Yolda bekliyordum tek tük araba geçiyordu.Tabiki duran yoktu,otelden bir araba çıktı ve yanımda durdu.Ahmet Bey:
-Ayça hanım lütfen sizi istediğiniz yere ben bırakayım,bütün bu olanlardan kendimi sorumlu hissediyorum beni affedin.
Ayça aglamaktan kıpkırmızı olmuş gözleri ile ona bakmış cevap veremiyor konuşmuyordu. Sadece kafasını
sallayabildi.
Ahmet arabadan çıktı neredeyse yalvarir gibi valizi elinden aldı.arabaya yerleştirdi.Bu küçük dev kadın onu öyle
etkilemişti ki içinden Can'a bildiği bütün küfürleri saydı.Eline gectiginden çekeceği vardı.
Ayça terminale gitmek istediğini söyledi ,Ahmet'in İstanbul'a bırakma isteğini israrla red etti.20 dakika sonra
terminalde otobüs bekliyordu.
Ne tatil di ama yapamadığı rezil olduğu tatil.Demek ki tatil Ayca'ya göre değildi. Çalış kızım ve bir daha kimseye
yaklaşma rüyalarında bile......
Eve geldiğinde yorgunluktan ölüyordu,banyoya yöneldi sıcak su ona iyi gelecekti.Sular üstünden aktikca
başına gelenler birer film şeridi gibi gözünün önünden geçti.O simsiyah kendini de beni de yakan gözler dedi
Ilk erkeği boyle mi olmalıydı. Aşık olup sevdiği erkege kendini vermeliydi. O ne yapmisti tanimadigi bilmedigi biriyle
birlikte olmus ustelik asagilanmisti.
Peki niye o adi adam aklından çıkmıyordu.Gözleri nefesi onu okşayan elleri.....sana müstehak kızım. ..dedi.
Günler günleri kovaladı Ayça olanları hiç unutmadı unutamadi.Her gece rüyasında onu gördü.
Çarşamba günü holding sekretetinden telefon geldi.Esas oğlan pardon patron yurt dışından dönmüştü,iş başı
yapması gerektiğini söylediler.Zaten günlerdir bu haberi bekleyen Ayça rahat bir soluk aldı güzel günler beni
bekliyor diye düşündü başına ne geleceğini bilmeden.
Sevinçten yerinde duramiyordu ,bu gece uyku yoktu.Hemen Ümit ablasını aradı saatlerce konuştular.
Görüşmelerinin tümünü genel müdürle yapmıştı ama asıl çalışacağı kişi holdingin sahibi Doruk Turker'di.
Hadi bakalım Ayça iş seni bekler diyerek güzel bir uyku çektim rüyamda yine onun kollarindaydim.Gunduz ne kadar
Nefret doluysam ,geceleri onunla d oluydum.
Sabah kalkinca akşamdan hazırladığım siyah etegimi ustune mavi gomlegimi giydim,gözlerim iyice ortaya çıkmıştı
Makyaja gerek yoktu,dudaklarima parlatici sürdüm yeterliydi.Ayaklarimabir gün önce aldığım topuklu ayakkabıları
gecirince tamamdi kısa boylu olmam bazen sıkıntı yaratsada vücudumu begeniyordu.m
Aynaya dondum yeni yazılımcınız göreve hazırdır komutanım diyerek aynaya bir selam
caktim.Kahkahalarla merdivenlerden indim heyecandan yerimde duramiyordum.İlk günün şerefine taksiye bindim.
Holding binasına girmeden önce başımı kaldırıp bu muhteşem binayı birkez daha inceledim.Artık bende buranin bir
p arcasiydim.
Güvenliğe adımı söyleyince hazir olan kimlik kartını verdi artık bununla giriş yapacaktım.Asansöre bindiğimde
yonetici katınin dugmesine bastım.Dakikalar sonra sekreter Funda hanimin karsisindaydim telefonla geldiğimi
bildirdi.Canan hanım, Can Bey sizi bekliyor su anda telefonda ama siz geçin içeri formatileri sevmez .dedi.Canan
hanim diyince bir an durakladim ninem disinda bana Canan diyen olmazdi.Canan bana annemin verdiği isim Ayca
ise babamin verdigi isimdi kimligimde her ikiside vardi ,yillardir kimse bana Canan dememisti.Funda hanim
gulumsedi iki ismin oldugunu fark ettim niye bilmem sana Canan'ı daha cok yakistirdim .dedi. Üzerinde
yillardir burada çalışmanın verdiği bir öz güven yaşının verdigi sevecen bir anne havası vardı .
Odanın kapısını çaldım,cevap beklemeden girdim.Doruk Bey sırtı cama dönük ,konusuyordu. Telefonla
konusmasini sonlandirarak bana doğru döndü,bu olamaz olsa olsa kabus olurdu.Gözlerim karardı,yıkıldım,