Garip

1.5K 116 5
                                    

Perinous'a güvenmiyordum. Çünkü bu kadar iyi olması... Aşk acaba böyle bir şey mi?

Kıvanç: "Kardelen?"

Ben: "Ne var?"

Kıvanç: "Başlıyoruz."

Ben: "Tamam ben hazırım."

Perinous: "Öncelikle bu yaptığım büyünün bazı yan etkileri olabilir."

Kıvanç: "Mesela? "

Perinous: "Son bir haftayı hatırlayamayabilirsiniz."

Ben: "Şuan son bir haftayı hatırlamamak için her şeyi yaparım gerçekten."

Perinous: "Büyücülerin beyni normal insan beyninden daha farklıdır."

Kıvanç: "Yani bu bir haftada gördüğün her şeyi, her kişiyi tamamen unutacaksın."

Perinous: "Aynen öyle."

Ben: "Başka şansımız yok."

Kıvanç: "Peki."

Perinous: "İlk önce bir tüp kan almam gerekiyor. "

Kıvanç: "Tamam ben kendiminkini alabilirim. Şırınga nerde?"

Perinous: "Bıçakla kanınızı almam gerekiyor."

Ben: "Bu delilik!"

Kıvanç: "Ha şırıngayla almışsın ha bıçakla ne fark eder? Sadece canımızı daha fazla acıtırsın!"

Perinous: "Bu sıradan bir bıçak değil. Bu bıçak sayesinde vücut ısınınızı dengeleyeceğiz."

Kıvanç: "Saçmalıyorsun."

Perinous: "Buraya yardım etmek için geldim azar işitmek için değil."

Ben: "Tamam. Yapalım şu işi."

Kıvanç: "Bile bile sana zarar gelmesine izin veremem. "

Ben: "Sana soran olmadı ve ayrıca başka çaremiz de yok."

Sonra da Kıvanç'ın beni engelleyememesi için bıçağı aldım ve sol kolumu kestim. Hayır kesmedim, resmen deştim.

Kıvanç: "Kardelen senden nefret ediyorum. Ne yaptığını sanıyorsun?! "

Ben: "Ya kanıyor! "

Perinous: "İntihara meyilli felan mısın?! "

Kıvanç: "Seni yanıma almam hataydı!"

Perinous: "Sadece biraz gerekiyordu kanın! Bir torba dolu kana ihtiyacımız yok!"

Koluma bakamadım. Ellerim kan içinde kalmıştı ve kana dayanamıyorum. Kıvanç hem tişörtünden yırttığı parçayla kolumu sarıyor hem de bana birçok dilden küfür ediyordu. Anlayamıyordum aslında ne dediğini ama yüzü küfür eder gibiydi. Sonra Perinous kulakları sağır eden bir çığlık attı.

Perinous: "Sen..sen Racstin'in kızı mısın?! "

Kıvanç: "Aman tanrım.."

Ben: "O kim be! "

Perinous: "Baban bu halini görse kahrolur."

Kıvanç: "Neden daha önce söylemedin?"

Ben: "O ismi daha önce hiç duymadım. Benim babamın adı Mert annemin adı da Duru."

Perinous: "Onlar üvey annen ve baban salak kız."

Kıvanç: "İşler çığırından çıktı."

Perinous: "Hafızasını silmeliyiz."

Ben: "Ne! Hayır! "

Kıvanç: "Kardelen sana her şeyi anlatmak isterdim ama bunu yapamam."

Ben: "Neler oluyor? "

Kıvanç: "Eğer eve gidene kadar hiçbir şey sormayacağına dair yemin edersen hafızanı silmem."

Ben: "Senden nefret ediyorum."

Perinous: "Bu onun suçu değil! "

Kıvanç: "Tamam artık devam edelim."

Kolum acımıyordu. Başlarda acıdan ölüyordum ama garip bir şekilde şuan eskisinden daha güçlü hissediyordum. Yaramı açıp bakmak için uzanmıştım ama Kıvanç engelledi. Baba konusu da düşünmem gereken diğer bir konu tabii ki. Aklımda şuan delicesine sormak istediğim bir soru var. Ben evlatlık mıyım? Tamam o korkunç ve ilginç cümleler içerisinde bu soru biraz saçma olabilir. Ama.. herneyse.

Bu düşüncelerime ara verip Kıvanç'ın kendini kesmesini izledim. Benim gibi tek bir yerini deşmedi. Sol kolundan iki tane ve sol bacağından da bir tane çizik açtı. Tabii böylesi daha mantıklı.

Kıvanç :"O kadar da zor değilmiş."

Ben :"Seninle konuşmuyorum."

Perinous: "Herneyse. Şimdi kanınızla karıştırdığım ve içinde nadir bulunan fastino otu olan bu karışımı içmelisiniz."

Kıvanç: "Tekrar teşekkürler gerçekten."

Perinous: "Ödeşmiş olduk."

Ben: "Ödeşmek?"

Kıvanç: "Uzun hikaye sonra anlatırım."

Ben: "Sana sormadım. Ver şu içeceğimiz şeyi ve artık gidelim. "

Cadı olmak gerçekten havalı. Ama kendimi vampir gibi hissediyorum. Bu ikinci kez kendi kanımı içişim olacak. Ve daha da kötüsü ne biliyor musunuz? Kan içmek hoşuma gidiyor. Bu konuyu da daha sonra düşüneceklerim arasına yazıyorum. Hele bi Elif'i ve Burak'ı bulalım..

İkimiz de Perinous'un bize verdiği şeyi bir dikişte içtik. İçtiğim andan itibaren kafam ağırlaştı ve dengemi sağlayamadım. Yere düştüğümde Kıvanç'ın da yerde baygın bir halde yattığını gördüm. Perinous büyüye başlamıştı ve her ağzını açtığında biraz da ölüyor gibiydim. En son Perinous'un "3362" dediğini duydum ve daha fazla dayanamadım.

Açıkcası bu bölüm içime hiç sinmedi. Yine saçmalamakta dorukları zorluyorum. Neyse teşekkürler!

ANORMALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin