Yazık Oldu (4)

119 4 0
                                    

   Sabaha kadar uyku tutmadığı için uyuyamadım. Sabahın ilk ışıklarıyla kendimi dışarı attım kimsecikler uyanmamıştı daha kuşlar dışında. Cıvıl cıvıl ötüyordu hepsi gerçekten çok güzel bir sesti şu aralar yaşadığım olaylardan sonra bu ses içimde istemsiz bir sevinç uyandırdı. Biraz vakit geçtikten sonra Cihat'ı gördüm. Yanına gittim bana "Sadih'e noldu akşam hallettiniz mi?" diye sordu. Ben de olanları anlattım zaten onun bilgisi vardı Sadih'in ortadan kaldırılacağına dair. O da çok kızdı ki Sadih'e "Madem ki efendimiz ona kendini savunması için şans tanıdı o niye sesini çıkarmayıp sustu salak mı bu çoçuk? Böyle olunca daha mı iyi oldu? Pisi pisine gitti resmen haksız yere canından oldu ve casus halâ aramızda." dedi. O da benim gibi düşünüyodu casus halâ aramızdaydı yani o da emindi Sadih'in casus olmadığına. Ve şimdi sorun daha da büyüktü casus herkesin şüphelendiği Sadih değildi. Peki o zaman casus kimdi bizim düşündüğümüz gibi Râsul müydü? Kafam bir sürü soru ve ben halâ casusun Râsul olduğunu düşünüyordum.

  Öğleye doğru Falih yanımıza geldi. Bize "Bugün Sadih'i hiç gördünüz mü?" diye sordu. Bizde hayır anlamında kafamızı salladık. Olanları ona anlatamazdık çünkü efendimiz kimsenin bilmemesini istedi. Ardından Falih söze devam etti "Göremezsiniz tabi çünkü dün gece Sadih kaçmış, casus olduğu anlaşılınca yakalanmaktan korkmuş ve her şeyi itiraf etmek yerine kaçmayı tercih etmiş. Bir de siz benimle inatlaşıyordunuz bakın gördünüz mü casus Sadih imiş işte. Elbette bir bildiğimiz vardı ona göre konuşmuştuk." dedi. Falih'in bu dediği şeyler sinirimi bozdu açıkcası. Olanları bilip bilmeden konuşuyordu. Biraz daha devam etse fena bozacaktım onu. Aslında Falih’i de severim lakin bugün baya bir sinirimi bozmuştu. Bir de gelmiş bir bildiğimiz vardı ona göre konuştuk diyerek hava atıyordu âdeta. Cihat yüz ifadesini biraz değiştirerek "Nereden biliyorsun kaçtığını gördün mü?" dedi. Ve Falih kendinden çok emin bir şekilde "Görmedim ama görenler olmuş." dedi. Bu sözleri beni çok şaşırttı. Ne demek görenler olmuş Sadih dün gece efendimiz tarafından öldürülmüştü ve ben de oradaydım. Ya birileri yalan söylüyordu ya da efendimiz Sadih'i öldürmemiş onu serbest bırakmıştı. Zaten efendimizin onu öldürdüğünü görememiştim ama efendimiz onu niye serbest bıraksın ki? Acaba ben çıkınca Sadih her şeyi anlatmış ve efendimiz bana hiçbir şey söylemeden onu serbest mi bırakmıştı? Bunu öğrenmenin tek bir yolu vardı o da efendimize sormak.

  Cihat ile birlikte efendimizin yanına gittik. Affan'da oradaydı kapının önünde bekliyordu. Galiba o da aynı şey için gelmişti. İçeri girdiğimizde Affan söz aldı ve konuştu "Efendim fedailer arasında bir laf dolanıyor. Huzurunuza bunun için geldim." dedi. Sonra Cihat ve bana baktı "Peki siz ne için geldiniz?" dedi. Galiba Affan'ın bahsettiği şey Sadih'in gece kaçmış olduğuna dair aldığı duyum idi. Ben de söze girdim "Affan'ın tam olarak neden bahsettiğini almadım ama aynı şey için geldik sanırsam. Galiba onun duyduğu şey Sadih'in gece kaleden kaçtığ bilgisi." dedim. Ve Affan heyecanlı bir şekilde, gözlerini büyültüp, kafasını sallayarak onay verdi bana. Efendimiz başladı konuşmaya "Sizin aklınız başınızda mı? Özellikle de senin Kürşat. Dün gece benimle birlikteydin sende gördün onu kendi ellerimle öldürdüm. Bu yalanı kim ortaya atmış bilmiyorum ve bunun pek bir önemi de yok ama bundan daha önemli bir mevzumuz var." dedi. Acaba bundan daha önemli olan mevzu neydi? Üstelik ben efendimizin Sadih'i öldürdüğünü de görmedim, ben o ara da dışarıda bekliyordum acaba öldürmedi mi? Efendimiz tekrar sözlerine devam etti "Templierler (Tapınak Şövalyeleri) üstümüze doğru geliyorlarmış. Acilen hazırlık yapıp onları geri püskürtmemiz lazım.” dedi. Artık daha büyük bir sorunumuz vardı.

ALAMUT: İNTİKAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin