Sabah güneşim beni uyandırmaya çalışırken yatağım bunun aksini söylüyordu. En sonunda güneş galip geldi ve yatağımdan kalktım tuvalete gidip rutin işlerimi hallettim. Kahvaltımı yapmıyordum Yağızla birlikte bir şeyler yemek daha çok hoşuma gidiyordu. Zaten yalnız yemek yemekten hiç hoşlanmıyordum. Rahat bir şeyler giyip evden çıktım . Yağızların evine varmak için tam iki tane otobüs değiştirmek zorunda kalıyordum. Eve vardığımda Yağız bey mışıl mışıl uyuyordu. Usulca yanına gidip seslendim uykulu gözlerle bana bakıyordu. Benim gibi uyandırıldığında sıçramıyordu. Onun bu halini çok seviyordum. Onu hiçbir zaman kıramıyordum. Normalde Caner bey geldiği zaman gitme vaktim gelirdi. Ama Yağız dün akşam yemeğe kalmamda ısrar etmişti çünkü benim sevdiğim yemekler vardı. Bende her zaman ki gibi onu kıramamıştım. Yağızın uyandığından emin olduğumda mutfağa geçip yağızı beklemeye koyuldum. Gene dalgın dalgın düşünürken içeriye Caner bey girdi. Bu adamı her gördüğümde kendimi çok tuhaf hissediyordum. Kendisine kahve yapmak için fincan çıkardı. Safiye abla neredeydi ki ? Kahve kokusunu sevmiyordum şimdi her yer kahve kokucaktı. Kalkıp gitmeye yeltenmiştim ki . Kahve yapmıyacağım merak etme demesiyle irkildim ve şaşırdım. Benim kahve kokusunu sevmediğimi nerden biliyorsun dercesine bakmışım ki Yağız söylemişti demesiyle beni aydınlattı. Yağızın ağzında da bakla ıslanmıyor doğrusu. Ayrıca baba oğul benim dedikodumu mu yapıyorlardı. Yağızın içeri gelmesiyle Caner beye bakmayı kesip yağıza güler yüzle günaydın dedim. Yağızda hiç beklemeden karşılığını verdi. Kahvaltı sofrası hazır ama safiye teyze ortalıklarda yoktu. Caner bey sanki gene aklımı okurmuşçasına Safiye hanım bugün yok memleketine gitmek zorunda kaldı dedi. Keşke benimde bazen gidebileceğim bir memleketim olsaydı. Kahvaltı sofrasını kim hazırladı diye susmayan çenem birden soru verdi. Caner bey düz bir sesle ben dedi Ama akşam yemeğini yapmaya vakit bulamayabilirim. İster kendiniz yapın isterseniz dışarıdan bir şeyler söyleyin dolapta yemek söyleyebileceğiniz numaralar var dedi. İkinci cevap bana daha cazip gelmişti ama Yağız Lara ablam bana mantı yapıcak dedi. İrileşmesine mani olamadığım gözlerim Yağızın gözlerine dikildi. Yağız ise sadece kıkırdayarak kahvaltısına devam ediyordu. Bende kahvaltımı yapsam iyi olucaktı. Mantı yapmak için çok fazla enerjiye ihtiyacım olucaktı. Bunu hissedebiliyordum...
Caner bey kahvaltısını yapıp çıkmıştı Yağızda okuluna gitmişti gitmeden öncede beni sıkı sıkı tembihledi mantıyı yapmaya bensiz başlama diye. Neymiş bu eğlenceyi kaçıramazmış. altı üstü bi mantı en fazla ne olabilir ki. Yağız gittikten sonra hemen bilgisayara koştum. Yağız ile Caner beye rezil olamazdım. Mantı yapımıyla ilgili üç beş video izledim. İzlemesi bile zor olan şeyi ben nasıl yapıcaktım. Yağız gelene kadar biraz kitap okuyup birazda müzik dinelmiştim. Mantı videolarını da son kez izleyerek aklımda tutmaya çalışmıştım. Tarifi unutmamak için bir kağıda yazmaya başlarken yağız gelmişti. Yanıma oturdu tam onu dışardan yemek yemeğe ikna etmeye başlıcaktım ki eliyle beni durdurup senin elinden mantı yemek istiyorum dedi. Lütfen Lara abla diyince benim yelkenler foraa bütün nefesimi dışarı vererek elimden geleni yapıcam dedim. Ve mantı yapmak için savaş alanına yani mutfağa doğru ilerledik. Ben malzemelerin hepsini tezgaha çıkarmıştım. Yağızda seyrici koltuğuna yerleşmişti. Senin orda rahat oturmana sence ben izin verir miyim görürsün sen. hamur için malzemeleri leğene koyup yoğurmaya başladım Yağız sürekli kıkırdıyordu. Nedenini sorduğumda yüz ifademin çok komik olduğunu söyledi. Hamur biraz sert geldiği için azıcık daha su koydum ama yoğurmaya devam edince ettikçe cıvıklaşmaya başlamıştı yaklaşık yarım saatin sonunda videodaki gibi bir kıvam tutturmuştum. Tezgahta yer açıp hamuru açmaya balşadım. bir usta edasıyla hamuru serpiştirip merdaneyle güzelce hamuru açtım. Yağız da beni hiç sıkılmadan izliyordu. Sanki annesini izler gibi. Aklıma annem gelmişti acaba o güzel yemekler yapabiliyor muydu yada benim sevdiğim yemekleri yapabiliyor muydu? Mantının en kolay kısmı içini hazırlamaktı inat yapıp soğanı yağızın yanında rendelemiştim. Ben yanıcaksam azda olsa oda yanmalıydı. İkimizin gözleri yaşlanmıştı. Birbirimize gülmeye başlamıştık. Gözlerimizi açamıyorduk. Açtığım hamuru küçük küçük kare şeklinde kesmiştim içini koyup mantı şeklini veriyorduk yağızda elinden geldiği kadar bana bu işte yardım etmişti. Yaklaşık dört saatin sonunda mantımız olmuştu. ikimizde korkarak birer kaşık aldık çiğnedik çiğnedik ve birbirimize baktık. Şaşırtıcı derecede güzeldi. Kendimle gurur duymuştum. Caner bey dediği gibi geç gelicekti yemeğe yetişememişti. Bende gene evime geç gidecektim. Yağızla bu sefer animasyon filimi izlemeye karar verdik. Şanslıydım ki animasyon izlemeyi çok severdim. En sevdiğim filimler çılgın hırsızla karmakarışık. Ama bugün buz devri 4 izlemeye karar verdik. Ben mısırları patlattım. Ve çizgi filimi izlemeye başladık... Uyandığımda kucağımda yağız ikimizin üzerinde battaniye vardı. En şaşırtıcı yanı da yan koltuğumuzda uyuyan Caner Bey....
