"Casus Kim?" (4)

279 7 0
                                    

Sadih'in memleketi Hindistan'mış. Çocukluğu Himalayalarda geçmiş malum Himalayalar yüksektir yazın serin olur. Ailesiyle hayvancılık yaparlarmış orada kışın ise aşağılara doğru göçerlermiş yani binevi biz Türklerdeki göçebe yaşantıyı sürüyorlarmış. At binmeyi sevip sevmediğini sorduğumda verdiği cevap beni şaşırttı. Meğer hiç ata binmemiş. Nasıl olur da bir konar-göçer aile at kullanmaz doğrusu çok şaşırdım. -Bizde öyle mi? Biz resmen at üstünde doğmuşuz, at bizim için bir yaşam tarzı olmuş.- Ardından buraya nasıl geldiğinden bahsetti. Gerçekten çok acı bir durum, çok üzüldüm onu dinlerken ve halâ da aklıma geldikçe üzülüyorum. Sadih bir gün kardeşi Âşşai ile hayvanları nehrin kenarına doğru indiriyorlarmış. Karşılarından yabancılar geliyormuş ve onlara nereden gelip nereye gittiklerini sormuşlar. Sadih önce korkmuş hâliyle ama adamların kötü niyetlerinin olmadığını ve sadece çok susadıklarını duyunca biraz rahatlamış. Adamlarla birlikte nehre inmiş ve gayet normal bir şekilde adamlar sularını içip oradan ayrılmış. Ama Sadih ve kardeşi Âşşai geri dönerken adamlar onlara saldırmış ve onları kaçırmışlar meğerse adamlar köle satıcılığı yapıyormuş. Sadih'i köle olarak satacaklar kardeşini ise kötü yollara sürükleyeceklermiş. Ve öyle de olmuş kardeşi Yeni Delhi'de yaşlı bir adama eş diye satılmış. Ne kadar üzücü bir durum ama en azından daha kötü yollara da düşebilirdi belki de para karşılığı erkeklerle yatmak zorunda kalırdı. Sadih ise o zamanlar ticaret amaçlı Hindistan'a gelen bir Persli tüccara satılmış. Sadih o adam ile geri Pers'e dönerken yolda adam tarafından dövülüyor ve işkenceye maruz kalıyormuş. İşte tam da efendimizin kalesinin yakınlarına geldiklerinde efendimizin o dönemki fedaileri onların kervanlarındaki ürünleri almak için etraflarını sarmışlar. Sadih'i ve diğerlerini de kaleye götürmüşler. Efendimiz adamın böyle çeşitli işkenceler yaptığını duyunca onu zindana attırtmış aç susuz ölüme terk etmiş onu. Sadih'in de böyle bir yaşantısı olduğunu duyunca ona sahip çıkmış yanına almış. Sadih'in ilk geldiği zamanı hayal meyal hatırlıyorum ben o zamanlar küçüktüm belki on iki belki de on üç yaşındaydım. Aslında çok küçük sayılmam ama efendimizin bize kullandırttığı bir madde yüzünden geçmişimize dair olan bilgiler zedeleniyor. Sadih'in içine kapanık olmasının sebebi de buymuş meğer. Küçükken kaçırılması ve ailesini bir daha görememesi, kardeşinin yaşlı bir adama satılması, kendisinin işkenceler görmesi ve şu an kardeşinin, anasın, babasının ne hâlde olduğunu bilememesi onlara olan özlemi. Ve tek korkusunun kardeşinin de onun gibi işkence görüp görmemesiymiş. Gerçekten çok üzücü bir durum onu dinlerken benim gibi birinin bile gözleri doldu. Birde üstüne başına gelen bu olay yani herkesin onu casus sanması. Artık dayanacak gücüm kalmadı diyordu bana. Kendi canına kıymasa bari.

ALAMUT: İNTİKAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin