#11# "SAFKAN"

17 3 0
                                    

Kafayı tırlatmaya az kalmıştı. Gece yaşananlar rüya olamayacak kadar gerçek, gerçek olamayacak kadar da sıradışıydı. Ben o yağmurun altında ıslanmıştım, o silüeti görmüştüm, çakan şimşeklerden korkmuştum. Öyleyse tüm bu olanlar neydi. Yatağımda oturmuş şimdiye kadar olan biteni sorguluyordum. Yaşadıklarım ne kadar normaldi, yada hissettiklerim. Rüya mı gerçek mi bilmediğim şeyler yaşıyordum. Kalkıp dolabımın karşısına dikildim. Pijamalarımdan kurtulup bol bir eşofman ve bir tişört geçirdim üstüme. Dolabımın kapağını kapadım. Açtım yeniden kapadım. Ve bir kez daha. Üçüncü kapatışımdan sonra odadan ayrılıyordum ki bunu neden yaptığımı sorguladım. 3 kere açıp kapatmak mı? Bunu neden yapmıştım. Çok güzeldi , harika gerçekten. Farkına varmadan edindiğim saçma bir huy. Huy da değil tik , yada herneyse. Bunu da şuan çözecek takatim yoktu.
Yaz kış demeden kısa kollu dolaşan ben bir hırka giyme ihtiyacı duydum. Dolabımdaki hırkalardan almak yerine çalışma masasının üzerindeki ne zaman fırlattığımı hatırlamadığım mavi hırkamı giydim. Hırkayı avuç içlerime kadar çekerek merdivenlerden indim. Yaşadıklarımın etkisinden çıkamamıştım. Dış kapıya yaslanıp yere oturmuş , babama sarılarak içeri girmiş, annemin o ince sesini duymuştum. Eğer yaşadıklarım gerçekse kahvaltı masasında ne olduğunu sorarlardı zaten.

Kahvaltı o kadar sakin ve sessiz geçmişti ki günaydınlaşmadan başka hiçbir şey söylenmemişti. Babam işleri olduğunu söyleyip evden çıkmıştı. Annem bugün evde olduğunu istersem alışveriş yapabileceğimizi söyledi. Saatlerce o mağazadan diğerine koşuşturmak istemiyordum.

Canım sıkkındı, kabuslarım sıklaşmış, garipleşmiştim. Günden güne zayıflıyor artık daha az uyuyordum. Okulda dersleri dinleyemiyor sürekli dalıyordum. Teneffüslerde sınıftan çıkmıyor sırama bir şeyler karalıyordum. Hiçbiri bir halta benzemese de çeşitli çemberler sıramı istila etmişti.

Anneme kahvaltı masasını toplarken dün geceyle ilgili bir kaç soru sormayı da ihmal etmemiştim.

"Anne, gece bir ses falan duydun mu kapının önünden"

"Hayır kızım sadece yağmur sesi vardı ne oldu bir sorun mu var ?"

"Yo.. yok ben bir ses duymuştum da neyse kedidir herhalde." Annem kaşlarını kaldırarak cevap verdi "Olabilir"

Masayı topladıktan sonra verilen bazı ödevleri tamamladım, sorumluluklarımı yerine getirmem gerekiyordu. Şu iki seneyi de geçirirsem her şeyin daha kolay olabileceğini düşünüyordum. Hangi alanda ilerleyeceğimi bilmiyordum şuan sayısal okuyordum o kadar. Camdan dışarıya bakınca yağmurdan sonraki ılık hava dışarı çıkma isteği uyandırdı. Annemden nasıl izin alabileceğimi düşünmem gerekiyordu. Ailem her şeye izin veren ebeveynler değildi. Her gitmek istediğim yer için 'elbette' demezlerdi. O kahrolası okul gezisine de başımızda öğretmen var diye göndermişlerdi. Ama ne öğretmen.. Bir öğrencisinin hayatını kaybettiği geziden çok kısa bir süre sonra düğün dernek yapan bir öğretmen. Belki de Elvan onun yüzünden burada değildi. Sorumluluğunu tam yerine getirmiş olduğunu düşünmüyordum. O adama, o kaçığa daha fazla karşı çıkabilirdi. Bir tutumum olmuştu öğretmenlere, hepsi aynı olacak değildi ama bu tutum benim için bir setti. Yıkılması güçtü. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. En masum bakışlarımla annemin yanına gittim ve en yumuşak ses tonumla :

"Ne yapıyorsun anneciğim"

"Gördüğün gibi Rimacım kek yapıyorum"

"Ne güzel ne güzel"

"Gel beraber yapalım"

"Yok ben keki hiç ellemeyeyim, sağlığımız için hoş olmaz, ben şey diyecektim biraz dışarı çıksam hava alsam olur mu ?"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 28, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kendimi BilmemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin