Kurtuluş

1.8K 131 10
                                    

 Beni kolayca sırtına alıp - inanın bana zayıf biri değilim - koşmaya başladı. Açıkcası ben daha yolun yarısına gelmeden yorulur ve beni bırakır diye düşünüyordum ama Nero hiç zorlanıyormuş gibi durmuyordu. Hayırlısı canım ya...

Nero : "Gelmek üzereyiz."

Ben : "Hadi canım ! Gözlerim hala görüyor o kadar da değil."

Nero : "Sen gerçekten cadısın."

Ben : "Bunu daha sonra tartışırız hadi artık bırak beni."

 Gürselin'in hapishanesinin önüne geldik. Nero kanını şişeye doldururken ben de Gürselin'i sakinleştirmeye çalışıyordum.

Gürselin : "Karelen seni öldüreceğim ! "

Ben : "Ya seni kurtaranda kabahat."

Nero : "Herkes geri çekilsin."

 Yine kafama cam parçalarının uçmasını istemediğimden dediğini yaptım. Nero çevik bir hareketle şişeyi yerine koydu ve kendini yere attı. Bunun hapishanede güçlerinin azalması gerekmiyor muydu? Her neyse konumuz bu değil. Şişeyi yerleştirdikten yaklaşık 3 saniye sonra aynı Nero'nun hapishanesindeki gibi camlar patladı. Gürselin'i görür görmez boynuna atladım. Aptal,gıcık felandı ama ne yaparsın? Başa gelen çekilir.

Gürselin : "Tanrım! Ne kadar büyümüşsün."

Ben : "Duymamış gibi yapacağım."

Gürselin : "Özledin beni biliyorum bensiz her şey çok kötü oluyor.."

Ben : "Kes sesini ve bir daha bana haber vermeden kaçırılma."

Nero : "Bu mantıklı konuşmanızı böldüğüm için çok üzgünüm ama gitsek iyi olur."

Gürselin : "Sen bir iblissin.."

Ben : "O konuya hiç girme ben sana daha sonra anlatacağım bütün hikayeyi."

Nero : "Birileri geliyor ! Gürselin ne yapacağını biliyorsun."

 Nero sözünü bitirir bitirmez görünmez oluverdi. Çakal seni. Biz ne bok yiyecektik acaba? 

Gürselin : "Nefes bile alma şuan bizi göremezler ama duyabilirler."

 Soracak bir sürü sorum vardı. Hatta bunlardan bir tanesi çok önemliydi. Bizi nasıl göremiyorlar? Bundan emin miyiz? Ama bu sorular boğazımda takılı kaldı çünkü artık gelmişlerdi ve hiç bir şey şuan beni bu kadar mutlu edemezdi.

Ben : "Kıvaaaaaaaaaaaaanç ! "

Anırarak koşup boynuna atladım. Arkasından Ayaz göründü. Kıyamam ya Gürselin'i görünce nasıl ağlamaya başladı. Gürselin de farksız değildi. Romantik şeyler sizi. Kıvanç'tan ayrılıp onları izledim. Nasıl da yakışıyorlardı eşek sıpaları. Gürselin hıçkırıklara boğulurken Ayaz onu teselli ediyor öpüp, kokluyordu. O zaman anladım Ayaz'ın neler hissetmiş olabileceğini. Ben Gürselin için ne kadar üzüldüysem eminim ki Ayaz benden 100 kat daha fazla üzülmüştü. Acaba Kıvanç'ı benden alsalardı ne yapardım? Düşüncesi bile korkunç. Bu düşünceden kurtulup tekrar Kıvanç'a sarıldım. Bu sefer o kadar kuvvetli sıkıyordu ki beni. Sanki bir daha hiç bırakmayacak gibi.

Kıvanç : "Gözümü senden bir saniyeliğine ayırıyorum ve sen kayboluyorsun. Nasıl beceriyorsun bunu? Nasıl beni bu kadar korkutabiliyorsun? Seni nasıl bu kadar çok sevebiliyorum? "

Ben : "Cadılık güçlerinden biri olsa gerek."

Kıvanç : "Ya da aşkın güçlerinden biri."

Ben : "Görmeyeli baya romantikleşmişsin."

Kıvanç : "Şaka bir yana gitme lan bir daha gitme. Kaybolma gözümün önünden."

Ben : "Emredersiniz komutanım."

Nero : "Kardelen git.."

Kıvanç : "Sakın bir daha sevgilimin ismini ağzına alma iblis ! "

Ben : "Yapma Kıvanç ! "

Nero : "Önemli değil sizi anlıyorum. Kıvanç'ın yerinde olsaydım ben de aynı tepkiyi verirdim."

Kıvanç : "Bak ya.."

Ayaz : "Evet Nero haklı artık gitmeliyiz. Miray ve Sencer'in bizi bulması an meselesi. Gökçe'nin bizi alacağı yere gitmeliyiz."

Ben : "Peki ama neden herkes aynı dili konuşuyor yani kurtlar,vampirler,iblisler,cadılar.."

Ayaz : "Çünkü bizi insan türlerinden ayıran şey konuştuğumuz dil. Sen şuan her şeyi kendi dilince anlıyorsun yani Türkçe ama ben İtalyanca anlıyorum çünkü benim ana dilim bu. Ama aslında şuan hepimiz Draungn dilini kullanıyoruz. Yani lanetlenmişler dilini. "

Gürselin : "Cidden bunları burda konuşmalı mıydık ? "

Kıvanç : "Kardelen yeni bir soru sormadan burdan gidelim."

ANORMALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin