Plan

2.2K 152 32
                                    

Kıvanç : " Seni öldürmemem için bana bir neden söyle ! "

Burak : " Kimin düşmanın olduğunu unutuyorsun."

O sırada birden havada şimşekler çakmaya başladı. Hava karardı, rüzgar sert bir şekilde esmeye başladı. Bu çok garip çünkü daha biraz önce hava sıcak ve nemliydi. Hava olaylarını bir kenara bırakıp Burak ve Ayaz'ın söyledikleri şeye odaklanmaya çalıştım. KURT. Neden her şey bu kadar karmaşık olmak zorundaydı ki ? Arkadaşlarım daha doğrusu kardeşlerim daha da doğrusu ailem yoktu. Büyük ihtimal kurtlar onları kaçırmıştı. Ve muhtemelen Kırmızı Başlıklı Kız' ı yiyemediğinden şuan açtır. Kimi yiyeceğini düşünmek bile istemiyorum.

Ben : " Ne yapacağız? "

Ayaz : " Önce nerede olduklarını öğrenmeliyiz."

Ben : " Peki ama nasıl? Bence yanlarına telefon almamışlardır."

Kıvanç : " Mühürlenmiş iki kişi birbirlerini hissedebilir. Düşünce yoluyla felan konuşamazlar ama birinin canı yanarsa diğerinin de canı yanar. Mesela sen bir parmağını kestiğinde parmağın acır ama diğer parmakların da sızlar. Eğer Gürseline.. Her neyse az da olsa Ayaz da bunu hissedebilir. "

Burak : " Şuan burda hava çok soğuk öyle değil mi ? "  Konuşurken yaz gözle Kıvanç'a bakmıştı. Sanki onun suçuymuş gibi.

Ayaz : " Ama ben terliyorum. "

Ben : " Bu da demek oluyor ki yani şuan sıcak bir yerdeler. "

Burak : "Hayır hayır hayır.. Unutma Ayaz Gürselin'in hissettiğinin 10 'da 1'i kadarını hissedebilir. Yani şuan onlar sıcak bir yerde değil , çok sıcak bir yerde olmalılar."

Kıvanç : "Yer altı ! "

Ayaz : " Nerden anladın bir sürü sıcak yer olabilir. "

Kıvanç : " Evet ama şuan muhtemelen cehennem sıcağı gibi bir yerdeler. Çünkü sen terliyorsun bu da demek oluyor ki onlar 10 katı kadar terliyor. "

Burak : "Neden hep çoğul olarak konuşuyorsunuz? Siz şuan Gürselin'in yerini hesaplıyorsunuz. Ama Elif.. "

Ben : " Aman Tanrım ! Onlar ayrılmış da olabilir. Çünkü Elif'in gücü ateş ve Sıcaklığın onu etkileyeceğini sanmıyorum... Gürselin'in gücü ise toprak ve ateş ona .. "

Burak : " Onu öldürebilir. Ama bu Elif de işe yaramaz onu soğuk bir yere koymuş olmalılar. "

Ben : " Ama emin değiliz.. "

Kıvanç : "Bu yüzden şuan Elif daha kötü bir durumda olabilme ihtimaliyle karşı karşıya. Elimizi çabuk tutum Gürselin'i bulmalıyız. Ardından da Elif orada değil ise Elif'i bulmalıyız. "

Burak : "Zaman kaybı çok fazla Elif buna dayanamayabilir.."

Bu dayanabileceğim son noktaydı. Ağlamaya başladım hıçkıra hıçkıra hem de bu sefer isteyerek ağlıyordum. Ağlamanın canımın acısını dindireceğini düşünüyordum ama geçmiyordu işte.. kalbimdeki yara geçmiyordu.

Kıvanç : " Kardelen yapma. Bunu bana ve kendine yapma. Bunu bize yapma. Dayanamam. "

Onun bu sözleri normalde beni daha çok ağlatırdı. Ama gözünden bir damla yaşın süzüldüğünü görünce yaptığımın ne kadar yanlış olduğunu anladım. Ağlamayı hak etmiyordum ben. Gürselin , Elif ve Ayaz hak ediyordu ben değil.Benim ağlamam sadece onları yavaşlatıyordu.

Ayaz : "Size benimle gelin diyemem buna hakkım yok ama ben gidiyorum. "

Burak : "Ben gelemem. "

Ben : " Ne ! Sen nasıl bir hayvansın. Onların dostuymuş gibi davranıyorsun, onları seviyormuş gibi görünüyorsun ama aslında onları siklediğin yok ! Sadece eğlenmek için onları kullanıyorsun. Sen adi ve orospu çocuğunun tekisin ! Şer.. "

Kıvanç : " Kardelen sakin ol. " dedi ve beni kolumdan tutup Burak'tan uzaklaştırdı.

Burak : " Sizinle gelmeyi istemiyorum mu sanıyorsun ! Anlamıyor musun benim kimsem yok ! Ayaz'la tanışmadan önce yiyebileceğim, kalabileceğim hiçbir şey veya hiçbir yer yoktu ! Sizi hep ailem olarak gördüm çünkü şu dünyada en değer verdiğim kişilerdiniz ! Size bok gibi davranmamın nedeni ne biliyor musun ? Korktum. Hayatımda kimi sevdiysem, kime değer verdiysem gitti. Sizin gitmenizi istemedim ! Sizi sevmekten korktum ben ! Şuansa gelemiyorum çünkü aynı senin çölde 10 dakikadan fazla yaşayamayacağın gibi ben de yeraldı yaşayamıyorum. Benim yaşam enerjim elektrik ! Yerin altında olmak benim ruhumu emiyor ve ben ölemiyorum ama yaşayamıyorum da ! Bu yüzden sizinle gelemeyeceğim. Ve bütün varlığım üzerine yemin ederim ki en az sizin kadar ben de endişeleniyorum. Özellikle de .. Elif için.."

Ben : " Özür dilerim..ben .. "

Burak : " Ben alışığım merak etme. Senin suçun değil. "

Biz konuşurken Ayaz Yolculuk için gerekli olan bütün eşyaları hazırlamıştı. 3 tane dağ çantamız vardı .. Biri benim diğerleri ise Gürselin ve Elif'indi. Çantayı açtım ve içi dopdoluydu. İşin tuaf yanı hiç ağır değildi.

Kıvanç : " Boşluk büyüsü. " 

Ben : " Ne? "

Kıvanç : " Hafif olmasının nedeni. " 

Ben : " Bunu düşündüğümü nereden bildin? "

Kıvanç : " Kalp kalbe karşı derler. "

İçimde beni rahatsız hissettiren bi duygu oluştu. Mutluluktu bu sanırım. Ama benim mutlu olmaya da hakkım yok. Kardeşlerim tehlikede sadece onlara odaklanmalıyım. Çantamı son bir kez kontrol ettim ve fermuarını kapattım.

Kıvanç : " Gelmeni zerre kadar istemiyorum ama geleceğini de adımdan daha iyi biliyorum. "

Ben : "Kısa bir zamanda beni tanıman çok hoş."

Kıvanç : "Aslında bakarsan biz çok uzun zamandır tanışı.."

Ayaz : "Muhabbetinizi bölmek istemem ama kurtarmamız gereken sevgilim ve dostumuz var."

Ben : " Haklısın nerden başlıyoruz? "

Ayaz : "Rusya'dan. "

Benden güzel saçmalayan birini bulamazsınız değerimi bilin. Okuduğunuz için teşekkürler ajsjsjs

ANORMALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin