16.bölüm

27 4 0
                                    

      Basimin ici kazan gibiydi sanki evde yer yerinden oynuyordu yok bu kapi olamaz resmen asfalt kırma çalışması

Yapıyorlar durmaya da niyetleri yok, kapıdakileri defetme amacıyla resmen sürünürcesine kapıya gittim.

Kapıyı açmamla yumrugu yedim neydi ulan bu...

Ahmet:

  -Salak salak bakma diyerek  resmen beni banyoya fırlattı.Buz gibi şu başımdan aşaģıya akarken kendime  gelmeye

çalışıyordum. Sen ne arıyorsun burada demekle bir yumruk daha yedim.

-Senin gibi gerzekleri kendine getirme getirmeye geldim.Aylin gelmeden kurulan giyin Sevda aşağıda sana kahve

yapıyor sakın oyalanma yoksa gelir ben giydiririm.

-Yapma Ahmet beni yanlız bırak.

-Bıraktık gördük,bir bildiğimiz var ki geldik,çabuk ol.dedi ve odadan çıktı. Allah 'ım yoksa Canan'ım ortaya mı çıktı.

Umudum yoktu ama bir ihtimal diyerek hızla giyindim.

Aşağıda Sevda'nın yaptığı kahveyi içerken zil çaldı.Aslan ile Aylin içeri girdiler.Aslan'ın yüzü gülerken, Aylin neler

oluyor der gibi bakıyordu,koşarak kocasına sarıldı.

Sevda'ya sarılarak evet söyleyin bakalım neler oluyor?

Herkes Aslan 'a döndü.

-Haberler sen de öğrenebildik mi birşeyler?

-Ümit Hanım ın yerini öğrendim.Boston'da bir üniversite ile anlaşmış.

   Bunu duyar duymaz Aslan'a sarıldım.

-Ümit Hanım ne alaka?

-Oglum aşık olunca aklını da yitirdin galiba,sevdiğin kadının dosyasına da mı bakmadin.

-Ne alaka?

-Şu alaka ki Canan'ı yetiştiren Ümit hoca

-Bizim çatlak Ümit hoca mı?

-Evet bizim çatlak Ümit hoca, oglum de iyice mala bagladin sen söylediğim şeyden bunu mu çıkardın.

-Canan'ın yerini bu dünyada bilecek birisi varsa oda Ümit hoca. Boston 'da hir üniversite ile anlaşmış,evlenip

oraya yerleşmiş,hem de Canan'ın ayrıldığı günlerle aynı zamanda.

  Hemen telefona uzandım abla bana hemen gidis dönüş Boston'a yer ayırt, oteli de unutma dedim.

Ablam gülerek nihayet aramıza döndü n mü dedi.

-Döndüm, abla insallah işler umdugum gibi sonuçlanırsa bir daha sizi üzmeyeceğim söz.

  Yarına kadar zaman ayık kafayla nasıl geçerdi. Tabii Aylin ipleri eline aldı Sevda ile birlikte mükellef bir sofra

Hazırladılar. Gelecek günlerin hayaliyle yemeğimizi yedik.

Ahmet:

-Hatun bize Istanbul 'dan kaçmak yasak nasıl olsa ,oglum gözün arkada kalmasın sen sorunları h alledene

kadar Aylin ve ben işlerin başındayız .Aslan la Sevda'da var.Cem de diğer isleri hallediyor. Sen Canan'ı bul gerisini

merak etme.

  Aslan ayaklandı siz burada kalacağınız a göre ben de sevdicegimi alayım ,bizde insaniz degil mi ,hadi gülüm

gidelim,

-Ne öyle gülüm  mülüm ya..

-Kızım tamam ışte sebepleri anlatacağım sana .diyerek çıktılar.

  Ooo bunlar ne zaman böyle oldu ,dedim.

-Sen daha  uyu yakında çifte düğün yapar, ikinizden de kurtulurum insallah.

-Inşallah Ahmet'im insallah.

  Boston'a indiğimde saat farkindan dolayı Ümit hocaya ulaşamayacağı mı anlamıştım, zaten hir aydır ayık kafayla

gezmediğim için sersem gibiydim bir de uçak yolculuğu beni yormustu.Yemek yedikten sonra uzan mıştım uyuya

kalmışım.

  Sabah uyanır utanmaz üniversite ye gittim.Ümit Hoca izinliymis.Ben yalvar yakar kimse beni dinlemiyor. Yanıma

biri yaklaştı.

-Sen Umit'ı niye  arıyorsun? dedi.

-Ölüm kalım meselesi ama kimse bana yardımcı olmuyor,kafayı yiyecegim.

-Sen Türk müsün? dedi.

-Evet

-Bak ben Umit'in esiyim.Arayalım görüşmek isterse seni eve götürürüm.

-Tamam lütfen hemen arayın,konunun Ayca yada Canan la ilgili olduğunu söyleyin.

   Adının Mark olduğunu öğrendiğim Ümit hocanın eşi telefon konuşmasının sonunda gülümseyerek hadi bakalım

Ümit bizi bekliyor. dedi.

  Dünyalar benim olmuştu.Evleri yürüme mesafesinde küçük, şirin bir semtteydi.Ümit hanım bahçede oturmuş

çayını yorumluyordu.

-  Gel bakalım Doruk efendi, buralara kadar gelip beni bulduğuna göre konusacak önemli şeylerin var.

Ben konuşurken araya hiç girmedi, olup biteni anlatınca uzun uzun bana baktı, sen benim yaralı kuzumu

gerçekten seviyorsun değil mi?dedi.

-Abla sevmek ne demek ben onun için ölürüm, nolur yeter ki onu bulayım,biliyor musun abla ben ona daha onu

nekadar çok sevdiğimi bile soyleyemedim.Çocuk gibi ağlamaya başladım.

  Arkamâa geçti ,ağlama bak ben sana olanları anlatayım.

-Canan ,Cemle senin konuşmalarını duyunca bebegi istemeyecegini seni kandirmis olacagini dusunmus.Asla

bebekten vazgecemeyecegini soyledi .Ben tam Markla buraya yerlesmeye karar vermistim.Nereye gider nasil

gecinirdi bu çocuk çok büyük bir sorumluluk anlat dedim dinletemedim ,o senin bu çocuğu istemeyeceğini

tekrarlayıp duruyordu.

   Yapacak bir şey yoktu ben de buraya yerlesecegim için evimi elden cikarmistim ,zaten oda Istanbul 'da

kalamayacağını söyledi.Evim dediysem dededen kalma köşk iyi paraya satmıştım.Canan benim kızım gibidir.

Onu buralarda bir başına parasız pulsuz birakamazdim.Evin parasını ona verdim ,çalışmasına gerek kalmadan 3-4

yol onu idare eder,en azından maddi sıkıntısı olmayacaktı.Benim yolculuk önceden planlanmıştı.Degistirmeme mi

istedi.Kalacak yere karar verince de beni arayıp haber verdi oda bebekte çok iyi sağlık durumları yerinde.

Nerede olduklarına gelince ninesinin köyüne yerleşti ,köy dediysem şehre 10 bilemedin 15 dakika yaninda ona

yardımcı olan köyden bir kız var.

  Ayrıca sevinerek söylüyorum ki bir değil iki bebeğin olacak.

   Kalktım sarıldım, ağlıyor muyum ,gülüyor muyum belli değildi.Dakikalar sonra kendime geldiğimde kalkmak

istedim.Gitmek yok dedi,yemek yiyelim sonra sana Cananımı anlatayım .

  Sabaha karşı ayrıldım evlerinden ,düğünde görüşürüz sözüyle vedalaştı onlarla.Inşallah Cananımı bulayım

Kendimi affettireyim oda olacakti,bekle beni aşkım bekle ,seni ve çocuklarımı almadan Istanbul bana haram......







canın canani(Tamamlandi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin