde görür oldum. Annem sık sık yeraltı işleri ile uğraşır bu aralar cadılar birliği konseyi kızgın... Vampirler ise daha çok kendilerini geliştirmek üzerine çalışırlar ve babam sık sık evden uzaklaşır. Ama iyi haber, akademiyi tamamladığınızda eve dönme şansı elde edersiniz. Bir de Clark var, o tam bir ingiliz kedisi. Gri tüyleriyle daima ilgi çeker. Onu defalarca kurtarsam da hemcinsi olduğum için ve kur yapamayacağı için bana pek sadık değildir. Onun peşinde koşarken başım çok belaya girdi, en kötüsü ise geçen gece yaşadığımız. Şu an onun yüzünden büyülü sarmaşıkların üzerinde tutsak bir şekilde oturuyor olsam da hala onu seviyorum. Neden mi? Geçen gece vampirlerin ortak salonuna dalıp havada dans eden bilardo toplarına saldırdı. İçlerinde kan olan ve kanın içinde, çiçek, böcek gibi şeyler olan toplar... Duyduğuma göre dünya üzerindeki bütün akademik vampirlerin düzenlediği projelerle yarışa girecekmiş yani girecekti, Clark'ın tacizine kadar...
''Bu kez ne yaptın?'' Diye sordu Mike eğilerek.
O Bayan Sally'nin yanında çalışan, sağ kol gibi bir şeydi. Duyduğuma göre bakanlıklardan birine atanmış fakat okulda daha rahat bir konumda olduğu için gitmekten vazgeçmiş.
Omuz silktim, ''Gerçekten benim hatam değildi.''
İçeri girdiğimde sarmaşıklar yerden yukarı yükselerek bana bir sandalye yarattı. Tanrı aşkına, şuraya sandalye almak çok mu zor? Sonrasında kıçımı ciddi şekilde kaşındırıyorlarda...
''Otur.'' Dedi Bayan Sally ciddi bir ifadeyle. İkiletmeden oturdum.
Başını kaldırıp bana baktı, yüzünde yine aynı ciddi ifade vardı.
''Pekala, Bayan...''
''Osborn.'' Dedim hemen.
''Ha?'' dedi, okul müdürümüz mütevazi görünüşünü bozmadan.
''Carter Heaven Osborn.''
''Pekala, Bayan Carter Heaven Osborn. Sanırım bu son kez dile getireceğim bir isim olacak. Okuldan uzaklaştırıldığınızı ve ailenizin de bilgilendirildiğini söylemek isterim.''
''Ne yani? Sırf Clark bilardo toplarını dağıttığı için mi? Hah!''
Bayan Sally sinirli bir şekilde ellerini masaya indirerek ayağa kalktı.
''Hayır,'' diyerek tısladı, korkutucu bir şekilde bakıyordu bu yüzden sandalyeme daha çok sindim, ''vampir öğrencilerimizin kan dolu toplarını bir gecede dağılmasına sebep olduğun ve kargaşa çıkardığın için böyle bir sonuca vardık. O projeleri yıkman büyük hataydı!'' yavaşça yerine oturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yasak Akademi
Literatura FemininaBiliyorum, biliyorum... Her şey benim yüzümden olmuştu ama nereden bilebilirdim ki? Ah, özür dilerim! *** ''Pekala, Bayan...'' ''Osborn.'' Dedim hemen. ''Ha?'' dedi, okul müdürümüz mütevazi görünüşünü bozmadan. ''Carter Heaven Osborn.'' ''Pek...